Zihnimiz tıpkı bir nehir gibi; her daim akar, durmaz, duraksamaz. Her an farklı bir düşünce, yeni bir fikir, bir anı ya da endişe belirir zihnimizde. Pek çok kişi, özellikle de olumsuz düşüncelerle mücadele edenler, bu düşünceleri kontrol etmeye, susturmaya ya da ortadan kaldırmaya çalışır. Ancak, düşüncelerimizi kontrol etmeye çalışmak genellikle daha fazla strese, daha çok zihinsel kargaşaya yol açar. Aslında yapmamız gereken, düşüncelerimizi kontrol etmek değil, onlarla barışmayı öğrenmektir. Düşüncelerimizle savaşmaktan vazgeçtiğimizde, zihinsel huzura açılan kapıyı aralarız. Peki, bunu nasıl başarırız?
Doğal akışı kabullenin
Her şeyin bir zamanı ve süreci olduğu gibi, düşüncelerimiz de geçicidir. Sabah aklınıza takılan bir düşünce, öğleden sonra belki tamamen silinmiş ya da farklı bir şekle bürünmüş olur. Zihnimiz sürekli değişen bir yapıya sahiptir. O yüzden bir düşünceye fazla anlam yüklemek, o düşüncenin gerçekliğini olduğundan daha büyük görmek, yalnızca kendinize yük bindirir. Düşüncelerinizin gelip geçici olduğunu, doğanın bir parçası olduklarını kabul ettiğinizde onların üzerinizdeki etkisini azaltabilirsiniz. Bu, suyun akışına direnmek yerine ona kendinizi bırakmak gibidir. Zihnimiz özgürce akmak ister; bırakın, aksın.
Kontrol etmek yerine izleyin
Zihninizde beliren her düşünceyi bir gözlemci gibi izleyin. Tıpkı gökyüzündeki bulutları izlemek gibi... Bulutların gökyüzünde akıp gitmesi gibi, düşünceleriniz de gelir ve gider. Onları tutmaya çalışmayın, müdahale etmeyin. Sadece izleyin. Düşüncelerinizi ne kadar çok gözlemleyebilirseniz, onlar üzerinizde o kadar az kontrol sahibi olur. Zihninizdeki düşünceleri izlediğinizde, onların etkisine kapılmadan sadece var olduklarını kabul etmek size zihinsel huzur verir. Düşüncelerinizle aranıza mesafe koymak, o düşüncelerin sizi ele geçirmesini engeller. Sadece izleyin ve serbest bırakın.
Mücadele güçlendirir
İnsan zihniyle ne kadar savaşırsa, düşünceler o kadar güçlü hale gelir. "Bu düşünceyi aklımdan çıkarmalıyım" demek, aslında o düşünceye daha fazla odaklanmanıza neden olur. Beynimiz, "düşünme" emri verdiğimizde, tam tersine daha fazla düşünmeye başlar. Bu yüzden düşüncelerle savaşmak yerine, onları kabullenmek en sağlıklı yoldur. Kabul etmek, düşünceleri yok saymak ya da sevmek anlamına gelmez; sadece onların var olmasına izin vermektir. Bir düşünce sizi rahatsız ediyorsa, ona direnmek yerine, o düşüncenin geçmesine izin verin. Tıpkı bir bulutun gökyüzünde kaybolup gitmesi gibi... Düşüncelerle mücadele etmek yerine onları kabul ettiğinizde, onların üzerinizdeki baskısı da azalır.
Duygularınıza kapılmayın onları gözlemleyin
Düşüncelerimiz genellikle duygularımızı tetikler. Geçmişte yaşadığınız kötü bir olayı hatırladığınızda, o olayın getirdiği duygular yeniden canlanır. Fakat, düşüncelerinizin duygusal dünyanızı yönetmesine izin vermemek de mümkündür. Zihninizde beliren bir düşüncenin sizi hangi duygusal tepkiye yönlendirdiğini fark ettiğinizde, o duyguyu yönetmek daha kolay hale gelir. Bir duyguyu hissettiğinizde, onu sadece gözlemleyin. Kendinize "Bu duygu şu anda geçiyor" deyin. Duygularınızın gelip geçtiğini kabul ettiğinizde, o duyguların üzerinizdeki etkisi hafifler. Duygularınızın geçici olduğunu, tıpkı düşünceler gibi geldiğini ve gittiğini bilmek, size duygusal özgürlük sağlar.
Üzerimizdeki baskıyı hafifletebiliriz
Zihnimiz her gün binlerce düşünce üretir. Bu düşünceler her zaman mantıklı, doğru ya da olumlu olmayabilir. Ancak bu düşüncelerin sizi tanımlamadığını bilmek, büyük bir farkındalık yaratır. Zihninizde olumsuz ya da rahatsız edici bir düşünce belirdiğinde, bu düşüncenin sizin kimliğinizle ya da değerinizle bir ilgisi yoktur. Düşünceler sadece zihinsel bir süreçtir ve siz onları olduğunuz kişiyle karıştırmamalısınız. Düşüncelerinizin sizi tanımlamadığını fark ettiğinizde, onların üzerinizdeki baskısını hafifletirsiniz. Düşünceler geçicidir, ancak siz var olansınız. Bu farkındalık, özgüveninizi artırır ve kim olduğunuzu daha net bir şekilde görmenizi sağlar.
Kendinize şefkat gösterin
Zihninizde beliren olumsuz düşüncelerle mücadele ederken, kendinizi suçlamak yerine şefkat göstermeyi deneyin. Her insanın zihninde rahatsız edici ya da olumsuz düşünceler belirebilir. Bu düşünceleri kontrol edememek sizi zayıf ya da başarısız yapmaz. Kendinize karşı yumuşak ve anlayışlı olmak, zihninizin karmaşıklığını kabul etmek, size içsel huzur ve denge sağlar. Kendinize şefkat göstermek, kendinizle barışmanın ilk adımıdır. Zihninizde beliren her düşüncenin sizin kontrolünüzde olmadığını kabul edin ve bu düşünceleri doğal bir süreç olarak görün.
FİKİRLERİNİZLE BARIŞIN
Düşüncelerimizle mücadele etmeye çalışmak, onların daha fazla güçlenmesine yol açar. Bunun yerine, düşüncelerimizi kabullenmek, onları gözlemlemek ve serbest bırakmak, zihinsel huzurun anahtarıdır. Zihninizin doğal akışını kabullenmek, onunla savaşmaktan vazgeçmek, içsel dengeyi bulmanıza yardımcı olur. Düşüncelerimizi kontrol etmeye çalışmaktansa, onlarla barışmayı öğrenmek, hayatı daha huzurlu ve dengeli bir şekilde yaşamamıza olanak tanır. Unutmayın, düşünceler sadece zihnin ürünleridir; gelip geçerler. Ama siz, onların ötesinde bir varlıksınız.