"Nerelisin?" Çok basit bir soru aslında. Ama manası çok derin. Verilen cevapların ardından hemen beynimiz harekete geçiyor. Saniyeler içinde karşımızdaki hakkında binlerce tahmin aklımıza geliyor. Düşünceler bazen ön yargılar oluyor bazı durumlarda da gerçekler. Karşımızdakinin nereli olduğu dünyanın her yerinde de en çok merak edilenlerin başında geliyordur herhalde. Hafta içerisinde bu soru baya çok yöneltildi. Yurt dışında iş gezisindeydim. Rusya'da 5 gün geçirdim. Başkent Moskova'daydık. İlk kez düzenlenen Moskova Film Haftası Festivali'ne katıldık. Etkinlik küresel ölçekteydi. 40'tan fazla ülkeden yüzlerce davetli vardı. Yapımcılar, senaristler, oyuncular... Film endüstrisinin paydaşları bir araya geldi. Ayrıca Creative Industry alanından animasyon şirketleri, akıllı telefonlara uygulama geliştirenler, video oyunu üreticileri gibi sektörlerden katılımcı sayısı az değildi. Festivalin amaçlarından biri ülkeler arası ortak projelerin geliştirilmesiydi. Dolayısıyla herkes heyecanla birbiriyle tanışmanın peşindeydi. İşte bu nedenle beş gün boyunca "Nerelisin" sorusunu kaç kere duyduğumu sayamadım bile. Ama ne var biliyor musunuz? İnsanın ülkesinin adını gururla söylemesinin mutluluğunu da defalarca kez yaşamış oldum.
HER ALANA DAİR BİLGİLERİ VAR
Karşılaştığım kişilere Türk olduğumu söylediğim anda verdikleri ilk tepkiler gerçekten görülmeye değerdi. Başta ev sahibi Ruslar olmak üzere Çin, Hindistan veya Endonezya gibi ülkelerden gelenlerin yanı sıra Afrika ya da Latin Amerika'dan katılanların Türkiye hakkındaki bilgileri beni her seferinde şaşırtmayı başardı. İstanbul, Ankara, Antalya, Bodrum... Birçok kente defalarca kez gelenlerin sayısı inanılmazdı. "Türkiye'ye 7 kez geldim. Yarın imkanım olsa yine orda olurum" diyenleri duydum. Ya da Hintliler ve Çinliler için Kapadokya farklı bir seviyeye ulaşmış artık. Hayaller diyarı gibi olmuş. Gelenler bayılmış. Henüz göremeyenlerden olan Hintli bir gazeteci meslektaşım ise "Ölmeden önce yapılacaklar listemin başında İstanbul ve Kapadokya geliyor" dedi. Seyahat dışında spor konuşursak Arda Güler başta birçok futbolcu ya da Kadın Milli Takımımız hakkında sorular soruyorlar. Birçok Türk şarkıyı ezbere biliyorlar. Hele ki Türk dizilerine olan ilgi inanılır gibi değil. Bu arada Rus mutfağı çok iyiydi. Ama gastronomi konusunda da Türk mutfağı birçoğu için listenin zirvesinde. Kültürel konuların dışına çıktığımız kişiler arasında Türkiye'nin savunma sanayisi ve dış politikasına vurgu yapanlar da çok oldu. Türkiye'nin bu alanlarda son yıllarda izlediği yolun dünyanın bir ucundaki kişilere başarılı şekilde geçtiğine de şahit oldum.
DÜNYANIN EN BÜYÜK SİNEMA SETİ
Ev sahibi Rusya gerçekten büyük bir etkinlik düzenledi. Moskova Film Haftası Festivali'nin devamı gelecek. Katılımcı ülke sayısını artırmak istiyorlar. Festival kapsamında Rus sinemasına dair filmler ve belgeseller gösterildi. Konser, tiyatro, kültürel geziler, kokteyller, paneller, konferanslar düzenlendi. Etkinliğin amacını ülkeler arasında iş birliğini artırmak, ortak yapımlara imza atmak, filmler sayesinde devletler arasındaki sınırları ortadan kaldırmak, farklı coğrafyalardan yapımcıların Rusya'ya gelip film çekmelerini sağlamak olarak açıkladılar. Bu kapsamında Moskova'da dünyanın en büyük açık hava sinema platosunu inşa etmeye başlamışlar. Tesisin ciddi bir bölümünü gezdik. Rusya tarihini yansıtan ve gerçeklerinin bire bir aynısı olan sokaklar, evler, tren istasyonları ve hatta havaalanı bile yapmışlar. 2030'a kadar da çalışmalar sürecekmiş. Bittiğinde 11 milyon metrekarelik bir alanı kaplayacak.
SAHNELERİ VE REPLİKLERİ EZBERE BİLİYORLAR
170'den fazla ülkede gösteriliyor. Üstelik birçok yerde artık prime time'da gösteriliyor. Dünya genelinde 700 milyondan fazla kişi izliyor. Artık yeniden uyarlamaları çekiliyor. Bir bölümleri bile çok iyi paralara satılıyor... Türk dizilerine ilgiyi yıllardır biliyoruz. Ama inanın artık gelinen nokta bu başarının tesadüf olmadığını kanıtlıyor. Moskova Film Festivali kapsamında konuştuğum kişilerin neredeyse hepsi Türk dizilerini yakından biliyordu. Hatta sahneleri ve replikleri ezbere bilenler bile vardı. Türk yapımlarına ilginin neden bu kadar yüksek olduğunu net bir şekilde açıklayamıyorlar. "Türk oyuncuları çok yakışıklı" diyen de var "Eve geldiğimde kafamı boşaltmak için izliyorum" diyen de... Festivalin üçüncü günü davetlilerle söyleşilerin yapıldığı paneller düzenlendi. Türkiye'den gelenlere ilgi gerçekten diğer hiçbir davetliler ile kıyaslanamayacak kadar yüksekti.
TÜRK FİRMALARLA İŞ BİRLİĞİ İÇİN CAN ATIYORLAR
23 - 28 Ağustos arasında düzenlenen Moskova Film Haftası Festivali'ne gazeteci olarak katılmama rağmen Türkiye'den iş birliği arayışında olan çok sayıda kişiyle tanıştım. Türk olduğumu söylediğim anda hemen ülkemizi övüyorlar ve ilk fırsatta da yaptıkları işlerden bahsetmeye başlıyorlar. Sonra da Türk şirketlerle ortak iş yapmak istediklerini anlatıyorlar. Hintli olan ve Moskova'da da ofisi olan bir kişi mesela "Rusya'da Türk müzikleri çok seviliyor. Türkiye'den buraya düzenli olarak gruplar ya da şarkıcılar getirmek istiyorum" dedi. Ya da Endonezyalı bir yapımcı "Türkiye'den animasyon yapımcısı bir şirket arıyoruz. Bu konuda yardımcı olabilir misin" dedi. Veya Rusya merkezli çok sayıda şirket festivale Türkiye'den gelen senaristlere ortak hikayeler yazma tekliflerinde bulundu. Aslında birçok ülke artık creativy indusrty'nin ekonomilerinde ne denli önemli hale geldiğinin farkında. Bu sektörün gayrisafi milli hasıladaki payı artık yüzde 5'lere dayandı. Bunu geliştirmek istiyorlar. Bu arada Türkiye sanayisinden çok sayıda firma uzun yıllardır Rusya'da önemli işlere imza atıyor. Dolayısıyla aslında Türk şirketlerle çalışma alışkanlığına da sahipler diyebiliriz.
TÜRK BÜYÜKELÇİLİĞİ'NE TEŞEKKÜRLER
Yurt dışına gittiğimiz her yerde Türk Büyükelçiliklerinin ilgisi gerçekten çok yakın oluyor. Hemen telefon ya da yüz yüze olacak şekilde bize ulaşıyorlar. Moskova'da da aynısı oldu. Konferansların düzenlendiği gün elçilikte görevli iki yetkili yanımıza geldi ve Türk gazetecilerle birlikte hep beraber oturup sohbet ettik. Ertesi gün Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç'in yanına gittik. Kendisi eski Dışişleri Bakanı Sözcüsü olduğu için bizlerle iyi bir ilişkisi vardı. Katıldığımız film festivali hakkında ve genel konular üzerine sohbet ettik. Türk dizilerinin artık Rusya eğlence dünyasının bir parçası haline geldiğinden bahsettik. Türk elçiliklerinin dünyanın neresinde olursa olsun sadece biz gazetecilere değil tüm vatandaşlara gösterdikleri yakın ilgi gerçekten alkışı hak ediyor. Dünyada ABD ve Çin'in ardından en fazla yurtdışı elçiliği olan ülke konumundayız ve yetkililer de bunun hakkını veriyor.