AŞKI ve sevgiyi sorgulatan
Selvi Boylum Al Yazmalım, aradan geçen 32 yıla rağmen hâlâ seyirciyi ekrana kilitleyip, etkisi altına almaya devam ediyor. Bu filmin hikâyesi, Türk Sineması'nın 'Sultan'ı Türkân Şoray'ın, Kırgısiztanlı yazar Cengiz Aytmatov'un eserini okuduktan sonra, film yapmak için usta yönetmen Atıf Yılmaz'a teklif götürmesiyle başlar. Atıf Yılmaz ile filmi yapmaya karar veren yapımcı Arif Keskiner de, Cengiz Aytmatov'a filmle ilgili izin almak istediğini belirten bir telgraf çeker. Aytmatov'ın 'Film çekildikten sonra izlemek isterim,' cevabı üzerine, mekân olarak seçilen Osmaniye'de, Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı, Ali Özgentürk'ün senaryosunu yazdığı filmin çekimleri başlar.
SEVGİ NEDİR?
Türkân Şoray, Kadir İnanır, Ahmet Mekin gibi oyuncuların yer aldığı filmin ön plana çıkan bir özelliği de, Cahit Berkay'ın film için hazırladığı müziklerdir. Hikâye ve kullanıldığı sahnelerle örtüşen müzikler, hâlâ çoğu yerde fon müziği olarak karşımıza çıkar. Film boyunca, üç ana karakterin iç seslerine de sık sık yer verilir. Film, yönetmeni Atıf Yılmaz'ın 'klasik film olmaz' tezini çürüterek, yıllar içinde klasikleşmiştir. Kitapta olduğu gibi filmde de ana tema, aşk ve sevgi arasında yapılan seçim, tutku ile emek arasında kalan Asya'nın (Türkân Şoray) ikilemidir. Bu seçimin yapıldığı final sahnesi, senarist Ali Özgentürk hariç, Atıf Yılmaz da dahil olmak üzere film ekibini epey düşündürmüş. Çünkü o güne kadar yapılan Türk filmlerinin çoğunda 'esas oğlan' ve 'esas kızın' birbirine kavuştuğu, mutlu sonlar üzerine kurulu bir beklenti yaratılmıştır. Filmin finalinde Asya'nın 'Sevgi nedir?' sorusu ve seçimi, Türk sinemasında romantizm döneminin de sona erdiğinin habercisidir. Çünkü Asya, ona âşık olduğunu söyleyen adam yerine, verdiği emekle onu sevdiğini kanıtlayan adamla olmayı seçer.
ARİF KESKİNER (Filmin yapımcısı):
Gösterime de girecek
"Selvi Boylum Al Yazmalım herkesin sevdiği, her zaman rastladığında tekrar izlediği bir film oldu. Sadece bir aşk filmi değildi. Filmin sevgi ve emek üzerine mesajı var. Sevgi de, emek de insana ait ve bütün insanlığı ilgilendiren konular. O yüzden eskimeyen bir konu. 1979 yılında Kemal Sunal ile Bulgaristan'a film festivaline gitmiştik. Gezerken Selvi Boylum Al Yazmalım'ın afişlerini gördük. Bulgaristan'da çıkan sinema dergisinde, filmin altı ayda 15 milyon gişe yaptığı yazıyordu. İlk başta inanmamıştım, çünkü o tarihlerde Bulgaristan'ın nüfusu 9 milyondu. Ancak daha sonra görüştüğümüz birçok kişiden, filme Bulgarlar da dahil olmak üzere dört beş kez gidenler olduğunu öğrendik. 7 Nisan'da Selvi Boylum Al Yazmalım'ın, İstanbul Film Festivali'nde özel gösterimi yapılacak. Şu an negatifleri temizleniyor. Sesler, efektler, müzikler her şey temizlenecek. Filmin eski halinden hiçbir şey değişmeyecek. Kaybolan renkler, filmin ilk yapıldığı hale getirilecek. İstanbul Film Festivali'nden sonra, filmi yeniden vizyona sokmak gibi bir düşüncemiz var. Keşke yurtdışındaki gibi, eski filmlerin gösterildiği bir sinema salonumuz olsa. Bir filmi sinemada izlemenin keyfi çok başkadır."
TÜRKAN ŞORAY:
Aşkı ve sevgiyi iyi anlatan bir film
"Filmin yeniden gösterilmesini çok heyecan verici ve doğru buluyorum. Bu film, Türk Sineması'nda yapılmış, aşkı ve sevgiyi en güzel anlatan filmlerin başında geliyor. Bu film bize sinemada, sevginin emek gerektirdiğini ve çok değerli olduğunu kez daha gösterdi. Aşk ve sevgi arasındaki farkı; aşkın ateş gibi parlayıp sönebileceğini, insanın içinde bir sızı bırakabileceğini ama sevginin değerli, kalıcı ve emekle oluşan bir şey olduğunu gösterdi. Ayrıca bütün kadronun bir araya gelmesiyle oluşan o büyülü atmosfer filme de yansıdı. Dolayısıyla, bir 32 yıl sonra daha tekrar gösterilebilir diye, düşünüyorum."
KADİR İNANIR:
32 yıl sonra Kırgızistan'a gidiyorum
"Filmde bütün çalışanların içtenlikle, iyi bir film yapma kararıyla başından sonuna kadar coşkuyla çalışması neticesinde, başarılı bir iş ortaya çıktı. Temelinde Cengiz Aytmatov gerçeğini de unutmamak lazım. Çünkü çok sağlam bir hikâye var ve çok da güzel senaryolaştırıldı. Herkes, maddi kaygı düşünmeden filme katkıda bulundu. Bunun karşılığı olarak da izleyiciye yansıdı, hâlâ da devam ediyor. 15 Nisan'da, filmle birlikte 32 yıl sonra Kırgısiztan'a gidiyorum."