ABD'de tarihi bir başkanlık seçimi tamamlandı. Donald Trump, 5 Kasım'daki yarışı Kamala Harris'e karşı kazandı. Trump, kampanyası boyunca "Savaşları bitireceğim" diyerek destek buldu ve dört yıl aradan sonra Beyaz Saray'a çok daha güçlü bir şekilde dönüyor. Koltuğunu 20 Ocak'ta devralacak olan Trump, ilk başkanlık dönemini de uzun yıllar sonra savaş başlatmayan bir başkan olarak tamamlamıştı. Yani seçmen savaşları bitirebilme ihtimaline ikna oldu. Bu nedenle Salı günkü seçimden hemen sonra ABD'deki Müslüman topluluklarından "Verdiğin sözleri tut ve Gazze başka diğer savaşları sonlandır" çağrısı yapıldı.
GÖLGE GÜÇLER NE YAPACAK?
Trump, 2017 – 2021 arasındaki ilk başkanlık döneminde birçok kez istediklerini yapamadığını ve birileri tarafından engellendiğini dile getirmişti. Örneğin Suriye konusunda olduğu gibi. ABD askerlerini çekeceğini açıklamıştı, ancak gölge güçler bunu engellemişti. ABD basını bu kez yani ikinci başkanlık döneminde durumun farklı olabileceğini konuşmaya başladı. Trump ilk dönemine göre çok daha güçlü geri geldi çünkü. Harris'e iyi bir fark attı, Demokratlardan bile oy aldı, dolayısıyla halk nezdinde desteği yüksek. Diğer taraftan partisi Cumhuriyetçiler Senato ve Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu sağladı. Tüm bunlara ek olarak Trump aynı zamanda Beyaz Saray'da fazlasıyla tecrübeli bir isim. Yani artık gözler Trump ile gölge güçler arasında geçecek rekabette. ABD'deki gizemli eller konuşulduğunda da akla ilk gelenlerin başında İsrail lobisi oluyor. Haberimizin geri kalanında İsrail lobilerine biraz daha yakından bakalım...
ANA AKIM MEDYA SESSİZ
İsrail lobileri hakkında genelde hiçbir siyasetçi konuşmuyor.
Üstelik sadece bu lobilerde para alan ya da ücretsiz tatillerine giden siyasetçiler değil gölge güçlerle hiçbir bağlantısı olmayan isimler de başlarına bir bela gelmesin diye konuşmuyorlar.
Ana akım medya organları lobiler hakkında neredeyse tek bir olumsuz haber yayınlamıyor.
Bunun dışında kamuoyunu yanlış yönlendirecek haberleri ve araştırmaları yayınlatıyorlar. İsrail'in propagandasını yaparken Müslümanları kötülüyorlar.
Bu gizli ellerin kontrol edemediklerine şantajlar yaptıkları, tehditler ettikleri, siyasi kariyeri bitirdikleri ya da karalama kampanyaları yürüttükleri biliniyor.
Hatta ABD seçimlerinden bir gün önde Anadolu Ajansı, Bağımsız haber ve araştırmacı gazetecilik sitesi The Grayzone'un editörü ABD'li gazeteci Max Blumenthal ile konuştu.
Blumenthal, "Birçok lider, AIPAC'in etkisinin ötesinde, İsrail'in taleplerini karşılamaz ve isteklerine meydan okursa, direniş liderlerinin maruz kaldığı türden suikast tehditleriyle karşı karşıya kalabilir" ifadelerini kullandı.
Son olarak şunu belirtelim, Trump'ın Netanyahu ile arası geçmişte olduğu kadar iyi değil. Hatta son görüşmelerinde "Ben başkanlığa gelene kadar savaşı bitir" demişti. Ancak şunu da unutmayalım Trump, başkanlık kampanyası sürecinde üç farklı suikast girişiminden kurtuldu.
KONGRE'NİN YÜZDE 80'İ ELLERİNDE
En ünlüleri Amerikan İsrail Halkla İşleri Komitesi yani AIPAC.
Seçim dönemlerinde siyasetçilere milyonlar dağıtıyorlar.
Son seçimde 100 milyon dolardan fazla harcadılar.
Üstelik parti ayırt etmiyorlar. Cumhuriyetçilere de Demokratlara da para veriyorlar.
Şöyle düşünün 435 üyeli Temsilciler Meclisi'nin yüzde 80'inin arkasında AIPAC var.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz Temmuz ayında ABD Kongresi'nde bir konuşma yapmış ve dakikalarca ayakta alkışlanmıştı. Gazze Kasabı Netanyahu bu konuşmayı Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde hakkında tutuklama talebi çıkarılmasından günler sonra yapmıştı. Netanyahu'yu alkışlayan ABD'li siyasetçilere AIPAC'ın milyonlarca dolarlık para akıttığı ortaya çıkmıştı.