Yazılara mahkemeyle başladık; mahkemeyle devam edelim. Gelin sizi Samsun'a götüreyim...
Rukiye adlı bir kız, müstakbel kayınvalidesi Sedef Hanım'la alışverişe çıkar... Kayınvalide Rukiye'ye dar giysiler denetmeye çalışır.
Bu tuhaf çabanın sebebi daha sonra anlaşılır: Sedef Hanım, müstakbel gelininin basenini (kalça-bacak bölgesi) kontrol etmeye çalışmaktadır: Geniş mi, değil mi, fazla yağlı mı, kenarlardan çok mu çıkıyor?
Nişan döneminde Sedef Hanım, Rukiye'nin basenine tekrar kontrol etmek ister. Rukiye karşı çıkar. Bunun üzerine Sedef Hanım "O zaman yüzükler takılmaz" deyiverir. Kız tarafı da "Peki takılmasın" der.
Bitti mi? Hayır. Rukiye onuru kırıldığı için 10 bin lira manevi ve 500 liralık da madd i tazminat davası açar. Ancak mahkeme "Manevi tazminat şartları oluşmamıştır" der. Dava temyize gider. Yargıtay mahkemenin kararını bozar. "Gelin adayının baseni bakmakta ısrar edilmesi ve baseniyle dalga geçilmesi küçük düşürücü bir harekettir. Kişilik haklarına zarar verilmiştir. Mahkeme manevi tazminata hükmetmelidir" der. Olaya sosyolojik açıdan bakarsak, kabaca şöyle diyebiliriz: Daire içlerindeki banyolar, halk hamamlarını gereksiz hale getirdi. Ancak geleneksel düşünce kendini bu gerçeğe uyarlayamadı.
Eskiden evlerin içinde banyo yoktu. İnsanlar hamama giderdi. Kadınlar börekler, sarmalar hazırlayıp hamamda eğlenirlerdi. Müzikler çalınır, göbekler atılırdı.
Hamam aynı zamanda kadınların oğullarına-yeğenlerine kız baktıkları yerdi. Evlenecek yaşta çocuğu olan anneler de kızlarını hamama getirirdi.
"Kız bakmak" sadece 'var mı, yok mu' diye soruşturmak değildi... Kıza düpedüz bakılırdı:
Yani gelin adaylarının bacakları, ayakları, basen ve göğüs bölgeleri incelenir, müstakbel kaynanalar tarafında kalite kontrolünden geçirilirdi.
Peki, hamam olmayınca bu iş nasıl yapılacak? Üstelik de oğlan annesine, "Bana kız bak ama geniş basenli istemem ha..." veya "Ablam söyledi, basenleri çok genişmiş o kızın..." derse, anne nasıl bir yol izleyecek?
Mutlaka gelin adayını rencide etmeyecek, incelikli müşahede yöntemleri geliştirilmiştir. Onları bilmeyen, kızı seçilecek mal olarak göre Sedef Hanımgiller ise biraz dangıl dungul hareket edebiliyor işte.
Not: Bilhassa kaynana-gelin ilişkisinin harika bir incelemesi için, Dikmen Yakalı Çamoğlu'nun Kaynana Ne Yaptı, Gelin Ne Dedi (İletişim) başlıklı kitabına bakabilirsiniz.