İlişkilerde sıkça kendimize sorduğumuz bir soru vardır: "Onu değiştirebilir miyim?"... Bu soru, aslında hepimizin içindeki bir arzuya işaret eder. Sevdiğimiz bir kişinin farklı bir şekilde davranmasını, bizim hayal ettiğimiz gibi olmasını isteriz. Ama durup düşünmek gerekir: Bu gerçekçi mi? İnsanların değişimi ve ilişkilerdeki dengeler üzerine daha gerçekçi bir bakış açısı geliştirmek, hem kendimize hem de karşımızdaki insana daha fazla özgürlük tanımamızı sağlar. Bu bakış açısı, ilişkilerimizi daha sağlıklı bir zemine oturtmamıza yardımcı olur. Gelin, bu konuda dikkat etmemiz gereken temel noktaları birlikte keşfedelim. Bir başkasını değiştirme düşüncesi, çoğu zaman içimizdeki derin bir sevgiyle ya da o ilişkiyi daha iyi bir hale getirme arzusuyla ortaya çıkar. Sevdiğimiz bir kişinin daha iyi bir versiyonu olmasını istemek ya da onun hayatına olumlu bir katkıda bulunma hayali taşıyabiliriz. Ancak burada gözden kaçırmamamız gereken bir gerçek var: İnsanlar, başkalarının isteği ya da zorlamasıyla değişmezler. Değişim, ancak kişinin kendi isteği ve içsel motivasyonuyla mümkündür. Ne kadar çabalarsak çabalayalım, bir kişinin değişmesini biz kontrol edemeyiz; bu süreç tamamen onun iç dünyasıyla ilgilidir.
YORUCU VE SONUÇSUZ BİR DÖNGÜ
Bir başkasını değiştirme çabası, başlangıçta iyi niyetle yapılmış gibi görünse de, çoğunlukla hem yorucu hem de sonuçsuz bir döngüye dönüşür. Bu döngüde, karşı tarafı değiştirmeye çalışırken yalnızca kendimizi yıpratır, enerjimizi tüketiriz. Dahası, bu çaba çoğu zaman ilişkiye de zarar verir. Çünkü karşımızdaki kişi, bu zorlamayı baskı olarak algılayabilir ve bizden uzaklaşmaya başlayabilir. Değişim, dışarıdan gelen müdahalelerle değil, kişinin kendi içsel farkındalığıyla ve bunu takip eden iradeyle gerçekleşir. Başkalarını değiştirmeye çalışarak onlara yardım ettiğimizi düşünsek de, aslında farkında olmadan ilişkilerimizi zayıflatıyor olabiliriz.
KENDİ SINIRLARINI KEŞFEDİN
Karşınızdaki kişiyi değiştirmeye çalışmak yerine, kendi sınırlarınızı ve kabullerinizin neler olduğunu anlamaya odaklanın. Bu, sadece kendinizle olan ilişkinizi değil, başkalarıyla olan bağlarınızı da daha güçlü ve huzurlu bir hale getirecektir. Unutmayın, birini değiştirmek sizin elinizde değil. İnsanlar sadece kendi istekleriyle ve kendi farkındalık süreçleriyle değişebilir. Bunun yerine, kendinizi tanıyarak ve kabul ederek, daha dengeli ve tatmin edici ilişkiler kurabilirsiniz. İnsanları oldukları gibi kabul etmek, hem sizin hem de karşınızdakinin özgürlüğünü artırır ve daha sağlam bir ilişki temeli oluşturur. Eğer bir insanın değişmesini istiyorsanız, önce bu isteği bir kenara bırakmayı öğrenin. Çünkü değişim, dışarıdan gelen bir müdahaleyle değil, içeriden dışarıya doğru başlayan bir yolculuktur. Bir yol arkadaşı seçerken, karşınızdaki kişiyi olduğu haliyle görmeyi ve kabul etmeyi deneyin. İşte bu kabul, gerçek sevgiye ve derin bir bağlılığa giden kapıyı aralar. Sevgi, birini değiştirmeye çalışmak değil, onun olduğu haliyle yanına oturabilmektir.
DENGE KURMAYI ÖĞRENİN
Değişim, bir insanın alışkanlıklarını, düşüncelerini ve hatta kendine olan bakış açısını yeniden gözden geçirmesini gerektirir. Bu da kolay bir süreç değildir. Çünkü, insan değişebilmek için kendisiyle yüzleşmek zorundadır. Yüzleşmek demek, kurban psikolojisinden çıkmayı, başkalarını suçlamaktan vazgeçmeyi, kendi hatalarını kabul edebilmeyi gerektirir. Ancak burada ince bir çizgi vardır: Yüzleşmek, tüm suçları üzerimize alıp kendimizi cezalandırmak anlamına gelmez. İnsanlar ya sürekli başkalarını suçlayarak kendilerini rahatlatma eğilimindedir ya da tam tersi, kendilerini suçlayarak çıkmaz bir döngüye girerler. Gerçek değişim, bu iki uç arasında denge kurmayı öğrenmekle başlar.
SAĞLIKLI İLİŞKİLER İÇİN GERÇEKÇİ OLMAK ŞART
Kendi davranışlarımızı değiştirmek bile başlı başına bir mücadele gerektirirken, bir başkasını değiştirmeye çalışmanın gerçekçiliği üzerine düşünmek önemlidir. İnsanlar, kendilerini değiştirmek için bile içsel motivasyona ve kararlılığa ihtiyaç duyarken, bir başkasını değiştirme çabası genellikle hayal kırıklıklarıyla sonuçlanır. Bu nedenle, bir ilişkiye başlarken ya da bir yola çıkarken, değişim beklentisi yerine daha gerçekçi bir bakış açısı geliştirmek gerekir. Kendi kendinize şu soruyu sormak, bu konuda en önemli rehberlerden biri olabilir: "Bu kişiyi olduğu haliyle kabul edebilir miyim?"... Bu soruya dürüst ve samimi bir şekilde "Evet" yanıtını verebiliyorsanız, karşınızdaki kişiyi değiştirme beklentisinden kurtulup, ilişkinizi daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde inşa edebilirsiniz. Çünkü bir ilişkide en büyük hayal kırıklıkları, çoğu zaman karşımızdaki kişiyi değiştirebileceğimiz varsayımıyla hareket etmekten doğar. Karşınızdaki insanı olduğu haliyle kabul etmek, ilişkiye daha geniş bir anlayış ve daha sağlam bir temel kazandırır. Kabul edemediğiniz ya da değiştirmek istediğiniz noktalar varsa, bunların ilişkinizde sorunlara yol açıp açmayacağını düşünmek önemlidir. Eğer bu noktalar ilişkinizin temeline zarar vermeyecekse, o zaman değiştirme çabasına girmeden, olduğu haliyle ilişkiyi yürütmek çok daha sağlıklı olacaktır.