Bugün İsrail'de yaşanan katliamın benzeri 1994 yılında Bosna'da yaşanmaktaydı. Bir grup gönüllü sağlıkçı, sağlık hizmetine erişemeyen insanlar için gönüllü olarak harekete geçip bölgeye gittiler. Daha sonra Marmara bölgesinde de büyük yıkım ve can kaybına sebep olan depremde yine insanların yardımına koşan hekimler; 2000 yılında bu işin daha organize olabilmesi için Yeryüzü Doktorları Derneği'ni kurdu. Bugün de tüm dünyanın gözü önünde işlenen insanlık suçlarına karşı yine Filistin'de gönüllü hekimlerle sağlık hizmeti sunmayı sürdürüyorlar. Biz de derneğin başkanı Uzm. Dr. Yahyahan Güney ile Gazze'yi ve yardımları konuştuk.
- Yeryüzü Doktorları Derneği'ni tanıyabilir miyiz? Bünyenizde gönüllü kaç doktor-eczacı var?
- İlk olarak Bosna, Kosova savaşları ve 17 Ağustos depreminde harekete geçen bir grup gönüllü sağlıkçı, sağlık hizmetine erişemeyen ihtiyaç sahiplerine ulaşarak, hayata tutunmalarını sağlamak amacıyla, Yeryüzü Doktorları'nı kurdu. Yeryüzü Doktorları olarak 300 binden fazla bağışçımızın ve 40 bini aşkın gönüllümüzün desteği ile bugüne kadar 60'dan fazla ülkede yüzlerce proje gerçekleştirdik. Şu an Afganistan, Yemen, Çad, Somali, Bangladeş, Filistin, Suriye ve Türkiye'de olmak üzere toplam sekiz farklı ülkede daimi hizmet veren merkezlerimiz var.
ORTOPEDİ TEDAVİLERİ ÖN PLANDA
- Gazze'deki çalışmalarınız hakkında bize bilgi verir misiniz?
- Filistin'de 2000'li yıllarda çalışmalarımıza
gönüllü olarak başladık, psikiyatri
çalışanlarına ruhsal travma konusunda
ileri tanı ve tedavi eğitimleri düzenledik.
Yıllar içinde gerekli sağlık ihtiyaçlarına
karşılık vererek çalışmalarımızı sürdürdük.
2014'lü yıllarda savaş sonrası acil
durum müdahalelerinde bulunarak, sağlık
merkezlerine tıbbi ve medikal malzeme
desteği verdik. Ortopedi,
göz, plastik cerrahi, nöroloji
branşlarında ameliyatlar
gerçekleştirdik. 2015 yılında
saldırıların etkisiyle bedensel
engel ve uzuv kayıplarının artması
sonucu ihtiyacın giderek
çoğalması üzerine Han Yunus
Fizik Tedavi Merkezini devralıp
faaliyete geçirdik. Yüzbinlerce
kişiye hizmet verirken,
imkansızlıklar nedeniyle sağlık
hizmetlerine erişemeyen
ve saldırıların etkisiyle uzun
vadede yatarak ya da evinde
tedavi görmesi gereken ihtiyaç
sahipleri için mobil ekipler
kurduk. Evde fizik tedavi ve
rehabilitasyon, tıbbi yara bakımı
ve medikal danışmanlık ile
psikolojik destek hizmetleri
sunduk.
GAZZE'DE 7 EKİM SONRASI NELER OLDU?
-Yaklaşık 2.3 milyon nüfusun yaşadığı Gazze'de uygulanan ambargolar nedeniyle insani kriz yıllardır devam ediyordu. Bölgede 1 milyon 300 bin kişi ise yoksulluk sınırının altında hayatını sürdürüyordu.
-7 Ekim'den beri saldırılarda 35 binden fazla kişi yaşamını yitirdi, 78 binden fazla kişi yaralandı.
-Yaklaşık 2 milyon 300 bin nüfuslu Gazze Şeridi'nde 1 milyon 900 bin kişi yerinden edildi.
-"Güvenli bölge" olduğu edilen Refah kentine sığınanlarla birlikte daha önce 280 bin olan bölge nüfusu, halihazırda beş katından fazla artarak neredeyse 1.5 milyona ulaştı.
-Gazze'deki krizden etkilenenlerinin yüzde 73'ünü kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
-İsrail'in saldırıları nedeniyle anne, babasından birini ya da ikisini birden kaybeden çocukların sayısı 17 bini aştı.
-Gazze'de şu ana kadar 27 çocuk da açlık nedeniyle yaşamını yitirdi.
-Hayatını kaybedenler arasında 364 sağlık çalışanı bulunuyor.
HİÇBİR ENGEL YARDIMLARI DURDURAMIYOR
- Gazze'ye yardımlar nasıl ulaştırılıyor?
- Sağlık yardımları Refah
Sınır kapısı üzerinden
bölgeye ulaştırılıyor. Hazırlanan
yardım tırları Mısır
devleti tarafından görevlendirilmiş
Mısır Kızılayı
ve Ulusal Koalisyon adı
verilen ekiplerce sınır kapısından
geçiriliyor. Gazze
bölgesinde ise İsrail devleti
tarafından kapsamlı bir
aramaya tabi tutuluyor. Ardından
Filistin Kızılay'ına
teslim edilerek yardım
tırları Gazze içine doğru
dağıtılıyor.
- Ya sonra? -Sınırdan giren yardımlar
çok fazla kontrole tabi
tutuluyor. Fakat bu kontrollerin
ardından çıkabilecek
sonuçlar çok tahmin edilemiyor.
Bazen bazı yardım
tırlarının hiçbir sebep
yokken geri gönderildiğine
ya da sınırdan geçirilmediğine
şahit oluyoruz. Ancak
bu durum kuruluşları
durdurmuyor. Bir tır içeri
giremediyse Refah Sınır
Kapısından tekrar kontrol
sırasına giriyor ve içeri
girene kadar çalışmalar
sürdürülüyor. Çıkardıkları
hiçbir engel yardımların
kesilmesine engel olmuyor.
Oradaki insanlar için gelen
yardımların fiziki değerinden
ziyade manevi kıymeti
var. Her bir yardım tırının
Filistin'e ulaşması, "Dünyanın
bizden haberi var,
bizi yalnız bırakmıyorlar"
anlamına geliyor.
HASTANE UMUT DEMEK
- Neden sürekli hastanelere saldırıyorlar?
- Sağlık altyapısını hedef alarak ve insani yardımları sabote ederek psikolojik üstünlüğü kurmaya çalıştıklarını görüyoruz. Çünkü hastaneler tedavi merkezidir, umuttur. Özellikle sağlık merkezlerine ulaşması gereken medikal malzemeleri ve halkın ihtiyacı olan temel malzemeleri engelleyerek vicdana sığmayan olayların yaşandığına tanıklık ediyoruz. Bizim yardım tırlarımızda da zaman zaman detaylı aramaların gerçekleştirildiğine ve sebepsizce yardımların geçişine izin verilmediğine şahit olduk. Fakat aynı malzemeleri bir başka tırın içerisinde Gazze ekibimize ulaştırabildik. Bu uygulamaların insan hayatı üzerinde güç unsuru olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz.
BATILI HEKİMLERLE AYNI VİCDANDA BULUŞUYORUZ
- Çalışmalarınıza Batılı meslektaşlarınızın katılımı, ilgisi, desteği ya da yorumları nasıl?
- Dünyanın her yerinde çalışmalarımızsı
ulusal ve uluslararası kurumlarla iş birliği içerisinde
yürütüyoruz. Şu an Gazze için de birçok
ülkeden bizi destekleyen paydaşlarımız var.
Onlar da sahada neler olduğunu yakinen takip
ediyorlar ve ellerinden geldiğince destek olmaya
çalışıyorlar. Tabii farklı coğrafyalardan da
destek gördükçe bizim operasyon kabiliyetimiz
genişliyor ve daha çok insana faydalı olabiliyoruz.
Bu noktada tüm dünyanın aynı vicdanda
buluştuğunu görmek bizlere de güç oluyor.
HANGİ EVLADIMI KURTARACAĞIM!
- Gazze, 2007'den beri abluka altında... Gazze'yi gören, yaşananlara tanıklık eden bir hekim olarak düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
- Gönüllü hekimlerimizle pek
çok kez Gazze'de görev yaptık;
defalarca zorlu ameliyatlara girdik.
On binlerce insani tedavi
ettik şimdiye kadar. Aslında
gönüllülerimiz Gazze'de görev
yaparken bir yandan da Filistinli
hekimlere ders veriyordu.
Bizler Yeryüzü Doktorları olarak
Gazze'deki sağlık altyapısını
desteklemek, güçlendirmek için
sağlık kongreleri ve çeşitli eğitimler
düzenledik. Kısa süreli
görevlerde bulunan doktorlarımız
için hep farklı bir yerdeydi
Gazze. Oradaki insanların dirayeti,
yaşama bağlılığı hepimizi hala çok
etkiliyor. Daha önceki saldırılarda
"Hangi evladımı kurtaracağım?"
diyerek feryat eden babanın haline
şahit olan bir doktorumuzun üzüntüsüne,
bölgeye girdiğinde sağlık
hizmeti vereceği için sınır kapısında
engellenen doktorumuzun hak
arayışına tanıklık ettik. Gazze'de
hizmet vermiş ve sağlık altyapısını
desteklemek için mesai harcamış
tüm hekimlerimizin ortak düşüncesi
7 Ekim'den önce Gazzelilerin
her şeye rağmen dirençli ve umutlu
olduğu yönündeydi. Gazze yıllardır
olduğu gibi hala gündemimizde,
özellikle son krizden sonra şehrin
yeniden inşası için çok çalışmamız
ve çabalamamız gerekecek.