Tenis Federasyonu'nun haziran ayından bu yana Ankara, İstanbul ve İzmir merkezlerinde 300'e yakın sporcunun katılımı ile gerçekleşen Enplus Masters Kadınlar Serisi finali için Ankara'daydım. Turnuvaya katılanlar 30 yaş üstü kadın tenis sporcuları. 300 kişinin arasından sıyrılan 30 ve 55 yaş üstü altı sporcu kozlarını paylaştıktan sonra Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş ve eski milli sporcu İpek Soylu'nun katıldığı bir çiftler maçı oynanıyor. Ankara'nın ekim ayında şaşırtan sıcağında soluğu başkanın yanında alıyorum.
- Masters turnuvalarının önemi nedir?
- Görevimiz dünyanın en iyi turnuvalarına şampiyon yetiştirmek elbette. Hedefimize yönelik çalışırken bunu ancak tenisi sevdirerek ve tenisin tabana yayılabilmesini sağlayarak gerçekleştirebileceğimizi biliyoruz. Bu tip turnuvaları sponsorların da desteğiyle düzenlemek kıymetli. Bugün bu turnuvada şampiyonlarla korta çıktığımızda master tenisimizin de ne kadar ileri gittiğini gördük. Grand Slam şampiyonumuz İpek Soylu gibi sportif hayatı boyunca örnek olmuş, gençlerimize ilham vermiş bir sporcumuzun da bizimle birlikte burada olması bizi çok mutlu etti.
- Tenise gönül vermiş, evlatlarını bu sporla buluşturan ailelere neler tavsiye edersiniz?
- Aileler için tenis bir yaşam biçimi olmalı. Sadece kortta bir kupa ya da şampiyonluk kazanmak değil mesele. Bütün yaşamları boyunca, aslında hayatlarına büyük bir değer kattığını görmeliler. Günümüzün en büyük tehlikesi teknolojik anlamda baktığımızda telefonlar ve oyunlar. Elbette uyuşturucuların ve bağımlılıkların insanların, çocukların üzerinde en büyük tehlikesi olduğunu görüyoruz. Bu sebeple spor ve tenis çok önemli. Tenis sporunun özellikle altını çiziyorum. Çünkü rakibi severek oynanan branştır tenis.
AYŞİM KARAGÜLLE
Tenis beni hayata bağlıyor
Ayşim Karagülle turnuvaya İzmir'deki rakiplerini eleyerek gelmiş. 55+ yaş kategorisinde Ankara'da ikinci oldu. 55+ ama kaç diye sorunca hemen yaşını söylüyor: "Bu sene 60 oldum, emekliyim. Aslına bakarsanız tenise 30 yaşında başladım. Çok geç ama 30 yılı geride bırakınca bu finallerde de boy gösterebiliyorum. Çok şükür 15 senedir kategorimde genelde hep bir numarayım.
Her gün oynuyorum diyebilirim ama artık 60 olunca dikkat etmek gerekiyor. Tabi sadece tenisle olmaz, yanında pilates hocası olması, yürüyüş şart." 30 yaşından sonra tenis size ne kattı diye sorunca Ayşim Hanıma, keyifle anlatıyor: "İyi günde de kötü günde de diyerek yanlış şeye söz vermişim. Tenismiş benim iyi günde de kötü günde de yanımda olan şeyim. Şuan çocuğum büyüdü, eşimden ayrıldım. Tenis var ve ona sarılıyorum. Tenis beni hayatta tutan tek şey diyebilirim. Kızım Serena da süper tenis oynar bu arada."
İPEK SOYLU
Gençlerle devam ediyorum
Adana'nın yetiştirdiği önemli sporculardan, Türk tenisinin başarılı isimlerinden İpek Soylu Şemin de Ankara'daydı. Tenisi bıraktıktan sonra İpek Soylu Şemin Vakfı'nı kurarak Türk sporuna hizmete başlayan genç anne ile kısa bir sohbet ettik. Maçın yorgunluğuna rağmen bizi kırmadı.
- Aktif spordan sonraki yaşamınız nasıl gidiyor?
- Spordan sonraki hayatım yine sporla dolu. Zaten çok kısa dinlendim, sonra yine İstanbul'daydım. Bazı gençlerle bir aradaydık.
İşte federasyonun ortaklıklarıyla beraberiz. Çok keyifli geçiyor. Sevdiğim ve bildiğim bir iş. Gençlerle bir arada olmak zaten çok keyif aldığım bir şey. Burada da masterler turnuvasındaydık. Bunlar görmek istediğimiz birliktelikler, o yüzden mutluyum.
- Aktif sporculuk sonrası ruh haliniz nasıl?
- Asla sevdiğim işimin içinden çıkmak istemezdim ama koşullar böyle bir karar almama sebep oldu. Sonuçta olmasını dilemediğim bir karardı fakat şuanda yeni süreci en iyi şekilde yönettiğimi ve gençlerle bir arada olarak yine tenise geri döndüğümü düşünüyorum, mutluyum.
- Peki çocuğunuzun tenisçi olmasını ister miydiniz?
- Şu an 6.5 aylık. Bilmiyorum valla.
Biz yönlendireceğiz spora ama ne yaparken mutlu olacaksa onu yapsın isteriz. Biz de böyle büyüdük çünkü. Umarım o da ne yaparsa yapsın, elinden gelenin en iyisini yapar. Ama hayatında illa ki bir spor olacaktır, aksi mümkün mü! (Gülüyor)