Geçtiğimiz yıl bu zamanlar moda dünyasındaki en etkili girişlerden biri olan sessiz lüks (quit luxury) trendini konuşuyorduk... Old money (eski para- birkaç jenerasyondur parayı elinde bulunduran grup) tarzı olarak da tanımlanan bu trend ile bir anda hepimizin kabul edelim giyim kuşamımız değişti. Dolaplarımızdaki aşırı koyu renklerin yerini karamel, bej, camel gibi yumuşak toprak tonları aldı. Beyaz altın yerine iddialı sarı altın aksesuvarlar kullanmaya başladık. Çizgili gömlekler, blazer ceketler, desenli fularlar, şık taçlar, orta boy çantalar, kemik gözlükler, babetler ve loaffer'lar dolabımızı ele geçirdi... Loro Piana, Hermes, Ralph Lauren, Etro, Kitton, Max Mara, The Row, Khaite ve Brunello Cucinelli gibi logolarını ortaya koymak zorunda hissetmeyen markalar yükselişe geçti... Kabul edelim bu sade ancak iddialı stil değişimi sayesinde kullandığımız saatlere kadar her şeyimiz değişti... Nötral tonlar, abartısız şıklık, çok yüksek olmayan topuklar stilimizde önemli yer aldı.
Kıyafetlerin cinsiyetsizliği temeli üzerine daha bol gömlekler, ceketler, sweat-shirt'ler giydik... Kalıp ve kumaş kalitesine de hepimiz daha çok dikkat ettik. Ve sonunda beklenen gerçekleşti... Bu trendden de sıkılmaya başladık. Ve bunda sessiz lüks trendinde, ağırlıklı olarak kadının dişil enerjisinin soğuk bir duruş ve kalıplarla şekillendirilmesi etkili oldu... İçimizdeki dişi "Ben de kalıbı, dikiş, kumaşı, her şeyin en iyisini seviyorum. Ancak bu kadar da soğuk ve erkeksi görünmek zorunda olmamalıyım" diyerek resmen bağırmaya başladı. Ve tam bir yıl sonra bambaşka yine rafine ve elegan ancak daha dişi bir trendin ayak seslerini duymaya başladık. Bu yeni trendi ABD medyası çoktan 'zengin anne trendi' ismiyle anmaya başladı...
LÜKS MÜCEVHER MARKALARINA YATIRIM
"İdil, o da ne demek öyle? Zengin anne giyimi diye bir şey mi var? Annelikle kıyafetin ne alakası var? Zengin bir anne olunca zengin bir genç kızdan farklı mı giyiniliyor? Bu da ne saçma isim bu böyle" diyenleriniz elbette ki olmuştur... Bir kez bu tren tabii ki sessiz lüks trendinden çok da farklı değil... Gözünüzün önüne hemen Angelina Jolie, Gisele Bundchen ve Gwyneth Paltrow'u getirin... Klasik bir kalıp, çok kaliteli kumaşlar, nötral bir renk paleti, zamansız bir şıklık... Bu trendin olmazsa olmazı çok lüks markalara ait iddialı çantalar, iddialı güneş gözlükleri, moda tasarımcılarına ait jean'ler, raya karışan pembeler ve kırmızılar... Çiçek desenleri bu trend ile birlikte daha da görünür oluyor. Böylece çiçeklerin o naif, gösterişli ve dişil enerjisi de bizlere yansıyor... Bu trendin bir başka yanı da lüks mücevher markalarını en görünür şekilde kullanılıyor oluşu... Cartier, Bulgari, Tiffany&Co., Van Cleef gibi markalara ait tasarımlar bir araya getiriliyor. Hermes ve Louis Vuitton'un gösterişli fularları oldukça çok kullanılıyor.
DAHA SEKSİ BİR GÖRÜNTÜ
Dolce&Gabbana gibi daha seksi markalara ait tasarımlar klasik çizgideki parçalarla birlikte kombinleniyor. Ve ortaya zamansız, çok para harcandığı belli olmayan ancak çok iddialı kombinler çıkıyor. Beyaz rengin asaleti bu trendle ve doğal olarak mevsimin yaz olmasıyla birlikte oldukça net bir şekilde kombinlere karışıyor. Düz minik logolu gömleklerin yanı sıra kombinlere tığ ve el işi zarif işlemeleri olan ipek, pamuk ve keten gömlekler de ekleniyor. Süet parçalar oldukça yoğun bir şekilde kombinlerde kullanılıyor. Süetin yumuşaklığı ve dokusu adeta kadınların görünüşüne de yumuşaklık katıyor. Bu trendle birlikte dekolteler hayatımıza giriyor. Ama asla aşırı provokatif ve rahatsız edici boyutta değil. Son derece kıvamında ve hoş bir dekolte anlayışından bahsediyoruz...