Hayat, değişken ve inişli-çıkışlı bir yolculuktur. Bu yolculukta, bazen bize yol arkadaşlığı yapan dostlarımızla, partnerlerimizle yollarımızı ayırmamız gerekebilir. Bu durumda yapabileceğimiz en iyi şey, gitmek isteyenlere izin vermektir. Onları tutmaya çalışmak, zorlamak, peşlerinden koşmak veya yalvarmak sadece bizim acımızı uzatır ve iyileşme sürecimizi geciktirir. Kendimize yapabileceğimiz en büyük iyilik, bu durumu kabul etmeyi ve bırakabilmeyi öğrenmektir.
ACININ GEÇMESİNE İZİN VER
Birinin gitmesine izin vermek, duygusal anlamda acı verici olabilir. Özellikle hayatımızda yer etmiş, derin bağlar kurduğumuz birisine veda etmek çok zor olabilir. Bu tür ayrılıklar, bizi sarsabilir ve duygusal olarak yıpratabilir. Ancak, bu acıyı hissetmekten kaçınmamalıyız; çünkü bu, iyileşme sürecimizin doğal bir parçasıdır. Acıyı hissetmek ve kabul etmek, iyileşmenin ilk adımıdır. Canımız yanacak, belki geceleri uykusuz kalacak ve sürekli bu kaybı düşüneceğiz. Fakat zamanla bu acı azalacak ve iyileşeceğiz. Acıyı bastırmak yerine, ona izin vermek, duygusal sağlığımız için çok önemlidir. Bastırılmış duygular, ilerleyen zamanlarda daha büyük sorunlara yol açabilir. Acının doğal bir süreç olduğunu kabul ederek, onunla yüzleşmek ve onu hissetmek, bize duygusal olarak güç kazandırır. Acının geçip gitmesine izin verdiğimizde, yeniden toparlanma sürecimiz de başlayacaktır. Kendimize izin verdiğimizde, bu süreçte yeni bir başlangıç yapma ve kendimizi yeniden inşa etme fırsatı buluruz. Bu yeniden toparlanma süreci, bizi daha güçlü ve dirençli hale getirir, duygusal sağlığımızı daha sağlam bir temele oturtur.
GERÇEKTEN BİZE UYGUN OLANLARA YER AÇMAK
İnsanları bizi seçmeleri için zorlamak, kısa vadede iyi hissetmemizi sağlasa da uzun vadede sadece daha fazla acı getirir. Zorla hayatımızda tuttuğumuz insanlar, gerçekten bize uygun olmayabilir. Bizi gerçekten seven ve anlayan insanlara yer açabilmek için, hayatımızda fazladan yer kaplayanları bırakmalıyız. Bu hem bizim hem de onların sağlığı için elzemdir. İnsanları zorlamaktan vazgeçtiğimizde, hayatımızda gerçek anlamda bize uyumlu olanlar için yer açmış oluruz.
ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK
Bazen birini serbest bırakmak, sadece onu değil, kendimizi de serbest bırakmak anlamına gelir. Kendimizi de özgürleştirmek anlamına gelir. Bu durum, bizim için de bir çeşit özgürleşme sürecini başlatır. Hayatımızı başkalarının kararlarına ve isteklerine göre şekillendirmek yerine, kendi mutluluğumuzu ve huzurumuzu ön planda tutmalıyız. Bu, kendimize olan saygımızı artırır ve kendi değerimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Kendi değerimizin farkına varmalı ve kendimize saygı göstermeliyiz. Kendi ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi öncelik haline getirdiğimizde, daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam süreriz. Bu sayede, hayatımıza giren insanların da bize saygı duymasını sağlayabiliriz. İnsanlar, kendine saygı duyan ve kendi değerini bilen bireylere daha fazla saygı gösterirler. Biz kendi bağımsızlığımızı kazanmadan bağımsız düşünebilen ve başkalarının bağımsızlıklarına saygı duyan insanları hayatımıza çekemeyiz. Bağımsızlık, kendi hayatımızın kontrolünü elimize almak demektir. Bu da, kendi kararlarımızı kendimiz verebilmek ve bu kararların sonuçlarına katlanabilmek anlamına gelir. Biz kendimize değer verdiğimizde, ancak bize değer verebilecek insanlarla karşılaşırız. Kendi değerimizi bilmek, aynı zamanda başkalarının da bizim değerimizi anlamasını sağlar. Böylece, ilişkilerimizde daha sağlıklı sınırlar koyabilir ve bu sınırları koruyabiliriz. Kendi mutluluğumuzu ve bağımsızlığımızı ön planda tutmak, hayatta karşımıza çıkan zorluklarla daha güçlü bir şekilde başa çıkmamızı sağlar. Kendimize olan güvenimiz artar ve bu güven, hayatımızın her alanına yansır. Bu şekilde, daha anlamlı ve tatmin edici ilişkiler kurabiliriz. Kendi değerimizi ve bağımsızlığımızı koruduğumuzda, etrafımızda da bu değerlere sahip insanları bulur ve onlarla daha derin bağlar kurarız.
HAYATIN AKIŞINA GÜVEN
Hayatın akışına güvenmek, bazı şeylerin bizim kontrolümüzde olmadığını kabul etmek demektir. Her şeyin bir nedeni olduğuna inanmak, bize huzur ve rahatlama getirir. Her karşılaşmanın bir manası olduğuna güvenmek hayatın içindeki dersleri görmemizi sağlar. Bu döngü, bizi daha güçlü ve daha bilge yapar. Bazı insanlar bize dost olurlar bazı insanlar bize ders. Umarım hayatın derslerini görebilir ve bize dost olabilecek nice güzel insanla karşılaşırız. Bir başka yazıda görüşmek üzere.