Kulağımda 70'lerden kalma şarkının, "Gençlik başımda duman ilk aşkım ilk heyecan. Kovaladıkça kaçan ateş böceği misin?" diyen nakaratı. Kanatlarını açarak beni keşfe davet eden bir elektrikli aracım var: Renault Twizy! Şehirli insanların yaşam tarzına göre tasarlanmış Twizy, yaz sıcaklarında serinleten ve insanları gülümseten hınzır bir alet. Çocuklar "Bunu ben de sürerim değil mi anne?" diyor. Kadınlar çok güzel bir isim takıyor: Elektrikli böcek! Elektrikli araçları kullanma şehirde yaygınlaşan kültür. AVM'lerde, parklarda her yerde şarj istasyonuna bağlı bir yaşam gelişiyor. Twizy, iki arabanın arasına dikine girip kapımın önünde park etme keyfi yaşatıyor. Uzun yol olmazsa diğer otomobilinizi unutuyorsunuz. Boyutlarına bakınca çocukların bile "Ben kullanırım" dediği Twizy'de ileri ve geri gitmek için düğmeye basmak yeterli. Otomatik vites olduğundan sadece gaz ve fren pedalı var. Durunca bir de el freni çekiyorsun. Sessizliği golf arabasına benziyor. Hızlandıkça çamaşır makinesinin sıkma moduna geçtiğinde çıkardığı gibi bir ses duyuyorsunuz. Yani motor sesi yok. Tekerleklerin zemine değme sesi var. Camlar kapalı olsa onu da duymayabilirsiniz.
PATRONLA TİTANİK POZU
Twizy'yi güvenlik kulübesinde şarja takıp yukarı çıktım. Patronum Şengül Balıksırtı "Gel benim ateş böceğine binelim" teklifime uzun uğraşlardan sonra "Evet" dedi. Yıldız Parkı'na kahve içmeye gidelim dedik. Bir baktım patron havaya girmiş kollarını açıp Titanik pozu veriyor. Üstelik cesaret edip parkın içinde sürüş deneyimi de yaşadık. Ancak benim arka koltukta olmaktan hoşlandığım söylenemez. İzmir'den ziyaretime gelen 1.98'lik yeğenimle kahvaltıya giderken de eşsiz bir manzara oluştu. Onu arabadan inerken görenler küçük dilini yutuyordu. Ancak 1.98'lik bedeni sereserpe koltuktan dikilince şaşırmamak kolay değil. Eğer siz de bir Twizy sahibi olacaksanız, kapılı otoparkınız olması veya site içinde oturmanız gerekli. Ben bütün gece ona bir şey olmacak diye korktum.
DÜŞMANLARI DA VAR
Herkesin yüzünde kocaman bir gülümseme yaratan araçta kötü deneyim yaşamadım. Ancak aracın düşmanları da yok değil. Sokak köpekleri beni Nişantaşı'nın göbeğinde kovalamaya başladı. Neyse ki kornasının sesinden korktular. İkinci düşman, sokaklara bırakılan çöpler. Gelişigüzel yıkanan sokaklar da Twizy'nin düşmanı. Aslında tüm motorsiklet sürücülerinin belası sabunlanıp ıslatılan sokaklar. Aracın kaymasına neden oluyor. Sokaklardaki çukurlar, asfaltın kratere dönüştüğü yollar bizi korkutuyor.
6 SORU 6 CEVAP
Sokaklarda karşılaştığım taksiciden esnafa, öğrenciden emekliye, kadından erkeğe herkese soru yağmuruna yanıt vermek ve poz vermekle geçti zamanım. Kimisi de oturup fotoğraf çektirmek istedi. İşte en çok sorulan 6 soru:
* Abi bu araç kaç yapıyor? Taksicilerin sorduğu bu sorunun yanıtı saatte 80 km. Ancak özellikle yokuş aşağı giderken fren mesafesi uzuyor.
* Abi bu elektrikli mi? Twizy şarj olurken, tıpkı ütü gibi 2 bin Watt elektrik enerjisi tüketiyor. Şarj ünitesi şebeke akımını doğru akıma dönüştürüyor ve 6,1 kWh kapasiteli aküde stokluyor. Motor ne kadar akım alırsa, o kadar güç üretiyor.
* Çalınmaz mı? Arkadaşım aracın boş ağırlığı yarım ton! Yani tam 474 kilo. Eğer vinç getirip götürme maliyetine katlanacaksan daha iyi bir araç tavsiye ederim. Vandallık yapacaklara ise zaten çare yok.
* Pil bitse yolda kalır mı? Akıllı telefon pillerinin fani ömrüyle korkutulmuş halkım merak etme şehir içinde şarj edecek yer bulursun. Bulana kadar da 100 km menzilin var. Son dakikayı beklemezsen pilin asla bitmez.
* Şarj ne kadar sürüyor? Bizim binadaki güvenlik kulübesinde uzatma kablosuyla 3.5 saatte sıfırdan yüzde yüze şarj etmek mümkün. Ancak genelde yarıdan aşağı düşmediğinden sorun olmuyor. 6.1 kWh kapasiteli aküyü bazı akıllı telefon ve tabletlerden daha kısa sürede şarj etmek mümkün.
* Fiyatı ne kadar? Tüm aksesuvarlarıyla birlikte 14 bin 400 euro. Yani 40 bin TL civarında.
