Çulhacılık (culhacılık), Şanlıurfa'ya has bir el işi sanatı. Bu sanat, 800 yıldır icra ediliyor. Ancak 2021 yılında Şanlıurfa'ya coğrafi işaret de kazandıran culhacılık günümüzde yok olmak üzere. Geçmişte Şanlıurfa'da bini aşkın çulha tezgahı ve usta bulunurken, 1980'lerde ithal mallarla sayı azalmaya başlıyor. "İdil, nerden aklına geldi şimdi culha? Biliyoruz yerel dokuma yöntemlerini, el işini, doğal kumaşları seviyorsun da şimdi nerden çıktı bu konu" diye içinizden geçirdiğinizi duyar gibiyim... Yazılarımı takip edenler bu coğrafyanın dokuma geleneklerine, el işlerine ve doğal kumaşlarına ne kadar hayran olduğumu bilir. Bunlara bir de kadın istihdamının artırılması eklenirse tam olarak benim desteklediğim 'sürdürülebilir moda' anlayışına uygun bir konu oluyor aslına bakarsanız. Geçtiğimiz hafta bu özel el işi sanatının sürdürülmesi, yeni nesil dokumacıların özellikle de kadın dokumacıların yetiştirilmesi üzerine çok anlamlı bir projeyi keşfetme şansı yakaladım. Günümüz dünyasında böyle özel bir el işinin sürdürülebilir bir şekilde nesillere aktarılabilmesi için dokunan kumaşların satılması gerekiyor. Bunun için de bu klasik sanata moda ve tasarım dokunuşu gerekli... Katıldığım projede dokunan özel kumaşların, tasarımcı gözüyle yeniden hayata karışmasını sağlayan kişi Çiğdem Akın'ı... Onun tasarımıyla kumaşların bambaşka bir ruha büründüğü Şanlıurfa'da düzenlenen çok özel bir defileye katılma şansı yakaladım. Defile sonrasında da Akın ile hem bu proje hem de kendi tasarım dünyası hakkında sohbet ettik.
GÜNÜMÜZE UYARLADI
- Şu an Haliliye Belediyesi Geleneksel El Sanatları Merkezi'ndeyiz. Yün, pamuk ve floş adı verilen ipek ipliğinden dokunan bezlerin bulunduğu, yöresel teknikler ve doğal boyalarla boyanan ipliklerin yer aldığı atölyeyi gezme şansı yakaladım biraz önce... Nasıl oldu, nasıl dahil oldunuz bu proje biraz anlatır mısınız?
- İlk tanıtıma katıldınız şu an çok keyifli. İlk önce Türk medyasına ve sosyal medyadan içerik üreten arkadaşlarımıza hazırladığımız koleksiyonu göstermek istedik. Gelecek sene çok daha büyük bir defile üzerine şimdiden çalışmaya başladık. Bir kelebek etkisiyle bu kumaşın, bu dokuma kültürünün hayatımızda daha geniş yer almasını istiyoruz hepimiz.
- Ne kadar süre önce bu projeye dahil oldunuz?
- Ben moda tasarımcısı olarak projeye dahil olduğumda kumaşların dokumasının büyük kısmı bitmişti. Bir dönem hayat içinde yer alan bu kumaşları daha modern bir şekilde günümüz hayatına adapte etmem istendi. Altı aydan kısa süre içinde bu kumaşların kendisini göstereceği, hayatlarımızda da yeri olan tasarımlar yaptım. Bugün defilede de bu tasarımları mankenler üzerinde gördünüz.
- Bu projenin bir önemli noktası da kadın istihdamının artırılması hedefi...
- Kapı açmayı kişisel olarak çok seviyorum. Bu projede ana amaçlardan biri kadınların bu değerli el işi sanatıyla bir araya gelmesini sağlamak. Kadınların çalışacağı bir iş dalı olmasını sağlamak. Şu an kadınlar eğitim alıyor. Bu özel kumaşlar dokunuyor. Ve bu dokunan kumaşlar sonunda tasarım ile buluşup birçok noktada satılır hale geldiğinde tüm bu kadınların maddi olarak güçlenmesi de sağlanacak.
YEDİNCİ YÜZYILDAN BERİ HAYATIMIZDA
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın internet sitesine giriyorum bu özel el işini araştırırken. Sitede culha hakkında, "7'nci yüzyılda Evliya Çelebi tarafından yazılan Seyahatname'de, 'Urfa'da pamuk ipliğinden kapı gibi sağlam bez dokunuyor' sözleriyle anlatılıyor çulhacılık sanatı. Dünya mirası tarihi değerleri ile bilinen kadim şehir Şanlıurfa, yüzyıllar önce bu topraklarda doğan geleneksel dokuma sanatı olan çulhacılığın da anavatanı. İnsanlık tarihinin yeniden yazılmasına neden olan Göbeklitepe'yi sınırlarında bulunduran merkez Haliliye ilçesinde, çulhacılık yeniden dirilişe geçti. Teknolojiye yenik düşen birçok geleneksel el sanatı gibi unutulmaya yüz tutan çulhacılık, merkez Haliliye ilçe Belediyesinin kurduğu Geleneksel El Sanatları Merkezi (GESEM) ile adeta küllerinden doğuyor.