Artık her 14 Şubat'ta maruz kaldığımız tatlar var: Çikolata mecburi mesela, çilek de şart, hele çilek çikolataya düşmüşse, tamam: Onu ısıran da aşka düştü, düşecek! 'Allı güllü' sadece rüküşe varan atmosferi anlatmıyor bu defa, masalar hakikaten de allı ve güllü. Her şey olabildiğince kırmızı tonlarında ve diğer tüm çiçekler solgun, varsa yoksa kırmızı gül. Bir de tabii kalp formunda yer gök. Servis tabağından kurabiyeye, peçete deseninden sütlaca, her yan kalp. Evet, sütlaç! İstanbul'un bazılarınca en iyisi sayılan Fatih Karadeniz Pidecisi (Bu parantezi açmadan mümkün değil geçemem: Bir keresinde beraber iş yemeğine gittiğimiz kalabalık gruptan biri, arkadaşına şöyle konum bildirdi telefonda: "Fatih Karadeniz diye bir adamın pidecisindeyiz." Halbuki evet Fatih'te, İtfaiye'nin oradaki 60 senelik Karadeniz pidecisindeyiz) bir de Hamsiköy sütlacı yapıyor ve üç yıldır yolladıkları Sevgililer Günü bülteninde bu fırın sütlacın üstü kalp şeklinde yanmış oluyor! Yine buna razıyız. Sütlaç nihayetinde, gündelik hayatta yaygın bir tatlı... Asıl bugün 14 Şubat diye dayatılan yemekler var ki, yemezsen mahallesinden geçemezsin aşkın! Nispetiye Caddesi'ndeki şık bir restoranın bu akşama özel tasarladığı 'Aşk Tatlısı'nın tarifine bakar mısınız: "Kek kıtırları üzerinde dondurma topları, çikolata ile kaplanmış çilekli tart, kalpten soslar üzerinde profiterol topları ve profiterol kuğular, çikolata ile kaplanmış çileklerle birlikte sunulan Aşk Tatlısı gecenin en romantik anlarını yaşatacak." Emin miyiz? Halbuki tam tersi de olabilir: Bu kuğulu-kalpli, çikolatalıçilekli kitsch klişeler ordusu karşısında insan püskürüp, romantizmi tuz buz edebilir de! Bir otelin 'executive' şefi de yine bu akşam için özel menü hazırlamış, adı Gönül Fermanı! Norveç somonu, falafel, bonfile dilimleri, orman meyveleri ve çikolatalı mus içeriyormuş bu Gönül Fermanı. Niye ki acaba? Somon ile et yemeyenleri, falafel ile vejetaryenleri, bonfileyle de kırmızı etsiz tatmin olmayanları, herkesi birden tavlamak için mi? 'Gönül fermanı yenmez', 'Gönül ferman yemez' dedirtmemek için mi? Halbuki aşk garanticileri sevmez, diye de bağlayalım.