Hayat yolculuğunda hepimiz, kimi zaman durup düşünmek zorunda kalırız: "Beni gerçekten engelleyen nedir?" Çoğu zaman bu sorunun cevabı dış dünyada değil, iç dünyamızda saklıdır. Korkularımız... Görünmez bir duvar gibi önümüzde duran, adım atmamıza mani olan bu duygular, aslında varlığımızın bir parçasıdır. Ancak onları anlamadan, kabul etmeden ve dönüştürmeden, hayatın potansiyelini tam anlamıyla yaşayamayız.
TEMELİ KORUNMA
Korku, temelinde bizi korumak için vardır. Tarih öncesi dönemlerde bir aslandan kaçarken bu duygu, hayat kurtarıcıydı. Ancak modern dünyada bu "kaç ya da savaş" mekanizması, fiziksel tehlikeler yerine zihinsel tehditlere tepki vermeye başladı. Eleştirilme korkusu, başarısızlık korkusu, reddedilme korkusu... Bu korkular, potansiyelimizi gerçekleştirmemize mani olan görünmez zincirlerdir. Birçok insan, korkularını hissetmemek için eyleme geçmeyi bırakır. Örneğin, bir işe başlamak yerine sürekli "hazır değilim" bahanesinin ardına sığınabiliriz. Oysa ki bu hazır olmama hissi, korkularımızın bir maskesidir. Korku, kalbimizin içinde yankılanan küçük bir ses gibidir: "Ya başaramazsam? Ya yeterli değilsem? Ya insanlar beni eleştirirse?" Ve bu ses, bizi bir adım atmaktan alıkoyar.
DAHA DERİN BAĞLAR KURABİLİRSİNİZ
Korkularımızı aştığımızda, özgürlüğü keşfe- keşfederiz. Daha derin bağlar kurar, potansiyelimizi deriz. gerçekleştirme cesaretini buluruz. Hayat, korkuların arkasında saklanmaz. Hayat, kor- korkuların üzerine cesaretle yürüdüğünüz o kuların yolda sizi bekler. Unutmayın, cesaret korkunun yokluğu değil, onunla dans etme sanatıdır.
BİR DÖNÜM NOKTASI
Korkularını aşan bir insan, sadece kendi yaşamında değil, çevresindekilerin hayatında da bir dönüm noktası yaratır. Çünkü korkularımızı dönüştürdüğümüzde, hem kendimize hem de başkalarına şu mesajı veririz: "Sen de yapabilirsin." Korkuyu aşan kişi, yeni bir bilinç düzeyine ulaşır. Bu bilinç düzeyinde: Yaratıcılık artar. Çünkü korku, zihni esir alır ve yaratıcılığı köreltir. Onu aştığınızda zihniniz özgürleşir ve yaratıcı düşünceler akmaya başlar. İlişkiler derinleşir. Korkular genellikle insanlar arası bağları zayıflatır. Eleştirilme ya da terk edilme korkusu, sevgiyle bağ kurmamıza engel olur. Korkuların ötesine geçtiğinizde, daha samimi ve anlamlı ilişkiler kurabilirsiniz. Kendine güven gelişir. Korkular, içimizdeki gücü gölgeler. Onları aşmak, aslında kendimize olan inancımızı yeniden kazanmamızı sağlar.
KENDİ HİKAYENİZİ YAZIN
Her birimizin hayatında korkularla ilgili bir hikayesi vardır. Peki, siz bu hikayenin kahramanı olmaya hazır mısınız? Korkularınıza teslim olup bir kenarda beklemek yerine, onların üzerine gitmeyi seçtiğinizde, kendi hayatınızın yazarı olursunuz. Her adım, sizi daha güçlü ve özgür kılar. Bu yolculukta unutmayın: Korkularınız sizi tanımlamaz, siz korkularınızın ötesinde bir varlıksınız. Korkuyu aştığınızda, hayatın size sunduğu tüm güzellikleri daha net görebilirsiniz. Ve en önemlisi, cesaret bulaşıcıdır. Siz cesaret ettiğinizde, başkalarına da ilham olursunuz.
BİR ÇAĞRI: CESARETLE YAŞA
Yazıyı bitirirken size şu çağrıyı yapmak istiyorum: Hayat kısa ve değerlidir. Onu korkularınızın sizi sınırladığı bir hapishane yerine, cesaretinizle şekillendirdiğiniz bir sanat eserine dönüştürün. Unutmayın, her korkunun ötesinde yeni bir başlangıç sizi bekliyor. Şimdi derin bir nefes alın ve şu niyeti kalbinizde hissedin: "Korkularımı sevgiyle kabul ediyor, onların üzerime koyduğu sınırları aşmayı seçiyorum." Bu cümleyle yolculuğunuz başlasın. Ve unutmayın, her adımda sizinle aynı yoldan geçen milyonlarca insan var. Hepimiz, cesaretle yaşanmış bir hayatın peşindeyiz.
1 İLK ADIM YÜZLEŞME
Bir korkuyu aşmanın ilk adımı, onunla yüzleşmektir. Kendinize şu soruyu sorun: "Gerçekten neyden korkuyorum?" Bunu bir kağıda yazmak, korkularınızı somutlaştırır ve onları daha net görmenizi sağlar. Korkular, onları tanımladığımızda gücünü kaybeder.
2 KAYNAĞINI ARAŞTIRIN
Her korkunun bir kökeni vardır. Belki çocuklukta yaşadığınız bir olay, belki de toplumun üzerinize yüklediği beklentiler... Örneğin, bir işte başarısız olmaktan korkuyorsanız, bu korkunun arkasında "yetersiz hissediyorum" inancı yatıyor olabilir. Korkunun kökenini bulduğunuzda, onunla daha kolay baş edebilirsiniz.
3 KÜÇÜK ADIMLARLA İLERLEYİN
Korkular genellikle büyüktür ve bu büyüklük bizi hareketsiz bırakır. Ancak bir dağı, bir anda değil, adım adım tırmanabiliriz. Korktuğunuz şeyi küçük parçalara bölün. Örneğin, topluluk önünde konuşmaktan korkuyorsanız, önce küçük bir gruba hitap edin. Zamanla bu korku, yerini özgüvene bırakacaktır.
4 KONUŞMAYI DENEYİN
Korkularınızı yok etmeye çalışmak yerine, onlarla konuşmayı deneyin. Onlara şefkatle yaklaşın ve deyin ki: "Seni görüyorum, seni anlıyorum. Ama artık hayatımı senin kontrol etmene izin vermeyeceğim." Bu yaklaşım, korkularınızla barışmanızı sağlar.
5 HAREKETE GEÇİN
Korku, hareketsizliğin besin kaynağıdır. Oysa ki korkuyu aşmanın en etkili yolu, eyleme geçmektir. Adım attığınızda, korkunun yarattığı o büyük duvarın aslında bir illüzyondan ibaret olduğunu fark edersiniz. Çünkü korkularımız, onlara inandığımız sürece gerçektir.
6 SEVGİYE DÖNÜŞTÜRÜN
Sufi felsefesinde, korkular genellikle insanın hakikate ulaşma yolunda karşısına çıkan sınavlar olarak görülür. Korkuyu sevgiyle dönüştürdüğünüzde, o sınav bir rehbere dönüşür. Şems-i Tebrizi'nin dediği gibi: "Korku, aşkın çıraklık dönemidir." Bu yüzden korkularınızı, sizi daha büyük bir özgürlüğe götüren bir kapı olarak görün.