Erkan İpek, 42 yaşında. Tam 22 yıl boyunca eroin de dahil olmak üzere denemediği uyuşturucu ve uyarıcı kalmadı. Tam 40 kez AMATEM'e yatmış. Bu süreçte evlenmiş, kızı olmuş. Yıllar boyunca hiçbir şey onu uyuşturucudan uzak tutamamış. Ömrünün yarısını verdiği uyuşturucudan dört yıl önce kurtulmuş. Şimdi kendi gibi bu mücadeleye girenlere AMATEM'de rehberlik yapıyor. Her gün yeni bağımlılarla tanışıyor ve 22 yıl boyunca yaşadıklarını hafızasında canlı tutuyor. Söyleşi için buluştuğumuzda bize hikayesini anlatmakla kalmadı, bu işi görev edindiğini söyleyerek yüzünü saklamadan fotoğraf verdi.
- Nasıl başladınız uyuşturucuya?
- 14 yaşındaydım. Arkadaş çevresi ve özenti nedeniyle başladım. Eniştemle aynı dönemde başladık. Eniştem şu anda hayatta değil. Hiçbir maddi, manevi problemim yoktu, aile yapım çok düzgün, çok rahat ve huzurlu bir çocukluk geçirdim. Yani uyuşturucuya başlamamın altında bu tip bir sebep yoktu. Tamamen özendiğim için başladım. Önce kokainle tanıştım. Yaşım küçüktü ama kokaini temin edecek maddi gücüm vardı. Bir yıl sonra eroin... Onu tercih ediyordum artık. İkisi tamamen ayrı maddeler, biri uyarıcı, diğeri uyuşturucu.
- Etkileri de farklı...
- Kokaini bir hafta almadığım zaman bir şey olmuyordu. Eroinde de ilk birkaç denemede yoksunluk hissetmedim ve orada yanılgıya düştüm, hep böyle gidecek sandım. Yoksunluğu bir süre sonra hissetmeye başladım. Süreç böyle başladı. Sonra askerlik girdi devreye.
ASKERDEYKEN DE BULUYORDUM
- Askerdeyken bırakmak zorunda kaldınız herhalde?
- Aksine. Askerdeyken de kullandım. Temin edebiliyordum. Antalya'da askerlik yaptım, dışarıda olduğum zamanlar eroin alıyordum. İçerdeyken de eroinin yerine alkolü koydum. Bu sürede de kullandım. Askere gidene kadar birkaç kez tedavi girişimim olmuştu.
- Aileniz durumun farkında mıydı?
- Farkındaydı tabii. Onlar sürekli tedavi olmam için beni motive etmeye çalışıyorlardı. Ama ailemi ben yönlendiriyordum. Tedaviye giriyordum, tedaviden çıkıyordum, bırakmış numaraları yapıyordum. Ama kullanmayı sürdürüyordum, bir süre sonra yine farkına varıyorlardı. Yine 'Bu son bir daha olmayacak,' diye sözler veriyordum. Bir daha tedavi süreci yaşıyorduk. Bu tedaviler, hep ailem istediği için, annemin, babamın, kardeşlerimin üzülmemesi için kabul ettiğim tedavilerdi. Ama benim canım kullanmak istiyordu.
- Bağımlı olduğunuzu kabul ediyor muydunuz?
- Bağımlı olduğumu kabul etmiyordum, ben şunu diyordum: 'Kokain çok tehlikeli bir madde, bunu içemem ama eroin içerim!' Eroine geçtim, baktım olmuyor, esrar içmeye başladım. Sokak kültüründe şöyle denir: "Ottur günahı yoktur, bağımlılığı yoktur..." Çok yanlış. 24 yaşına geldiğimde bir akraba evliliği yaptım.
DÜĞÜN GECEMİ HATIRLAMIYORUM BİLE
- Bu evlilik de sizi uyuşturucudan kurtarmak için ailenizin bulduğu bir formül müydü?
- Evet. Evim, ailem olursa kullanmam diye düşündüler. Evlenmeden önce tedavi oldum, evlendim ama düğün gecemde de eroin almıştım. Düğün gecemi hatırlamıyorum bile. Ailem beni kullanmıyor biliyordu. Rize'de yapıldı düğün, takı törenini hatırlıyorum, gerisini hatırlamıyorum. Herkes horon tepiyordu, bir ara bir odaya girip uzandım, annem gelip, 'Oğlum bu senin düğünün, farkında mısın?' dedi. Yoğun maddeliydim.
- Bu sürede durmadan bir çok yerde tedavi oluyordunuz...
- AMATEM'de de tedavi gördüm, özellerde de. Ailem istedi ben de tedavi gördüm. Bağımlılığımı kabul etmem bir süre aldı. Bağımlılığımı kabul ettikten sonra, değişik maddeleri denedim. 'Tüm maddeler bağımlılık yapar,' demedim. Bir yudum birayla bir doz eroinin hepsi aynı düşüncesiyle davranmadım. O yüzden kullanılabilecek ne kadar madde varsa, buna ecza grubu ilaçlar da dahil olmak üzere hepsini kullandım.
KIZIM BİLE VAZGEÇİREMEDİ
- Evlilik nasıl gitti bu arada?
- Evliliğim, beş buçuk sene kadar sürdü. Eşim biliyordu durumumu. Evliliğim hep ailenin iteklemesiyle sürdü. Bir kızım oldu. Şu anda 13 yaşında. Kızım bile beni vazgeçiremedi. Kızımın doğumunda bile maddeliydim. Kızımın doğduğu hastaneye, bazı ihtiyaçları götürmem gerekiyordu, yol değiştirdim madde aldım, öyle hastaneye gittim. Sonra eşimle ayrıldık, artık o da bir noktadan sonra mücadele edemeyecek duruma geldi.
- Kopma noktası ne oldu, ne zaman 'Artık uyuşturucudan kurtulmam gerekiyor,' dediniz?
- Ben deneyebileceğim her şeyi denedim, illa bir şey kullanmak istiyordum. Ama hep kaybettim, hep kaybettim. Aile içinde huzursuzluklar çok oldu, ben altı kardeşin en küçüğüyüm, ağabeylerimle artık ilişkilerim kopma noktasına geldi. Babamla aynı evin içinde hiç konuşmaz olduk. Annem artık bitti tamamen. Onları bir kenara bırakın, ben bittim. Ne fiziksel ne ruhsal olarak kaldıramıyordum. Uyuşturucuda bir dip noktası vardır, ben dibi görmüştüm artık. Kaybedeceğim, birkaç şey kalmıştı, kızım, ailem ve ben. Kullanmak yönünde her şeyi denediğime artık tam tersini yapmam gerektiğine karar verdim. Bundan dört yıl önce..
- İnanmıyorum, çok yeni daha...
- Çok mu yeni? Bence yeterince uzun bir süre. Ben AMATEM'e 40 kez falan yattım. Ama hep birileri için yattım. Hep derdim birilerini kandırmak, mutlu etmekti. Bu son yatışta kendim için yattım. Son yatışıma kadar tedavi ekibi bana ne dediyse hep tersini yapmıştım. Hep onların söylediğini yapıyormuş gibi davranıp kendi bildiğimi yapıyordum.
- Mesela neler yapıyordunuz?
- 'Kullanan kişilerle görüşme,' diyorlardı, gidip görüşüyordum. 'Kullanılan yerlere gitme,' diyorlardı, gidiyordum. 'Burada tanıştığın kişilerin irtibat numaralarını alma,' diyorlardı, alıyordum ve onları arıyordum. Hep tersini denedim. Hep kendi kurallarımı uygulamak istedim. Son tedavimde hastanenin kurallarını uygulamaya karar verdim. Bir ay yattım. Tedavi ekibi bana ne söylediyse harfiyen yapmaya çalıştım. Bakın ben dört senedir temizim ama tedavim hâlâ sürüyor.
-
Kızınız bir zamanlar bağımlı olduğunuzu biliyor mu?
- Kızım daha yeni yürürdü, hissederdi. Ben maddeliyken, onunla oynardım, evin içinde yuvarlanırdım, bu kızımın hoşuna gitmezdi. Beni ayık görmek daha çok hoşuna giderdi. Ben madde kullanmadığım zaman ayık olduğumda, kızımla bu kadar samimi değildim.
BAĞ EVİ AÇIK OLSA BEGÜM YAŞIYOR OLABİLİRDİ
- Tedavi süreci zorlu muydu?
- Bir ay yatarak tedavi oldum ama zor kısmı arındırılma denen beş günlük bölüm. Bunu kararlı olan atlatıyor. Ben de atlattım, sonra ayakta tedavi için rehabilitasyona geçtim. AMATEM Bağ evinde yapılırdı rehabilitasyon. Bir yıl mesai gibi sabah gelip akşam gittim bağevine. Benim için dışarıya çok yumuşak ve güzel bir geçiş oldu. Bakın yatarak geçirdiğiniz süre önemli değil, sonrasındaki süreç önemli, eğer o süreci doğru geçirirseniz bağımlılığınızdan kurtulursunuz.
- Şu anda bu AMATEM'de yapılamıyor, neden?
- Bağ evi kapatıldı. Çünkü bağ evinin arazisini hastane inşaatına verdiler. Yani burada hastalar yatarak tedavi görüyor ama rehabilitasyon süreci uygulanamıyor. Hastane kurulması çok güzel, iyi bir hizmet verecek ama burası da önemli. AMATEM'i eksik bırakıyorlar. Bakın son bir ayda on hasta taburcu edildi buradan. Bu on hastanın en az yedisinin bu rehabilitasyon merkezine ihtiyacı vardı. Bu yedi hastanın belki altısı tekrar kullanacak. Yaşarsa buraya geri yatacak. Tedavi eksik şu an.
- Buradaki göreviniz ne?
- Ben hem spor hocalığı yapıyorum hem de bağımlılık rehberiyim. Hastalarla tedavi ekibi arasında köprü oluyorum.
BEGÜM BIRAKMAYI İSTİYORDU
- Begüm'le hiç konuşmuş muydunuz?
-Tabii, onun da bağımlılık rehberiydim. Bırakmayı istiyordu elbette. Buraya gelen kişinin içinde mutlaka bırakma isteği olur. Canı yanmıştır. İstiyordu ama yeterli değildi. İstemek tek başına yeterli değil. Tedaviyi hiç sürdürmedi. Onun acısını ben de çektim. Telefon alışverişi yapılmaması gerektiğini hep söylüyoruz. Begüm bunu beceremedi. Telefon alışverişi yaptı. Hastanenin dışında onlarla görüşmeyi sürdürdü. Bu insanlarla görüşmeseydi belki Begüm hayatta olacaktı.
- Peki bu bağ evi açık olsa, tedavisine burada devam edecek ve hayatı kurtulacaktı diyebilir miyiz?
- Kesinlikle, burada rehabilitasyon sürecine katılacaktı. Belki telefon alışverişi yapmış olacaktı ama aldığı o telefonları yırtıp atacaktı.