İlişkide vazgeçilmez olmayı hedeflemek, çoğunlukla egoyla tetiklenir ve sağlıklı bir dürtü değildir. Takıntı seviyesindeki vazgeçilmezlik arzusunun temelinde değersizlik ve özgüvensizlik vardır. Bu tür bir yaklaşım genellikle aşkın gerçek doğasını bozar ve samimi bağı engeller. Gerçekten sevgi dolu ve sağlıklı bir ilişki, karşılıklı saygı ve anlayış üzerine kuruludur. İlişkinin temelini oluşturan bu unsurlar, vazgeçilmezlik hırsıyla zedelenebilir, tahrip olabilir ve bu da ilişkide dengesizliklere yol açabilir.
Aşk, kontrol etmek ya da sahip olmakla ilgili değildir. Aksine, aşk özgürlük ve kabul etmektir. Aşk karşındaki insana zincirler bağlamak değil, kanatlar vermektir. Gerçek aşk, diğerini olduğu gibi kabul eder ve özgür bırakır. Bu, kendi değerinin ve özgürlüğünün farkında olmak ve aynı zamanda diğer kişinin de kendi değerine ve özgürlüğüne sahip olduğunu kabul etmek anlamına gelir. Aşk, iki bireyin birbirine saygı duyduğu, birbirini olduğu gibi kabul ettiği ve her iki tarafın da özgürlüğüne saygı gösterdiği bir alandır. Bu, ilişkideki her iki kişinin de kendilerini ifade edebilmelerine olanak tanır ve bu, ilişkinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için gereklidir.
Bir ilişkide "vazgeçilmez" olmak yerine, gerçek, olduğun gibi, samimi ve açık bir şekilde kendini ifade etmeye odaklanmalısın. Kendini olduğun gibi kabul et ve sev. Kendi sınırlarına saygı göster. Bu, hem kendine hem de partnerine olan saygının bir göstergesidir. İlişkideki her iki taraf da kendi değerlerini ve sınırlarını kabul etmeli ve bunlara saygı göstermelidir. Bu sayede, her iki taraf da kendini daha güvende ve değerli hissedecektir.
"Sadece kendiniz olmak ile mutlu olduğunuzda ve kendinizi kimseyle kıyaslayıp, yarışmadığınızda, herkes size saygı duyacaktır."
– Tao Te Ching, Lao Tzu
Senden vazgeçemiyor, gidemiyor olması senin zaferin
olmamalı. Çünkü bu bir ilişki değil, bir güç savaşı demektir.
Sen de vazgeçebilirsin, o da vazgeçebilir. Hiçbirimiz vazgeçilmez değiliz. Mühim olan vazgeçilir insanlar olduğumuz halde birbirimizde kalmaya devam etmek istiyor olmamızdır. Birbirinize zincirlerle değil sevgiyle bağlı olmaya odaklanmalısın. Sensiz yapamayacağı için sende kalmak yerine, sensiz de yapabileceği halde seninle olmayı tercih etmiş olmasının hiç mi anlamı yok?
Bir ilişkide "vazgeçilmez" olma çabası, aslında bir tür güvence arayışıdır. Bu güvence arayışı, genellikle kişinin kendi içindeki güvensizliklerden kaynaklanır. İlişkiyi güvence altına alma çabası, ilişkiye zarar verebilir çünkü bu, ilişkinin doğallığını ve akışını bozar. Her iki taraf da kendi güvenliğini ve mutluluğunu sağlamakla yükümlüdür ve bu da ancak kendine olan güvenle mümkündür.
Aşkın temelinde yatan özgürlük ve kabul, ilişkinin en önemli yapı taşlarıdır. Bu yapı taşları, ilişkinin sağlam ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar. İlişkinin her iki tarafı da birbirine saygı gösterdiğinde ve birbirini olduğu gibi kabul ettiğinde, ilişki daha güçlü ve sağlıklı olur.
Bu, ilişkinin temelindeki sevgi ve anlayışı güçlendirir.
Bir ilişkideki kontrol ve sahip olma arzusundan kaçınmak, ilişkinin daha sağlıklı ve dengeli olmasını sağlar. Bu, ilişkinin her iki tarafı için de daha tatmin edici ve anlamlı olmasına katkıda bulunur. Aşk, bir yarış ya da güç mücadelesi değildir; aksine, bir anlayış ve kabul sürecidir.
Bu süreçte, her iki taraf da birbirine değer vermeli ve birbirini olduğu gibi kabul etmelidir.
Vazgeçilmezlik hırsı, aslında bir yanılgıdır. Hiçbirimiz vazgeçilmez değiliz ve bu gerçeği kabul etmek, ilişkilerde daha sağlıklı ve dengeli bir yaklaşım geliştirmemize yardımcı olur. İlişkinin temelindeki sevgi ve anlayış, her iki tarafın da birbirine olan saygısını ve değerini artırır. Bu sayede, ilişki daha güçlü ve sağlam olur.
Yani demek istiyorum ki, bir ilişkide vazgeçilmez olma hırsından ziyade, gerçek, samimi ve açık bir şekilde kendini ifade etmeye odaklanmalısın.
Kendini olduğu gibi kabul et ve sev. Kendi sınırlarına saygı göster. Bu, hem kendin hem de partnerin için daha sağlıklı ve tatmin edici bir ilişki yaratmanı sağlar. İlişkideki her iki taraf da kendi değerlerini ve sınırlarını kabul etmeli ve bunlara saygı göstermelidir. Bu sayede, her iki taraf da kendini daha güvende ve değerli hissedecektir.
Unutma, ilişki bir güç savaşı değil, sevgi ve anlayış temelinde bir bağdır. Bu bağı güçlendirmek için karşılıklı saygı ve kabul şarttır. Bu şekilde, ilişkinin temeli daha sağlam ve sağlıklı olur ve her iki taraf da daha mutlu ve tatmin olmuş hisseder.
Bu anlayışla, ilişkilerde daha başarılı ve mutlu olman mümkün olacaktır.
Bir başka yazıda görüşmek üzere.