Ayhan'ın Sason'da başlayan hikâyesi, Ermenilik, Kürtlük ve Türklük arasında 'üçlü kutup'ta var olma deneyimlerinin hikâyesidir. Ayhan'ın babası ve amcaları Kürt aşiretleri içerisinde ölümden kurtulan Sason Ermenilerindendir. Köyde geçen çocukluğundan Ayhan'ın Ermeniliğe dair tek hatırladığı, koyun otlatmaya gittiklerinde hayvanları beklerken çobanlar arasında oynanan karınca oyunudur: "Tarla karıncaları kırmızı ve büyüktür. Diğerleri siyah ve küçüktür. Biz çocukken bunlar dövüştürülüyordu. Tarla karıncalarının ayakları koparılıyordu ki siyah karınca onu öldürebilsin. Bu tarla karıncaları Fılla idi. Fılla Hıristiyan demek. Bu çok fazla aklımda yer etmişti." Köydeyken fıllalar dışında bir de Kürtçe'den başka bir dil konuşan insanların olduğunun farkına varır Ayhan : "İnsanlar merkeze gittikleri zaman başlarından geçen şeyleri anlatırken arada Türkçe kelimeler kullanıyorlardı. Bunu söylerken diğerleri onlara 'Bu ne kadar çok şey biliyor' gibi bakıyor. Türkçe kelime kullananlar da hava atıyorlardı."