Sözümüz yine Yunanistan seçimleriyle ilgili. Yeni Yunan hükümetinin nasıl bir politika izleyeceğini değil; bakanların görünümünü, hayat tarzlarını ve toplumdaki etkisini anlatmaya çalışacağım. Sol görüşlü SYRİZA partisinin iktidara gelmesi, ilk olarak dar boğazdan geçen Yunan halkında, -yapay da olsa- bir rahatlama yarattı... Ekonomik kriz nedeniyle işinden olanların, maaşları indirilenlerin, iş yerlerini kapatmak zorunda kalanların, ev kiralarını ödemekte zorlananların, üst üste getirilen ağır vergilerden bıkıp usanan varlıklıların, SYRİZA partisini bir can simidi olarak görmekten başka çareleri kalmamıştı... SYRİZA'nın, Yunan halkına sert ekonomik önlemler dayatan AB ve IMF karşıtı söylemleri bir yandan kulağa hoş geliyor; ancak diğer yandan "AB'den atılırsak ne oluruz?" kaygılarını da beraberinde getiriyor. "Oyumu SYRİZA'ya verdim ama inşallah vaat ettiklerini yerine getirmez" diyenlere de şahsen rastlamadım değil... Gelelim SYRİZA gibi hiç mi hiç ülke yönetimi ile ilgili deneyimi olmayan sol görüşlü bir partinin iktidarına... Radikal sol görüşlü SYRİZA, 300 sandalyelik parlamentoda 149 milletvekili çıkarınca, mecburen sağ görüşlü küçük bir parti ile işbirliği yaptı. Bu durum bazı çevrelerde soğuk duş etkisi yarattı. İki parti arasındaki fark, kabine üyeleri açıklandığında hemen fark edildi. 40 üyelik kabinenin çoğunluğu, yani 33 milletvekili kravatsız, ateist ve sol görüşlü, yedisi de dinine bağlı. Bunlardan ikisi solcu beşi sağ görüşlü. Hükümet üyelerinin ant içme törenleri de iki ayrı etapta yapıldı. Biri dini, diğeri laik... Yani ateist olan solcular anayasaya bağlı kalacaklarına dair şeref ve namus sözü verirken, sağ görüşlüler ve dinine bağlı olanlar dini ayinlerin eşliğinde İncil'e el basarak yemin etti. Bakanlar kurulunun ilk toplantısı da ilginçti. Başbakan Aleksis Çipras başta olmak üzere bakanların çoğu genç ve kravatsız olduğundan, kimin bakan olduğu pek anlaşılmıyordu.
HALK MEMNUN
Ama bakanların bu tarzı halk arasında oldukça hoş karşılandı. Yeni bakanlar, kendi arabalarını kendileri kullanıyor, güvenlik önlemlerini ret ediyor... Bir önceki hükümetlerin dönemine kadar her bir bakanın makam arabası, özel koruması vardı ama bakanlık binaları girişlerinde kendilerini öfke ile bekleyenlerin "yuh" sesleriyle karşılaşıyorlardı. Oysa casual giyimli SYRİZA bakanları şimdilerde "yaşa varol" sesleriyle karşılanıyorlar.. Hele Yunan ekonomisinin 'Yeni Çarı' konumundaki ve kendine özgün rockvari giysi ve söylemleriyle dikkati çeken Ekonomi Bakanı Yannis Varufakis en çok dikkat çeken bakanların başında geliyor... ABD, İngiltere ve son olarak Avustralya üniversitelerinde ekonomi profesörü olarak ders verdiği hiçbir halinden anlaşılmayan Varufakis'in fanları yalnız Yunanistan'da değil, Avrupa'da da yaygınlaşıyor. AB ve IMF müzakerelerinde yılanı deliğinden çıkarma görevini üstlenen Varufakis, işten kovuldukları için 18 aydan bu yana ekonomi bakanlığı önünde protesto eylemleri yapan temizleyici kadınlar tarafından çiçeklerle karşılandı... Çünkü Varufakis, bakan olur olmaz "Yunan ekonomisi, temizlik kadrosunun maaşları yüzünden çökmemiştir. Atina'nın dar sokaklarında lüks otolarla dolaşmak da çözüm değildir.." diyerek kovulan kadınların tekrar işe alınacağını açıklamıştı... Güvenlikten Sorumlu İçişleri Bakanı Eski Rektör Yannis Panussis ise göreve geldiği ilk gün, bakanlıkların önündeki polis kuvvetlerini geri çekti, parlamento önündeki demir korkulukları kaldırdı ve en önemlisi protesto gösterileri sırasında görev yapacak polis memurlarının tabanca taşımalarını yasakladı... SYRİZA hükümetinin tüm bu aykırılıkları, doğal olarak muhafazakar kesimde şok etkisi yaratıyor. Ama yine de, sağcısının da solcusunun da "Bakalım ne yapacaklar? Belki söyledikleri doğrudur da bir an önce ağır vergilerden kurtuluruz." ümidi ile SYRİZA'lı aykırı ve giysileri itibariyle gayri ciddi olarak gördükleri bakanlara belirli bir süre tanıyacakları anlaşılıyor.