Milli mücadelenin öncüsü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ebediyete irtihalinin 86'ncı yıl dönümümde, rahmet ve özlemle anılıyor. Türk kültür hayatına önemli katkılarda bulunan Turkuvaz Kitap'tan, Murat Bardakçı imzasıyla çıkan 'Makbule' kitabında, Gazi'nin hastalık süreci ve vefat ettiği güne dair çarpıcı anektodlar yer alıyor. Dünya tarihine yön vermiş bir kumandanın, hastalık sürecinde yaşadığı insani haller ve istekleri, hem duygulandırıyor hem de yakın tarihimizin en önemli ismine dair çarpıcı ipuçları veriyor. Dünyanın en kudretli devletlerinin Anadolu'yu paylaşmak istediği bir süreçte, milletin mücadelesine önderlik ederek zafere kavuşturan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının üzerinden 86 yıl geçti. Aradan geçen zamana rağmen, Gazi'nin en büyük mirası olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlenerek yoluna devam ederken, gönüllerdeki sıcaklığı da halen yerini koruyor. Turkuvaz Kitap'tan, Murat Bardakçı imzasıyla çıkan ve kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyan 'Makbule' isimli kitapta, Atatürk'ün kız kardeşinin gözünden son anları çarpıcı şekilde yer alıyor.
DIŞARIDA HERKES BÜKÜLÜYOR
Gazi Mustafa Kemal, son nefesini vermiştir. Geri kalanını, kardeşinin hatıralarından okuyalım: "Hizmetine bakan sofracı Kamil anlattı: 'Atatürk iki gözünü açmış, mevcut olan doktorların ve odada bulunan şahısların yüzlerine bakıyor. Ayrı ayrı dikkatle bakmış. Atatürk bu bakıştan sonra kendi kendine iki elini göğsüne kavuşturarak ufak bir hırıltı ile ruhunu teslim eder...' Baktım ki dışarda herkes bükülüyor. Kimse kimseye bir şey söylemiyordu. Tekrar odaya girdim. Ah bir de ne bakayım. Atatürk'ün yüzüne bir tülbent germişler. Ah o ne mavi gözler kalmış... Ne o güzel dudaklar kalmış... Bu defa karyolanın sağ tarafına oturarak ayaklarına sarıldım. Başyaver geldi. –Celal Bey- 'Haydi hanım efendiciğim. Fazla ağlama, kalk' dedi."
'ANNEMİN ZERDESİNİ BİLİRSİN'
Atatürk, hastalığı sürecinde kardeşinden Zerde tatlısı da istiyor. İlginç bir anektot. Yine Makbule hanımdan dinleyelim: "Benden beyaz zerde istedi. 'Kardeşim sen annemin zerdesini bilirsin. Bana Selanik zerdesi yaptır. Canım istedi' dedi." Atatürk'ün hastalığı döneminde, Avrupa'dan doktorlar getiriliyor. Doktorlar, Atatürk'e kısa bir ömrünün olduğunu söylüyor. Bunlar gittikten sonra Neşet Ömer ile görüşüyor. Devamını Makbule Hanım şu sözlerle anlatıyor: "Doktorların söylediğini söyleyerek, mütalaasını soruyor. 'Ne düşünüyorsunuz' diyor. 'Bana hakikati söyleyiniz ki yerime adam koyayım, milletime vasiyetimi yazayım' diyor. Neşet Ömer de, 'Paşacığım bir de ben muayene edeyim' demiş..." Muayene esnasında Gazi Paşa'ya çeşitli hareketler yaptırılıyor. Neşet Ömer, Avrupalı doktorların yanlış söylediğini ifade ederek, 'Bana itimat et, hayatınız müemmendir' şeklinde konuşuyor."