Desenli, yöresel bir kumaş parçasıydı aslına bakarsanız önceleri... Osmanlı döneminde geleneksel olarak Filistinli çiftçiler tarafından giyiliyordu. Üzeri sembollerle doluydu bu kumaşın... Gücü ve dayanıklılığı sembolize eden zeytin ağacı motifleri, Filistin'den geçen dev ticaret yollarını sembolize eden geniş şeritler ve Filistinli balıkçılarla Akdeniz arasındaki bağı sembolize eden balık ağı motifleri vardı üzerinde... Kefiye, kentsel sınıfların giydiği fesin aksine, kişinin kırsal kesimden geldiğini gösteriyordu aslına bakarsanız. Emek veren, ülkesi için çalışan, ülkesinin önemli değerlerini benimseyen erkeklerin taktığı, yüzünü koruyan bir kumaştı. Ve bu dokuma kumaş dokuma kumaş olmaktan çıktı bir noktada... Her rütbeden Filistinli erkeğin giydiği siyah beyaz kefiye, 1930'lardaki Arap İsyanı sırasında Filistin milliyetçiliğinin sembolü haline geldi. Filistinliler resmi bayraklarını asamıyor, göstermiyor, ortaya çıkaramıyordu. Bayrakları yasaklanmıştı. Onlar da ülkelerini sembolize eden bir başka kumaşa tüm kalpleriyle bağlandılar. Temiz emekleriyle, elleriyle, alın terleriyle yaptıkları işleri, ülkeleriyle gönül bağlarını, topraklarına olan aşklarını sembolize eden bu kumaş onlar için direnişin, bağımsızlığın, bağımsız Filistin'in sembolü haline geldi...
ARAFAT ETKİSİ
Tüm dünyada bayraklar dışında bir başka dokuma kumaşın bu kadar büyük anlam ifade etmesi çok nadirdir. Kendini, milliyetini, işgale karşı duruşunu ve toprağı için gerekiyorsa canını verebileceğini ifade eder kefiye... Bir bez parçasından çok ötededir anlamı... Kefiye kısaca uzun süredir Filistin milliyetçiliğinin bir sembolü oldu. Bu simge, onsuz nadiren fotoğraf çekilen efsanevi Filistinli lider, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat tarafından somutlaştırıldı. Arafat kefiyeyi, tarihi Filistin'in şeklini tasvir edecek şekilde katlardı katıldığı tüm toplantılarda...
Ve Arafat'ın ülkesinin sınırlarını korumak, barışçıl bir yol haritası belirlenmesi için gittiği tüm Birleşmiş Milletler toplantıları sırasında kefiye takmasının nedeni de budur... Barışçıl görüşmeler ve anlaşmalarla halkına ait toprakları korumak istese de gerekiyorsa bu yolda savaşacağının ve savaşın kaçınılmaz olduğu durumlarda geri adım atılmayacağının sembolü...
MODA DİLİYLE ÇARESİZLİK
Kısaca söylemek gerekirse giydiğimiz, taktığımız, kullandığımız her kumaş bizden bir şeyleri ifade eder... Hep deriz ya moda kelimeleri kullanmadan kendini ifade etme yöntemidir diye... Gerçekten de özellikle kefiyenin son aylardaki yaygınlığını gördüğümüz zaman tam olarak da moda görevini yapmaya başladı diyebiliriz... İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısı tahminlerin çok üzerinde. Ölenlerin büyük bir kısmıysa çocuk, kadın ve siviller... Her birimiz bu sonu gelmeyen şiddetin, vicdansızlığın karşısında şoke olmuş durumdayız... Ve tam da bu anda Filistin'in yaşadıklarına karşı içimizde artan öfke ve çaresizlik bizleri modaya yönlendiriyor...
ÜRETİM TESİSLERİ TALEBE YETİŞEMİYOR
İngiliz Guardian gazetesi dünyanın dört bir yanında kefiyelerler sokaklarda insanların bulunduğunu belirtip "Kefiye satışları patlamış durumda... Resmen kefiye sivil hayatların gözler önünde yok edilmesine karşı duyulan tepkinin sembolü oldu. Filistinli kefiye üreticileri ellerindeki kefiye talebine yetişemeyecek hale geldi. Kefiyenin Çin üretimi benzerleri de var. Ve Filistinliler kendi ülkelerine maddi bir destek sağlamayan bu satışlardan da muzdarip durumda..." yorumunda bulundu. Gazeteye konuşan ve 1950'lerden bu yana geleneksel yöntemlerle kefiye üreten Nael Alqassis, "İnanılmaz bir kefiye talebi var. Talebe yetişemiyoruz. Sürekli ihracat yapıyoruz. 7 Ekim'den bu yana sadece bizim tesisimizde 20 bin kefiye ürettik. Son iki-üç haftada 5 bin yeni sipariş aldık. Kazandığımız paranın 25 bin dolarını Gazze'de Filistinli sağlık görevlisi yetiştiren bir vakfa bağışladık... Filistin'i destekleyenler ve şiddete tepki verenler bu sembölü üzerlerinde taşımak istiyor" diye konuşuyor.
DEFİLELERDE YER ALDI
Moda arenasında kefiyeye yönelik ilgi çok büyük... Kasım ayında Fas asıllı moda tasarımcısı Aziz Bekkaoui, Filistin'e destek amacıyla bir defile düzenledi. Kefiyeden ilham alınarak hazırlanan kıyafetlerin sergilendiği defile geniş yankı uyandırdı. Bekkaoui verdiği röportajda, "Kefiye Filistinlilerin, direnişlerinin hikayesini anlatır. Bayraktan daha güçlü bir semboldür" diye konuşmuştu.
Ocak ayında Paris Erkek Moda Haftası'nın kapanışında son defileyi yapan Serhat Işık ve Benjamin Huseby'nin kurduğu GMBH markasının defilesinin tamamı kefiyeden ilham alıyordu. İki tasarımcı defilenin sonunda sivillerin hayatlarının kurtarılması için ateşkes ilan edilmesini gerektiğini söylemişti.
Geçtiğimiz haftalarda da Filistin asıllı 1999 doğumlu model Bella Hadid, Cannes Film Festivali sırasında kefiyeden ilham alınarak tasarlanmış elbiseyle gündeme oturmuştu. Cannes sokaklarında gezen ve kefiyeli elbisesini kendi sosyal medya hesabında da paylaşan Hadid, paylaşımına "Kefiye, sonsuza kadar Özgür Filistin'i giydirsin" notunu düşmüştü. Michael and Hushi'nin 2001 yılında tasarladığı bu elbise son dönemin en çok konuşulan kıyafeti oldu.