Yeni yıldan ne istersiniz? Sağlık, huzur, barış, mutluluk... Aşk, sevgi, zaman, yetenek... Hepsini bir yana koyun. Elle tutulabilecek, somut bir dilek hakkınız var ve para demek de yasak maalesef. Ne isterdiniz?
The New York Times Style Magazine editörleri bir liste yapmış. Taleplerden birkaçını alalım buraya:
ÇÖL SUYU: ABD'nin Meksika sınırı yakınlarında Chinati kaplıcalarında su, eklem ağrılarına ve cilt hastalıklarına iyi gelen minerallerle doluymuş. Musluk suyunda lityum varmış ve içtiğinde insanı hafif ve leyla hissettiriyormuş. Şişeleyip markette satmak/bulmak hiç fena olmazmış.
EV YAPIMI KEÇİ PEYNİRİ: Patmos'tan küçük bir tekne gezisiyle gidilen Marathi'deki Pantelis Tavern'in ev yapımı keçi peyniri, imrendiren anlatımdan da belli ki samimi bir dilek. Oralı keçilerin sütünden taze yapılan kadifemsi peynirin, üstüne sızma zeytinyağı gezdirilmiş basit bir domates-salatalık-zeytin salatasının tepesine bırakılışı, tatlı bir tatil temennisi gerçekten de.
ETİYOPYA'DAN NADİDE BAL: Etiyopya dünyanın en iyi bazı ballarının vatanı... Bilhassa da yüksekteki Tigray bölgesi. Buradaki dağların tepesinde, dünyanın pek az yerinde olan bitkilerin gücüyle, çok özel bir tat ve kokuda pek nadide bir bal varmış. Ondan bir kavanoz istenmiş.
SUDAN UCUZ SAHLEP: Caitlin Kelly, Türkiye'nin ılık ve tatlı kış içeceğinin genellikle tarçın ve gülsuyuyla aromalandırıldığını, üstüne de dövülmüş fıstık serpildiğini anlatıyor. İstanbul'da pek çok kafe ve sokak tezgâhında kolayca bulunmasına ve sadece 2 dolarlık ucuz fiyatına rağmen ABD'de hiç rastlanmamasından şikâyetçi. Bir Amerikalının yeni yıl dileğinin sahlep olması çok acayip değil mi?
BENİMKİ DE TAMALES: Meksika'nın geleneksel lezzetlerinden, mısır yapraklarının içinde pişen bir köftedolma arası bu. Yeni yıl dileğim E.A.'ya sokakta bunu tattırmak olsun. Sağlık, huzur, sevgi, bütçe, zaman olmadan Meksika'da bir şey tadamayacağımıza göre, beraberinde hepsini de çağırmış sayılırım.
***
Miss Turkey: Sedef İybar
Göğüs kısmının bıçak işlemez bir direnç gösterdiği pek çok hindiyle mücadeleye girdik yıllar içinde. Zaten bayıldığım etlerden değil. Birkaç yılbaşında kötü tecrübelerimiz de olunca kendisiyle... İlişkimiz daha da mesafeli bir hal aldı. Yine ve tekrar tekrar yemek isteyeceğim hindi sayısı bir elin parmaklarını geçmez dersem bonkör davranmış olacağım; şöyle bir sarıyorum geriye: Üç! Artık hiç de kısacık sayılamayacak ömrümde tanıştığıma çok memnun olduğum hindi sayısı sadece üç!
Onun da sonuncusuyla geçtiğimiz hafta karşılaştım. Bir ev davetinde, Sedef İybar'ın elinden çıkmıştı. Kuru erikli ve olağanüstü lezzetliydi.
Sedef İybar, daha önce de marifetlerine hayran olduğum (Paskalya çöreğini unutamam) muhabbeti de elinden çıkanlar kadar nefis, ayrıca ekrana da çok yakışan biri. Ama erikli hindisini tattıktan sonra gözümde başka bir mertebeye yükseldi. Sedef İybar artık Miss Turkey benim için.
Tebrik ediyorum. Paskalyanın da tekrarını bekliyorum...
***
Trendlerden önce sırada bunlar var!
Fındık sütü, moriga, mantar kahvesi, spirulina gibi 2018'in yeme-içme trendleri arasında adı anılanlara geçmeden önce önümüzdeki haftaya bakalım. Nostradamus olmaya gerek yok; yeni yıla girerken en çok bunlar yenecek: Mutfak masrafını şişirebilen evlerde, bazen catering kanalıyla: Hindi. Kestaneli iç pilav. Ördek. Bıldırcın. Kuzu tandır ve yanında yine iç pilav. Somonlu bir şeyler. Balkabaklı bir şeyler. İlla avokadolu bir şeyler. Bol şarküteri, envaiçeşit peynir...
Daha kendi yağıyla kavrulan evlerde: Zeytinyağlı yaprak/lahana sarma. Börek. Muhtelif zeytinyağlılar, mezeler. Kabak tatlısı. Kütük pasta. Nar. Mandalina. Muz. Bol kuruyemiş. Yılbaşı gecelerinin en demokratik, en dost, en vazgeçilmez refakatçisidir zaten kuruyemiş. Onsuz yıl bitmez ve başlamaz.
