Japon şeflerin kâğıt inceliğinde soğan kestiği, balığı adeta hücrelerine ayırdığı hipnotize eden görüntülere bakınca 'Alet işler, el övünür' mü diyorsunuz? Marifet şefte mi, bıçakta mı? Yetenek mi, tecrübe mi, yoksa o gördüklerinizden olsa elinizde, çocuk oyuncağı mı?
Bıçak, mutfaktaki en kıymetli araç... Keskin bir bıçağınız varsa pek çok şey yapabilir, yoksa da hiçbir şey yapamazsınız. Başka pek çok alet edevatı birbirinin yerine kullanıp halledersiniz işinizi ama onun yerini tutan olmaz.
Bu hep böyleydi ama delirme sanki birkaç yıl öncesine kadar bu düzeyde değildi. Artık ev mutfaklarında da Wüsthof, Zwilling, Shun gibi Alman ve Japon markaların çeşitlerine rastlıyoruz. O endam, form, pırıltı, seksapel... Hepsine sahip olmayı istiyor ama etiketlerini görünce hayır, bileklerimizi kesmiyoruz. En iyisi Ela Cindoruk ve Nazan Pak'ın Teşvikiye'deki galerisine gidiyoruz.
Takılarıyla tanıdığımız bu iki ismin bıçakla ne işi olabilir? Evvelki gün ECNP Galeri'de ilginç bir sergi açıldı. KROP marka tasarım bıçaklar Sinan Tansal'ın zihninden ve elinden çıkma. İşlevsel, aynı zamanda da çok güzel ve hikâyeliler.
Sinan Tansal tanınmış bir diş hekimi ve müzisyen. Çocukluk merakı olan bıçakla ilişkisini de üçüncü bir meslek gibi sürdürüyor. Sap ve çeliğini elle işliyor, her birinin tasarımı farklı oluyor.
Saplarda kullanılmış, ömrünü tamamlamış malzemeler kullanıyor, onları yeniden biçimlendiriyor, hikâyeleriyle beraber başka bir alanda yeniden hayat veriyor. Çok iyi ediyor.
***
Yemek değil hesaplaşma
Yerli dizilerin belli sofra düzenleri olduğunu görüyoruz. Şöyle bir hatırlayalım:
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da aile fertlerini bir araya toplayan kalabalık, zengin ve genellikle gündemli kahvaltı masaları oluyor en çok. Hızır Ali'nin ortaya çıkışı da, Selda'yla evlendikleri 'müjdesi' de, Ömer'in teslim olması da, hep kahvaltı esnasında ya da sonrasında...
Bir de o mutfak masasının dili olsa da konuşsa! Gündüz kadın gıybetinin, gece eve geç geldiğinde Hızır'a atıştıracak bir şeyler hazırlayan Meryem ve sıklıkla Hayriye hanım üçlüsünün kara kutusu o. En kritik konuşmaların, en gizli kararların şahidi.
Hayriye Çakırbeyli'nin sütlacı meşhur. Hızır kendi yumurta kırıyor bazen. Kimsesiz Yaşar çay müptelası. Enişte grubunda çekirdekti, kestaneydi, çeneler hep işliyor. Ender iflah olmaz bir obur. Ama bunlar teferruat. Önemli olan sofra... Onun etrafında toplanmak. Aile birliği.
İstanbullu Gelin'de de öyle. Aile fertleri arasındaki elektrik, yemek masasından okunuyor. Kafası bozuk olan yemeğe inmiyor. Öfke düzeyi, örtüyü çekip tabak çanağı dağıtarak gösteriliyor. Bir hesaplaşma sahası orası.
Ufak Tefek Cinayetler'de her davet bir potansiyel kıyamet. Kin, nefret kusuluyor, yenilir yutulur olmayan laflar sokuluyor. Arzu'nun mutfak mahareti dillere destan, Merve'nin cheesecake'i meşhur, Oya ayvalı kereviz gibi gösterişsiz ama incelikli lezzetler yapıyor. Ama en nihayetinde yenilen toplu yemeklerin tadı tuzu yok: Herkes birbirinin açığını arıyor, yılların hesaplaşması hiç bitmiyor.
Yuvamdaki Düşman'da da hep bir kavga, bir gerginlik olacak belli ki sofrada. Yasemin'le Olcay hanım başta olmak üzere, herkes birbirine tavırlı ve aile yemekte bir araya geldiğinde tırmanıyor gerilim.
Yemek masası aynı zamanda savaş meydanı özetle. Üzerinize afiyet.
***
Sen anlat mutfak bezi!
Sen Anlat Karadeniz'in bu haftaki bölümünde kırık eline rağmen yemek yapmaya çalışan Nefes'in yumurtalarla mücadelesini izledik. Kırdığı yumurta, sahana değil yere düştü. Bunun üstüne sarı mutfak beziyle yeri sildi. Bazılarımıza kötü düşünceler musallat oldu: Mutfak tezgâhını da yine o bezle mi silecek?
Sonra tek elle (hem de sol) yumurta kırışını seyrettik. Nefes'in (İrem Helvacıoğlu) acemiliği belliydi ama yine de becerdi. Pek çok kişi beceremez bunu: Yumurtayı tek elle dağıtmadan kırmayı ve bunu hızlı hızlı yapmayı... Afili harekettir. Yüzlerce yumurta telef etmeden küçük toplarla deneyebilirsiniz. YouTube'da bu tekniği iki golf topuyla gösteren videolar var. Toplarla pratik yapıp elinizi alıştırınca yumurtaya geçip ev halkından jonglör muamelesi görürsünüz, itibarınız artar, güzel olur...