Kim Kardashian'ın pandemi sonrası arka arkaya katıldığı davet ve kırmızı halı etkinliklerinde ünlü moda tasarımcılarına ait vintage parçalar giydiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Bella Hadid'in vintage parçalarla dolu dolabını Cannes Film Festivali sırasında nasıl ortaya döktüğünü peki? Kendall Jenner'ın iddialı vintage parçaları sokak stilinin bir parçası haline getirmesini? Blake Lively'nin son birkaç haftadır eşinin film galasına giderken ünlü modaevlerinin 25-30 yıllık vintage kıyafetleriyle katılmasını hatırladınız mı en azından? Kısaca günümüzde vintage bir parçaya sahip olmak, bir markanın yeni ürününü gidip koşa koşa mağazadan almaktan çok ama çok daha popüler... Daha havalı... Çünkü yüzlerce hatta binlerce üretilen bir parçaya bankada paranız varsa sahip olabiliyorsunuz... Ancak 30 yıl önce üretilmiş nadide bir tasarıma sahip olabilmeniz için paradan daha fazlasına ihtiyacınız olduğu kesin... Şimdi bu bilgiyi yani lüks moda markalarının en yeni üretimlerine sahip olmanın eskisi kadar popüler olmadığı bilgisini cebinize koyun... Özellikle Z jenerasyonu gibi parayı elinde tutmaya başlayan ve uzunca bir müddet de elinde tutacak bir neslin vintage'a yöneldiğini kabul edin... Onlara göre 'yaşlı', 'eski nesil', 'kendilerinden yaşça büyük' insanlar ancak mağazadan yeni bir şeyler almaya çalışıyor. Ve doğal olarak nesiller ve yaşlar arasındaki fark da bu alışveriş trendini benimseyip benimsememeye göre net bir şekilde ortaya çıkıyor. Kısaca yaşınız ve hangi jenerasyona ait olduğunuz şu günlerde vintage'a olan merakınızla net bir şekilde ortaya çıkıyor diyebiliriz...
DAHA AZ TÜKETELİM
Nerede kalmıştık? Evet bu ilk bilgiyi yani yeni ürünleri satın almak yerine eskiden üretilmiş olan vintage parçaları satın almanın daha popüler olduğu bilgisini cebimize koymuştuk. Şimdi bir de sosyal medyanın etkisini ekliyoruz bu ilk bilgimize... TikTok başta olmak üzere birçok sosyal medya platformunda son dönemde #underconsumptioncore (az tüketim trendi) paylaşımı artmış durumda... Yani yeni satın almamak, tüketmemek resmen pandemiden sonra ilk kez bu kadar popüler olmuş durumda diyebiliriz... Geçtiğimiz hafta Gucci, Balenciaga, Saint Laurent ve Alexander McQueen gibi markaları çatısı altında toplayan Kering grubun karlılık raporlarında yaklaşık yedi yılın sonunda ilk kez düşüş gözlemlendi. İlk yarıyı kötü kapatan bu grunun yılın ikinci yarısında karlılığında yüzde 30 ile yüzde 42'lik bir düşüş ile karşı karşıya kalabileceği ön görülüyor...
KUTLAMA HAVASI YOK
Öte yandan durum diğer lüks grupları da benzer şekilde seyrediyor diyebiliriz... LVMH grubunun CFO'su Jean-Jacques Guiony, bu düşüşü tüm dünyayı saran global krize bağlıyor ve "Kimsenin kutlama yapacak hali yok" diyerek tüketicilerin lüks bir şeyler tüketmek istemediğini dile getiriyor. LVMH Yönetim Kurulu Başkanı Bernard Arnault'nun kişisel servetinin de yaklaşık yüzde 9'luk bir oranda düşmesi de bu durumu ispatlar nitelikte... Bloomberg Billionaires Index tarafından yayınlanan son verilere göre bu yıl Arnault, Elon Musk ve Jeff Bezos gibi isimlerin gerisinde kalmış durumda... Burberry markası bu akıl almaz düşüşlerle başa çıkmak için CEO'sunu değiştirse de karlılıkların 2010'lar dönemine yani ciddi ekonomik kriz yıllarına yakın olduğunu belirtiyor.
TÜM ÜRÜNLER BİRBİRİNE BENZİYOR
İngiliz Guardian gazetesine konuşan vintage mağaza sahibi Katina Fauteux, "Lüks moda tamamen bitmiş değil. Ancak modaevleri lüksün şekil değiştirdiğini anlamıyor. Dev holdinglerin çatısı altında farklı marka etiketli ancak birbirine benzer ürünleri kimse satın almak istemiyor. Moda tasarımcıları bünyesine eklendikleri modaevleri üzerinde istedikleri gibi bir değişim yaratamıyor. Çünkü onlardan bir başka markanın iyi satan ürünlerinin bir benzerini yapmaları isteniyor. Tasarımcılar geliyor ve gidiyor, modaevleri arasında tasarıma dair bir farklılık olmuyor ve dev holdingler hâlâ bu ürünlerin satmasını istiyorlar. Kimse bunları satın almak istemiyor oysa ki. Jean Paul Gaultier'nin kendi imzasını taşıyan bir ürünü satın almak varken, neden bir lüks modaevine ait son sezona ait ancak tasarımcısının ismini bile bilmediğiniz bir parçayı satın alasınız ki?" diye konuşuyor.
DNA'SINA UYMUYOR
Peki sonuç olarak ne oluyor? Lüks moda devlerinin çatısı altında bulunan ve her biri kendi dönemine damga vurmuş bir moda tasarımcısının ismini taşıyan modaevleri eskisi kadar kar etmiyor. Çünkü ne yazık ki Gucci'de gördüğünüz bir tasarımın benzerini DNA'sına hiç uymasa da ertesi sezon Balenciaga'da, Chanel'de, Loewe'de yani aklınıza gelebilecek her markada görüyorsunuz. Lüksün temeli olan özgünlük, biriciklik ortadan kalkmış durumda... Bu da lüks moda holdinglerinin gelirlerinin düşmesine neden oluyor. İnsanlar bunun yerine vintage mağazalardan alışveriş yapma trendi artıyor. Yani bildiğimiz anlamda lüksün sonu gelmiş durumda...