Hüseyin Koç (68); İstanbul'da 1970'ten bu yana antika avize tamir ve restore ediyor. Yıldız Sarayı, Huber Köşkü, Atlı Köşk ve Mısır Konsolosluğu gibi birçok tarihi mekanın antika avizelerini tamir ve restore eden de kendisi... Küçük yaşta çırak olarak avizelere merak salan Koç, Beyoğlu'ndaki atölyesinde oğlu Ozan Koç (37) ile birlikte Sabancı, Koç, Mermerci aileri, Ediz Hun, Songül Öden, Şemsi İnkaya gibi ünlü isimlerin elinde bulunan antika eşyaların tamir ve bakımına devam ediyor. Mesleğin son zamanlarını yaşadığını ve çırak bulunmadığını dile getiren Koç, unutulmaya yüz tutmuş mesleklerden biri olan antika tamirciliği ile ilgili konuştu.
Antika avize ustası Hüseyin Koç, İstanbul'da 1970'li yılların başında henüz 12 yaşındayken 2 ağabeyiyle birlikte Beyoğlu'nda bir usta yanında kademe kademe aşamalarını öğrenerek mesleğe çırak olarak giriş yaptı. Koç, "Bu işin içine girince her şeyimiz bu iş gibi oldu. Ben geldiğimde 2 abim çalışıyordu, ben de çırak olarak devam ediyordum. Ustalarımız da vardı. Ustalarımız işi verirlerdi, kademe kademe bize gelirdi. Tesviyeden başlardık. Sonra cila, toplama. Zaman geçtikçe bu işi öğrendim. Bir süre sonra kendi yerimi açtım. Zaten bu işi seviyordum. Antika tamirinde keyifli şeyler oluyor. Eksik parçaları tamamlıyoruz, bir şeyi aynı şekilde yapıp yerine koymaktan çok keyif alıyorum." dedi.
ANTİKA İNSAN VÜCUDU GİBİDİR
İstanbul Beyoğlu'nda 7 kişilik ekibiyle çalışan avize sanatçısı Hüseyin Koç, restorasyon süreci hakkında bilgi verdi. Koç, "Bize gelen avizenin örneğin bir şeyi eksik olduğu zaman onun dökümden bire bir aynısını yapar, yerine takar ve müşteriye sunumunu yaparım. Bazen öyle bir benzetiriz ki, müşteriler kendi avizelerini tanıyamaz. Antika insan vücudu gibidir. Oksitlenmesine müsaade edilmezse korunur. Yoksa oksitlenme olursa kendi kendini yemeye başlar. Kanser hücresi gibi yayılır. Deniz kenarlarında çok olur bu tarz antikalar. Tamir ve bakım antikanın korunmasında önemli rol oynar." ifadelerini kullandı.
Mesleğin son demlerini yaşadıklarını ifade eden Koç; "Arkamdan oğlum yetişiyor. Ama ne kadar yetiştirebildik bilmiyorum. Ben 3-5 ustadan öğrendim. Onlar da benim bilgilerimden istifade ederek yetişiyorlar. Şimdi eskisi gibi çırak da bulamıyoruz. İşimize çok bağlıyız. Eski disiplinle buralara kadar geldik, şimdi öyle değil. Antikaya çok talep var, hâlâ sevenleri var. Ama bu meslekte bir gelecek görmüyorum. Çünkü her şey fabrikalaşmaya başladı. Fabrikalarda da bu işi yapmak zor. Fabrikada yapılan işte sanat yok. Bu mesleği yapacak kişiler bu işi sevmeli. Bu işi severseniz, bu mesleği yaparsınız. Şimdi 40-50 yaşındakiler 'Ne güzel mesleğin var, biz de öğrenseydik keşke' diyorlar. Hevesi olanlar var. Bu biraz da hobi gibi yapılabilecek bir meslek." şeklinde konuştu.
"BABAMIN KIYMETİ BİLİNSİN"
Babasıyla birlikte avize restorasyonuyla uğraşan Ozan Koç (37), "Bu meslekte artık çırak yetişmiyor. Bir süre sonra resmen son bulacak. Babamdan sonra ben varım, benden sonra bu mesleği yapacak kimse yok. Her meslekte olduğu gibi bunda da çıraklık bitti. Bu yüzden babamın kıymetinin bilinmesini istiyorum" şeklinde konuştu.