Bu hafta bir arkadaşımla oturuyordum bana "Erkek arkadaşım ve onun arkadaşları sürekli olarak kadınların yaşları üzerinden yorumlar yapıyorlar. '30'u geçen bir kadınla kim ne yapsın?' diyen de var, '40'ından sonraki kadına kimse bakmaz' diye konuşan da... Erkekler kadınları her nedense sürekli olarak aşağıya çekmenin derdindeler. Hep bir tüme varım cümlesi var ağızlarında. 'Evlenip boşandıysa şöyledir', 'Çocuğu varsa böyledir', 'Yalnızsa şöyledir' diye... Ben onların yorumlarını dinlerken utandım. Sonra annelerini, anneleriyle olan ilişkilerini düşündüm. Kocasıyla mutsuz, kendi var olamamış, varlığını oğlu üzerinden tanımlamaya çalışan kadınlar. Ve onların sanal bir mükemmellik içinde büyüttüğü, eksik kalmış yetişkin görüntülü ama içi çocuk kalmış adamlar" diye dert yandı...
Golden Globes'tan öğrendiklerimiz
İşin kötü yanı bu şekilde dert yanan tek kadın arkadaşım, o da değildi. Her nedense erkekler yaşları ilerlemiş olmasına rağmen 'hata yapabilir', 'istemezse yetişkin sorumluluğu almayabilir', 'canı isterse farklı gönül maceralarına atılabilir', 'işi sevmezse ayrılabilir', 'bir patron gibi özel hayatındaki insanı eleştirebilir'... Bu maddelerin çok daha kötücüllerini dillendirmek bile istemiyorum. Ama en alt katmanda bu maddeler varken zaten işin içine psikolojik kırılmalar da eklendiğinde daha neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum... Sonuç olarak bir kadını yetersiz ve eksik hissettirmek için erkeklerin sayısız madde bulduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bir cinsi hakir, eksik, yetersiz görerek bir başka cinsin yükselmesiyse mantık olarak mümkün değilken biz bu bakış açısının sayısız kırılmasını yaşıyoruz düzenli olarak. Eminim içinizden, "İdil tatlı tatlı moda, güzellik yazıyorsun. Nerden çıktı şimdi bu konu? Nereye varacaksın acaba?" diye sormaya başlamışsınızdır. Nereye varmak istiyorum biliyor musunuz arkadaşımın bana dert yandığı günden birkaç gün önce düzenlenen Golden Globes Ödül Töreni'ne varmak istiyorum aslına bakarsanız. 62 yaşındaki Demi Moore'un 45 yıllık ilk ödülünü aldığı geceye yani... O töreni hatırlıyor musunuz? Şıkları, ödül alanları, kırmızı halıda boy gösterenleri?
Doğallık ön planda
Sadece bizim coğrafyamız değil, dünyanın her yerinde kadınlara karşı bu tarz ön yargılar var. Ön yargıların en büyüğü de yaşlarıyla ilgili olanı ne yazık ki. 'Belli bir yaştan sonra' nasıl ki erkeklere bir şey olmuyorsa kadınlara da hiçbir şey olmuyor. Golden Globes da tam olarak bu durumu ortaya koymuş durumda. Tam olarak bu nedenle son bir haftadır dünyanın önde gelen tüm gazeteleri bu kadınların güzellik ve fit kalma rutinlerini sayfalarına taşıyor. Neden mi? Çünkü bilim adamlarının insan ömrünü 100 yaşına kadar artırmaya çalıştığı ve uzayan ömürle birlikte sağlığın ve ortalama bir fitlik ve güzellik algısının sürdürülmesi gereken bir dönemdeyiz de ondan. Yani şu an her kaç yaşındaysanız 100 yaşınıza kadar yaşama ihtimaliniz olduğunu düşünüp ona göre kendinize bakmanız gereken bir dönemdeyiz.
Tüm bu kadınların ortak özelliği spor yapıyor olmaları. Yürüyüş en azından. Yoga, pilates gibi kasları çalıştıran daha farklı egzersiz rutinleri de var doğal olarak. Glutenden, süt ürünlerinden, alkolden uzak duruyorlar. Geç saatlere kadar uyanık değiller. Güne erken başlıyor ve erken bitiriyorlar. Ağırlıklı olarak yeşillik ve sebze tüketiyorlar. Bolca su içiyorlar. Güneş ışınlarına karşı kendilerini sürekli koruyorlar. Cilt bakımlarına özen gösteriyorlar. Doğal ürünler, gül suyu, hindistan cevizi yağı gibi materyaller kullanıyorlar. Doğru doktorlarla ciltlerindeki kolajen miktarını artıran, cilt sıkılığını korumalarını sağlayan uygulamaları tercih ediyorlar. Dolgu ve türevi uygulamalardan ağırlıklı olarak uzak duruyorlar ya da çok az miktarda kullanıyorlar. Tüm bunların ötesinde üretmeye, çalışmaya devam ediyorlar. Profesyonel iş hayatında yoğunluk dereceleri değişiyor. Ancak her koşulda çalışmayı sürdürüyorlar. Sosyal hayatlarına ve hobilerine zaman ayırıyorlar. Tüm bunlar da ışıklarının ve kadınsı doğal ve güzel enerjilerinin hep parlamasını sağlıyor.
POPÜLER,ÇALIŞKAN VE VARLIKLI
Heidi Klum'u (51), Nicole Kidman'ı (57), Sharon Stone'u (66) ya Cate Blanchett'i (55) ya da Pamela Anderson'u (57) Kate Winslett'ı (49), Angelina Jolie'yi (49), Salma Hayek'i (58), Kate Hudson'ı (45)... Gözünüzün önüne geldi mi tüm bu kadınlar? Ben size sorsam bu isimleri duyunca ne geliyor aklınıza diye? Eminim içinizden, "Çok başarılar. Çok ünlüler. Çok popülerler. İşlerinde çok iyiler. Stresle çok iyi baş edebiliyorlar. Çok dişiler. Çok güzeller. Çok iyi giyiniyorlar. Çok iyi bir maddi duruma sahipler. Çok fit'ler" dersiniz... Liste tabii böyle uzar gider. Aralarında evli çocuklu olanlar da var. Evlenmiş boşanmış olanlar da. Çocukları olup evlenmiş boşanmış olanlar da. Çocukları olup evlenmiş boşanmış bir başka evliliğe adım atmış olanlar da. Evlenmemeyi tercih edenler de... Şimdi bana söyleyin bana Hollywood ve dünya starı olma özelliklerini bir yana koyduğunuz zaman bu kadınların yanında nasıl adamlar olması gerekir? "En az onlar kadar varlıklı, popüler, güçlü, fiziğine ve giyimine dikkat eden, erkek enerjisi yüksek, başarılı. Stresle ve ilişkilerle baş edebilen birileri olmalı" dediğinizi duyar gibiyim. Yaşla ilgili bir şey demek gelmiyor aklınıza öyle değil mi? Çünkü yaştan önce evrensel denklik kuralları var. Ve bu denklik sağlanmadan zaten bu kadınların ya da bu kadınlar gibi kadınların yanında bir erkeğin var olabilmesi mümkün değil. Kadın değildir doğada yetersiz olan. Erkek yetersiz olur ne yazık ki. Ve bu yetersizliği de kadına bir kusur uydurup onu alaşağı etmek, elinde tutmak, kazanabilmek için kullanır... "İdil ama çok yüklendin erkeklere... Haydi gel şu anlatmak istediğin yaş konusuna... Ve 45 yaş üzerindeki hatta 60 ya da 60'a merdiven dayamış kadınların bu yükselişte olma halini bize" demeye başladınız öyle değil mi...