"Hepimiz Gazzeli çocuklarız", "Soykırımı durdurun", "İsrail ile işbirliğini kesin" ya da "Katliamlara silah sağlamayan..."
Dünyanın dört bir yanındaki üniversite kampüsleri haftalardır bu sloganlarla çalkalanıyor. Katil İsrail rejiminin Gazze Şeridi'ndeki soykırımına karşılık ilk kampüs isyanı ABD'de başladı. Ne olduysa 10 Nisan ile 17 Nisan arasında yaşandı. Columbia Üniversitesi'ndeki İsrail karşıtı gösteriler o günden beri Asya'dan Afrika'ya Avrupa'dan Ortadoğu'ya kadar her yere yayıldı. Peki kim bu üniversite öğrencileri? Ne istiyorlar? Nasıl organize oluyorlar? Kampüs eylemlerinin geçmişi nereye dayanıyor? Ya da başarılı olabilecekler mi? Haberimizde bu soruların cevaplarını aradık.
ÖĞRENCİLER NE İSTİYOR?
Öğrencilerin ne istediğini tam olarak anlamak için ABD'deki üniversitelerin gelir modellerini iyi bilmek gerekiyor. Özetle şunu söyleyebiliriz; bağlı oldukların okulların İsrail ile işbirliği içinde olan şirketlerle bağını kesmesini istiyorlar.
Üniversitelere yapılan bağışların şeffaflaşmasını talep ediyorlar. Bu bağışlar, araştırma laboratuvarları ve burs fonlarını finanse ediyor. "İsrail bağlantılı şirketlerden bağış alınmasın" diyorlar.
Öğrenci aktivistler, İsrail'de veya İsrailli kuruluşlarla iş yapan şirketlerin, Gazze'de devam eden savaşın suç ortağı olduğunu söylüyor. Bu şirketler genellikle ABD'ye silah sağlayan savunma sanayi firmaları oluyor.
Üniversitelerinin şirketler aracılığıyla Gazze'deki soykırımdaki suç ortaklığına karşı çıkıyorlar. Üniversitelerinin silah araştırmalarına destek olmalarını kesmelerini istiyorlar.
NASIL ORGANİZE OLUYORLAR?
Genellikle birbirlerinden ilham alıyorlar.
Birçok kampüsteki gösteriler diğer okullara destek amacıyla başladı. Özellikle de Columbia Üniversitesi öğrencilerine.
Ya da herhangi bir üniversitedeki polis şiddetine veya rektörlüğün eylemleri bitirme girişimine tepki gösteriyorlar.
Sosyal ağlardan ya da kampüslerine asılan afişlerden organize olup eylemlerine başlıyorlar.
NEDEN COLUMBIA ÜNİVERSİTESİ?
Öğrenci hareketlerinin Columbia Üniversitesi'nde başlaması tesadüf değil. 1968 yılında da aynısı olmuştu. Columbia öğrencileri o dönem de Vietnam Savaşı'na karşı oturma eylemleri düzenliyordu.
Bugün Filistin'e destek gösterilerine sahne olan kampüsteki Hamilton Hall binası geçmişte de Vietnam Savaşı ve ırkçılık karşıtlarının merkeziydi.
Hatta ABD Ulusal Muhafız birliklerinin 1970 yılında en az dört öğrenciyi öldürmesinin ardından yine saval karşıtı gösteriler yayılmıştı.
GAZZE'DEKİ OKULLAR NE DURUMDA?
Kampüsleri ele alıyorken Gazze Şeridi'ndeki okullardan bahstmeden olmaz. İsrail, 7 Ekim'den bu yana eğitim soykırımı da işliyor. Gazze Şeridi'nde aktif halde tek bir okul dahi kalmadı. Yüzbinlerce öğrenci artık eğitim alamıyor. Kayıp bir nesil yani. Gazze Şeridi'ndeki okulların yüzde 80'ini yok oldu. 5 bin 479 öğrenciyi öldürdüler. 261 öğretmen ile 95 profesör de hayatını kaybetti.
ABD'DEKİ ÜNİVERSİTE EYLEMLERİNİN KÖKÜ NEREYE DAYANIYOR?
ABD üniversitelerinde aslında ilk kez savaş karşıtı eylemler düzenlenmiyor.
Geçmişte ırkçılığa karşı yine kampüsler ayaktaydı.
Ya da Vietnam Savaşı, Irak-Afganistan işgalleri, aparteid rejimine isyanlar ve dahası...
Özetle ABD'de savaş karşıtı öğrenci hareketlerinin en az 60 yıllık bir geçmişi var diyebiliriz. Bu bir gelenek ve tavır haline dönüşmüş durumda.
EYLEMLER ŞU AN NERELERDE SÜRÜYOR?
ABD'de başlayarak dünyaya yayılan kampüs gösterilerinin son günlerdeki merkezli Avrupa haline geldi. Fransa, İngiltere, Almanya, Hollanda, Finlandiya, İsveç, İsviçre, İtalya, Yunanistan, Danimarka... Saymakla bitmez. Üniversite öğrencileri Avrupa'da birçok ülkede ayakta. Avrupa'daki öğrenciler eylemlerine devam ediyorlar. ABD'de de aslında birçok üniversitede okullar yaz tatiline girdi. Ama buna rağmen ABD'de 45 eyalette 130'dan fazla üniversitede Filistin'e destek sürüyor.
OKULLARIN SİLAH ŞİRKETLERİYLE NE İŞİ VAR?
ABD'li üniversiteler Soğuk Savaş'tan bu yana silah üreten şirketlerle araştırma geliştirme faaliyetleri başta olmak üzere birçok alanda işbirliği içinde.
Sovyetler Birliği'nin uzaya ilk uydu olan Sputnik'in göndermesinin ardından ABD'li silah şirketleri ile üniversitelerin ortak çalışmaları hız kazandı. Günümüzde de bu işbirlikleri artık çok fazla alanda görülüyor.
Hatta Sputnik'ten önce de birçok akademisyenin ABD'nin ilk atom bombasını geliştirmesinde aktif rol oynadığı biliniyor.
Öne çıkan yer Kaliforniya oluyor. Müsait iklimi nedeniyle silah deneylerine ve askeri uçuşlara uygun bir yer. Dolayısıyla çok sayıda savunma sanayi şirketi burada konuşlanmış durumda. Kaliforniya'daki üniversiteler de bu silah geliştiren şirketlerle yakın ilişki içinde.
Şirketlerle üniversiteler arasındaki bağlantının gücünü örneklemek gerekirse Columbia Üniversitesi'ne bakmak yeterli. Columbia'nın 13,64 milyar dolarlık bağış fonu bulunuyor.
Özetle üniversitelerle savunma sanayi şirketlerinin geliştirdiği silahların büyük bir kısmı ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl İsrail'e ücretsiz şekilde hediye ediliyor. Washington-Tel Aviv arasındaki tarihi anlaşmalar gereği ABD her yıl düzenli olarak İsrail'in güvenliği adı altında tonlarca silah gönderiyor.
BAŞARABİLECEKLER Mİ?
Uzmanlara göre üniversitelerin İsrail'le bağlantılı yatırımları çok farklı şekillerde oluyor. Dolayısıyla bunun tamamen kesilmesi çok zor. ABD'de birçok üniversitenin mütevelli heyeti yönetimlerinde genellikle Yahudi finansçılar ve hukukçular bulunuyor. Dolayısıyla İsrail ile bağlantılı şirketlerle ilişkileri kesmeyecekler. Ancak halihazırda bazı küçük üniversiteler İsrail bağlantılı şirketlerle bağlantılarını kesmeyi kabul etti. Öğrenciler her ne kadar istediklerini elde edemeyecek gibi gözükse de eylemlerin ABD'de kasımdaki başkanlık seçimleri öncesi Beyaz Sarayı baskı altına aldığı kesin.
BATI POLİSİNİN TAVRI NASIL?
ABD polisi sık sık barışçıl öğrencilere orantısız şiddet uyguluyor. Şimdiye kadar ABD'deki Filistin'e destek gösterilerinde yaklaşık 2 bin 900 kişi gözaltına alındı. Avrupa polisinin de ABD'li güvenlik güçlerinden farkı yok. Hollanda'dan Fransa'ya ya da Almanya'dan İngiltere'ye kadar Avrupa'nın dört köşesinde de polis öğrencileri sık sık sert şekilde dövüyor, gözaltına alıyor, gaz sıkıyor ya da okuldan uzaklaştırıyor.
GÖSTERİLER NASIL BAŞLADI?
Katil İsrail rejimi, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ni kan gölüne çevirdi. 15 bini çocuk olmak üzere 35 binden fazla sivili acımasızca katlettiler. İsrail'e bu süreçte en büyük destek ABD'den geldi. İşgalci İsrail'in kullandığı katliam silahlarının yüzde 70'i ABD tarafından sağlanıyor.
Buna tepki amacıyla ABD'deki bazı üniversitelerde İsrail karşıtı gösteriler başladı. Yani aslında öğrenciler, 7 Ekim'den bu yana eylemde. İlk başlarda oturma eylemleri ve açlık grevleri düzenlediler.
Çok sayıda üniversite rektörü Filistin destekçisi göstericileri susturmadıkları için Kongre'ye ifadeye çağrıldı, istifa ettirilenler oldu.
Ardından New York kentindeki Columbia Üniversitesi kampüsünde rektörlerin istifa ettirilmesine karşılık ve Filistin'i desteklemek için düzenlenen oturma eyleminde, 100'den fazla öğrenci gözaltına alındı. Bu müdahale Columbia öğrencilerini daha da alevlendirdi. Kampüste kamp kurmaya başladılar.
Polisin bu kampları dağıtmaya çalışırken başvurduğu şiddet ise bugün tüm dünyaya yayılan kampüs gösterilerinin fitilini ateşledi. 17 Nisan tarihinden bu yana artık küresel kampüs intifadasından bahsetmeye başladık. Bu durum kolay kolay değişmeyecek.
KİM BU GÖSTERİCİLER?
Üniversite öğrencilerinin herhangi bir merkezi ya da lideri bulunmuyor.
Aralarında Müslümanlar kadar Hıristiyanlar ve hatta Yahudiler de var.
Hatta Yahudi öğrenciler kendilerine mikrofon uzatıldığında eylemlerin barışçıl olduğunu ve Yahudi karşıtı da olmadığını açıkça dile getiriyorlar. Ancak tabi ki de ABD basını kampüs gösterilerine katılan Yahudi öğrencilere yeterince söz hakkı tanımıyor.
Sadece Müslüman, Hıristiyan ya da Yahudilerden oluşmuyorlar, çok sayıda inanıştan kişiler yer alıyor.
Liberaller, sağ görüşlüler ya da solcular da aktif.
Asyalı, Latin Amerikalı ya da Afrikalı... İçlerinde her etnik kökenden öğrenci var.
Hepsinin derdi aynı aslında. ABD'nin sağladığı yüzbinlerce bombanın altında parçalanan masum çocukların daha fazla ölmemesini istiyorlar.
Tüm bu bireysel katılımların yanı sıra Filistin'de Adalet için Ulusal Öğrenciler / The National Students for Justice in Palestine / NSJP ya da Kara Panter / Black Panther Party) üyeleri gibi deneyimli kampüs protestocularının da eylemlerde yer aldıkları düşünülüyor.
Students for Justice in Palestine, Columbia University Apartheid Divest (CUAD) ve Jewish Voice for Peace gibi öğrenci hareketleri de aktif.
BARIŞÇILLAR MI?
ABD ve Avrupa polisi sık sık orantısız şiddet ile öğrencilere müdahale ediyor.
Batı medyası göstericileri "anti-semitik" olmakla suçluyor.
Ancak ABD merkezli Acled isimli sivil toplum kuruluşu bir rapor yayınladı.
18 Nisan-3 Mayıs arasında Amerika genelinde 553 gösteri incelendi.
Çıkan sonuçlara göre eylemleri yüzde 97'si barışçıl.
Yüzde 3'lük dilimde de sadece cam kırılması gibi hafif olaylar yaşandı.
Yani ne Batılı güvenlik güçlerinin dediği ya da ne de Batı medyasının yazdığı gibi kampüs gösterileri şiddet yanlısı...
Göstericiler genellikle oturma veya kamp kurma gibi eylemler düzenliyor.