Geçtiğimiz ay Bulgaristan'ın Varna şehrinde düzenlenen Uluslararası Flüt Yarışması'nda göğsümüzü kabartan bir başarı elde edildi. Farklı ülkelerden 40 öğrencinin katıldığı yarışmada 12 yaşındaki Asya Sokol, usta müzisyenlerin olduğu jürinin önündeki performansıyla kendi kategorisinde hem birinciliği kazandı hem de önemli övgüler aldı. Ben de kendisiyle buluşmak istedim. Asya benimle ancak bir çikolatacıda buluşabileceğini iletmiş. İstediği yerde buluştuk. O sorularımı cevaplarken ben de "Sevmem" dediği bitter çikolataları yiyordum. Çocuk olsa da cevap verirken hep düşünüp konuşması, kelimeleri dikkatli seçmesi ve kibarlığı ile Asya gönlümü kazandı.
- Asıl konumuza gelmeden önce bize bir gününü anlatır mısın?
- 06.30'da kalkıyorum. 08.20'de okulda dersim başlıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda okuyorum. Sınıf ortamım, arkadaşlarım gayet iyi. Öğretmenlerim de çok iyi, derslerim de harika gidiyor. Akşam 23.00 gibi yatıyorum.
- Senin okulunla normal okul arasındaki fark nedir?
- Müzik dersleri daha yoğun. Ama bunun dışında bir zorluk yok, sıkıntı yok yani benim bir hayalim var çünkü.
-
Hayalini bizimle paylaşır mısın?
- En iyi ve en başarılı isimlerle, ünlü sahnelerde olmak. Bunu başaracak seviyede bir müzisyen olmak. Jasmine Choi'yi çok seviyorum mesela. En büyük ilham kaynaklarımdan birisi. Onu dinlediğim zaman tekrar tekrar başa sarıp dinliyorum. Öğretici videolarından yeni şeyler öğneniyorum. Flüt tekniği çok güzel, onu dinlemeyi çok seviyorum.
-
Uluslararası Flüt Yarışması'nda önemli bir başarıya imza attın. Senden dinleyebilir miyiz?
- Hayatımda ilk defa yurt dışına çıktım. Filip Pavlov, Raffaele Trevisani ve Andre Oliva gibi ünlü besteci ve flüt sanatçıları jürideydi. Heyecanlandım ama öğretmenlerim nasıl davranacağımı anlattılar. Sahnede konsantre idim.
-
Yarışmaya kaç kişi katıldı, ne çaldın?
- 40 kişiydik. Ben kendi yaş grubumda birinci oldum aynı zamanda En İyi Bulgar Eser Yorumcusu Ödülünü de kazandım. Bulgar besteci Ckerkin'in eseri Sevdana'yı çaldım. Özlem Noyan öğretmenim ile beraber seçtik. Bir Proust bir de Handel eseri ile üç eser icra ettim.
-
Seni rakiplerinden ayıran özelliğin neydi?
- Jüridekiler ufak yaşta olmama rağmen sesleri bu kadar iyi çıkarabilmemin duyguyu karşı tarafa daha çok hissettirdiğini söyledi. Nüansları çok iyi bir şekilde yapabilmeme şaşırdılar. Annemin dediğine göre, "Daha önce dünyaya birkaç defa gelmiş ve birçok duyguyu yaşamış yaşlı bir kadının bilgeliğiyle çaldı" demişler.
NEFESİME GÜVENİYORUM
- Flüt çalışıyorsun ama aynı zamanda çok da güzel şarkı söylüyorsun. Senin tercihin hangisi?
- Konservatuvara giriş sınavında enstrümanımı jüri seçti. Fakat daha öncesinde de flüt benim hoşuma gitmiyor da deği-l di. O yüzden gittikçe flüte daha çok yakınlaşmaya ve daha çok sevmeye başladım. İlk piyano istiyordum. Fakat ellerimin flüte daha çok uygun olacağını söylediler. Keman çalmayı telli bir enstrüman olduğu için hiç düşünmedim.
- Şarkı söylemekle ilgili soruma cevap alamadım...
- Beş yaşımdan beri şarkı söylüyorum. Yani eskiden böyle altılı yaşlarımda şarkıcı olacağım diye hayaller kuruyordum. Fakat şimdi hem sahnede flüt çalıp, hem bir yandan da ileriki zamanlarda şarkı söylemek istiyorum. Hayatıma flüt girdiği için, kendimi mutlu ve şanslı hissediyorum. Öğretmenim Özlem Noyan bana, "Şarkı söyleyebilmen flüt çalmanda senin için çok büyük bir avantaj" diyor. Onun gibi bir öğretmene sahip olmak gerçekten benim için en büyük şanslardan birisi. Yani orada birinci olmamı sağlayan insanlardan birisi ve öğretmenimi çok seviyorum.
- Flütün diğer enstrümanlardan ayırıcı özelliği nedir senin için?
- Flütü çalarken daha fazla duygunun içine girebiliyorum. Bir ses üflerken, çıkardığım sesler iyileşince kendimi daha mutlu hissediyor ve nefesime güveniyorum.
BARIŞ MANÇO'NUN SÖZLERİ BENİ ÇOK ETKİLİYOR
- Caz müziği çok seviyorum. Gülçin Ergül var aynı zamanda Amy Winehouse, hem kendisi çalıyor ve hem söylüyordu. Bu çok hoşuma gidiyordu.
Ayrıca Nilüfer'in de şarkılarına bayılıyorum. Elbette bir de Barış Manço. Onu çok seviyorum.
- Barış Manço'nun şarkıları bana çok fazla duygu hissettiriyor. Alla Beni Pulla Beni, Kara Sevda gibi şarkıları... Sözleri bana çok fazla mesaj veriyor. Mesela Arkadaşım Eşşek'i genelde dinlerken insanların yüzleri gülüyor. Fakat sözlerine daha ayrıntılı bakınca ne anlatmak istediğini anlıyorsunuz.
- Şu an İçimdeki Müzik (Sharon M.Draper) diye bir kitap var, onu okuyorum. Bunun dışında çizgi romanları çok sever, okurum.
- Müzik olmasa duygularını, hissettiklerimi daha net anlayamazdım. Farklı ve değişen müzikler arasında birçok duygu yaşıyorum ben.
- Öfkelendiğim anları tam bilmiyorum ama flüt çalarken bu duygu değişiyor yani daha iyi hissediyorum. Ve bazen hayallere dalıp gidebiliyorum.
- İleride yurt dışında da eğitim görmek istiyorum. Burs alma imkanım olur umarım... Benim şu an gitmek istediğim ülkelerden birisi Japonya. Orada ders almak istiyorum. Çünkü oradaki insanlar bildiğim kadarıyla müziğe çok ilgi duyuyor. Japonya'daki flütlere de bakmak istiyorum.
- Müzikten sıkıldığım zamanlar oluyor, çok yoruluyorum. Okuldan yorgun döndüğüm zamanlar oluyor. Fakat bu benim hayalimden vazgeçmeme sebep olacak bir şey değil - Yorgunsam bir şeyler izliyorum, kafamı boşaltıyorum. Anime izliyorum ve Japonca öğreniyorum. Hatta Japonlara özgü olan Anime'ye ilgim var, hatta çiziyorum. Resimlerim var.
- En sevdiğim nota La, pembe rengi hatırlatıyor.