Dünyaca ünlü yazar Adam Fawer'ın yeni romanı Mobius'un tanıtımı için Türkiye'de... Olasılıksız adlı kitabıyla Türkiye'de en çok okunanlar listesine giren Adam Fawer, diğer iki romanı Empati ve Oz ile de aynı yoğun ilgiyi gördü. Fawer, yeni kitabını bekleyen hayranlarını Mobius ile müjdelemişti ki, geçtiğimiz günlerde merakla beklenen kitap Algan Sezgintüredi çevirmenliğinde April Yayınları tarafından yayımlandı. D&R'ın davetiyle ülkemize gelen ABD'li yazarın, yeni kitabı en az diğerleri kadar iddialı. Öyle ki yazarın kendisi de eseri için "Beni en iyi anlatan kitabım" diyor. SABAH Pazar'a konuşan ünlü yazar, hayatının dönüm noktalarını anlattı.
- Son 20 yıldır New York City'de girişimlerde çalışıyordum. Yoğun tempolu iş hayatı beni tüketti. Yaşlandıkça çok pişmanlık duyduğum ve keşke farklı yapsaydım dediğim şeyler üzerine düşündüm. İşte bu düşünceler ilham kaynağım oldu. Mobius benim en kişisel, en duygusal ve beni anlatan kitabım. Bir nevi otobiyografi ve oto kurgusal roman diyebiliriz. Hayatımla ilgili çok önemli ipuçları veriyor. Eğer Impobable'ı beğendiyseniz onun, kader anlayışını, orada anlatılan temaları beğendiyseniz, Mobius tam da onunla eşdeğer ve hatta onu geçiyor.
- Hayatımın üç kırılma noktası var. Birincisi 11 Eylül büyük saldırının olduğu gün sabah 6'da işimi bıraktım. Bu bana aslında ölümlülüğün ne olduğunu ve her şeyin aslında ne kadar hassas dengeler üzerinde yürüdüğünü gösterdi. İkincisi Stephanie adındaki gazeteci arkadaşım. 30 yaşında meme kanserinden vefat etti ve ölmeden önce yapmak istediği biricik şey kitabını yazmaktı. 'Artık hiçbir şeyi ertelemeyeceğim' dedim. Çünkü hayat çok basit ve kısa. Neyse ki Stephanie'nin hayali ölmeden önce gerçek oldu. Kitabı yayınlandı, sonrasında vefat etti. Ve üçüncüsü iş hayatında yaşadıklarım. Mobius'un da odağında olan start-up, girişimcilik dünyasında batan start-up'lar... Hayat böyle geçmez yani tamamen bu şirketlere güvenerek ve sırtımı yaslayarak bir hayat süremem dedim. Daha yaratıcı bir şey yapmam gerekiyordu. Bir kırılma noktam daha var. Babamı çok genç bir yaşta (49) kaybettim. Zaman çok sınırlı. Tamamen yazmak için geç kalmamam gerekiyordu.
Oğullarımla okuduğum ve sevdiğim şeyi yazmayı tercih ettim.
- Kitaplarım 18'den fazla dile çevrildi. Bu ülkeler arasında özellikle çok çok başarılı olduğu, böyle bir kitlesi olduğu üç ülke arasında Türkiye birinci. 15 yıl önce de Türkiye'ye gelmiştim ve hâlâ aynı güzel duyguları besliyorum. Kitaplarımın buradaki başarısını çok fazla düşündüm. Eskiden sadece şans olduğunu düşünürdüm. Ama bence asıl sebep kitaplarımda temel aldığım kader ve talih konusu. Impobable'da bu konularla çok uğraştım. Mobius'ta da bu konuları çokça ele aldım. Son zamanlarda öğrendim ki felsefi olarak bu, Türkler'in de çok fazla düşündüğü bir konu ve bence bu yüzden özellikle ilk kitabım ve şimdi Mobius, Türk insanlarına bu kadar hitap ediyor.
YAPAY ZEKA İNSANLIK İÇİN BİR TEHLİKE
- Yapay zeka, kariyerinizi elinizden alır mı yoksa aksine bir destekçi mi?
- Yapay zeka benim yazma eşlikçilerimden biri aslında. Romanı yazarken asıl kurguyu tamamladım ve bir bilgiye ihtiyacım var. İyi bir restoranın olmazsa olmaz 10 özelliği nedir? Bunu yapay zekaya sorarak çok hızlı bir şekilde elde edip okuyup düşünüp sonra da kendi dilimle romana uyarlayabiliyorum. Bu yönüyle iyi eşlikçi olduğunu düşünüyorum. Yapay zekanın yazarların düşmanı olduğunu düşünmüyorum. Ama bir yandan da yapay zekanın birkaç yıl içerisinde tam uyumadan önce içinde tıkır tıkır edebiyat dediğimiz romanları rahatlıkla yazabileceğini düşünüyorum. Ama gerçekten büyük bir eserin, hayatımızı değiştirecek bir eserin yapay zeka tarafından henüz yazılabileceğine çok da inanmıyorum. Ve üçüncü nokta evet yapay zeka çok güzel, harika teknoloji muhteşem. Ama hepimiz ekranlara bağımlı vaziyetteyiz ve bu okuma alışkanlıklarımızı en azından Amerika'da çok kötü yönde etkiledi. İnsanların artık eskisi kadar okumadığını düşünüyorum. Bu yönüyle bu tehdidin farkında olmamız gerektiğini düşünüyorum.
KÖPEĞİMLE YÜRÜYÜŞ İLHAM VERİYOR
Loki adında bir köpeğim var, sabahları uzun yürüyüşlere çıkarmayı çok seviyorum. Bu uzun yürüyüşler sırasında müzik dinliyor ve bütün hikayeyi düşünüyorum. Karakterleri, kurguyu, neyi nasıl yapacağımla ilgili temel sorunları o yürüyüşte biraz halletmiş oluyorum. Hemen devamında öğleden sonra eve geçtiğimde yazmaya başlıyorum. Kendine şöyle bir rutin kurdum. 30 dakika boyunca yazıyorum. İnternet yok, sosyal medya yok, mesaj yok, telefon yok. Sonra ara veriyor ve çarpı 4 şeklinde günde mutlaka iki saat ne olursa olsun yazıyorum. Yazdığım metni inceleme ve edit yapma kısmındaysa günde 8-10 saat çalıştığım zamanlar bile oluyor. Günlük rutinim en az iki saat.
TADIMLIK NOTLAR
- En popüler yazarınız...
- Stephen King...
- Günümüzde sizi en çok etkileyen kitap...
- Robin Hobb'ın Elderling serisi. Seri 16 kitap ve harika.
- Romanlarınızın film yapılmasını ister miydiniz?
- İsterim. Doug Liman yönetmen olmalı. Glen Powell'ın da Olasılıksız ve Mobius'ta oynamasını çok isterim.