Paris'in Sen Nehri yakınlarında yürürken, Salpetriere Hastanesi'nin önünden geçiyordum ve 19'uncu yüzyılın sonlarında burada çalışan nörolog ve psikolog Pierre Janet'i hatırladım. Janet, psikoloji dünyasında bilinçaltı kavramını ilk kez ortaya atan kişiydi. Zihnimizi yöneten ve bizi yönlendiren bu gizemli mekanizmayı anlamaya çalışıyordu. Bilinçaltı, günümüzde bile kavramaya çalıştığımız bir yapıdır. Bugün bu yapının değişime karşı neden direnç gösterdiğini sizlere anlatacağım.
Bilinçaltı, insan zihninin derinliklerinde saklı, pek çok eylem ve düşünceyi yönlendiren güçlü bir mekanizmadır. Ancak, bu güçlü mekanizmanın en belirgin özelliklerinden biri, değişime karşı duyduğu direniştir. Peki, bilinçaltı neden değişimi sevmez? Bu sorunun cevabını anlamak hem kişisel gelişim sürecimizde hem de hayatta karşımıza çıkan zorluklarla başa çıkmada kritik bir öneme sahiptir.
TUTARLILIĞIN GÜCÜ
Bilinçaltı, tutarlılığı sever. Hatta tutarlılık, onun varoluşunun temel taşlarından biridir. Bilinçaltı, bir düşünceyi ya da inancı benimsediğinde, bu düşüncenin çevresinde bir yapı inşa eder. Bu yapı, o düşünceyi besleyen ve destekleyen diğer düşüncelerle doludur. Bu yüzden, bir kez yerleşmiş bir inancı değiştirmek, adeta bir binayı yıkıp yerine yenisini yapmak kadar zordur.
Örneğin, "Para kötüdür" düşüncesi bilinçaltınıza yerleşmişse, bilinçaltınız bu düşünceyi besleyecek ve güçlendirecek kanıtlar aramaya başlar. Bu düşünce, "Fakir ama gururluyum," "Malım mülküm olacağına huzurum olsun," "Para elinin kiridir" gibi diğer inançlarla desteklenir. Bu tür düşünceler, zamanla bilinçaltınızda güçlü bir yapı oluşturur ve bu yapı, her türlü değişim girişimine karşı büyük bir direnç gösterir.
DEĞİŞMEK MÜMKÜN
Bilinçaltındaki düşünceleri ve inançları dönüştürmek için pek çok yöntem bulunmaktadır. Yıllar boyunca bu teknikleri hem kendi gelişimimde hem de başkalarına rehberlik ederken kullandım ve öğrettim. Birbirinden farklı yöntemleri bir yazıya detayları ile birlikte sığdırmak zor olsa da, şimdi paylaşacağım bilgiler, bu değişim yolculuğunda size önemli bir destek sağlayacaktır.
Bilinçaltının, ani ve hızlı değişimlere karşı daha güçlü bir direnç gösterdiğini unutmamalıyız. Buna karşın, yavaş ve sürekli ilerleyen değişimlere karşı direnci daha zayıf kalır.
Bir alışkanlığınızı aniden değiştirmeye çalışmak yerine her gün yavaş yavaş değişim gösterdiğinizde, bu değişim kademeli olduğu için bilinçaltı bu duruma daha az direnç gösterir.
Biz insanlar, genellikle yavaş değişimlerin farkına varmayız. Örneğin, çocuğumuzun büyüdüğünü, kilomuzun arttığını ya da yaşlanmaya başladığımızı fark etmeyiz çünkü bu değişimler çok yavaş gerçekleşir.
İYİ YA DA KÖTÜ YOKTUR
Bilinçaltı, herhangi bir düşünceyi iyi ya da kötü olarak değerlendirmez. Onun için önemli olan, tek- tekrarlanan düşüncelerin, olayların, öğretilenlerin doğru rarlanan kabul edilmesidir. Bu nedenle, bilinçaltına yerleşmiş bir düşünce, aksi bir inanç yoksa otomatik olarak doğ- doğru kabul edilir ve bu doğruluk, sürekli olarak aranan ru kanıtlarla pekiştirilir.
Bilinçaltı, zamanla bu inançları yaşamımızın bir parçası haline getirir. Yıllardır inandığınızı bir şeyi de- değiştirmek ise bilinçaltı için bir tehdit olarak algılanır. ğiştirmek Bu yüzden, bir inancı değiştirmek kolay bir iş değildir.
HAYATTA KALMASINI SAĞLIYOR
Bilinçaltı, yerleşmiş bir inancı ya da düşünceyi sadece bir fikir olarak görmez. Ona göre bu, hayatta kalması için gerekli bir unsurdur. Yıllar boyunca inşa edilen bu yapı, bir bütün olarak varlığını sürdürmek ister.
Bu durumu bir örnekle açıklayalım: Göçebe bir hayat yaşadığınızı düşünün. Zorlu koşullardan sonra sonunda bir yer buldunuz ve oraya yerleştiniz. Ev yaptınız, bahçenizde sebzeler ektiniz, hayatınızı bu düzen üzerine kurdunuz. Sonra aniden biri gelip size "Gidiyoruz, başka bir yerde ev kuracağız" dedi. İlk tepkiniz muhtemelen isyan etmek olacaktır. Bu yerleşik düzeni bozmak istemezsiniz. İşte bilinçaltı da aynı şekilde, yerleşmiş bir inancı terk etmek istemez ve büyük bir direnç gösterir.
KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLAYIN
Bilinçaltının direncini aşmanın en etkili yolu, büyük hedefler belirlesek bile küçük adımlarla ilerlemektir. Her gün küçük bir değişiklik yaparak, bilinçaltınızı adım adım yeniden programlayabilirsiniz. Bu süreçte, yavaş ve kararlı bir şekilde ilerleyerek, uzun vadede büyük sonuçlar elde etmek mümkündür. Bilinçaltı üzerine yazılarımıza önümüzdeki haftalarda devam edeceğiz.