İstanbul'daki üçüncü büyük mevlevihane olan Kasımpaşa Mevlevihanesi, 99 yılın ardından kapılarını açtı. Üç asırlık bir yaşanmışlığın bütün ağırlığını üzerinde taşıyan tarihi yapı, eskisi gibi nice gönül erleri yetiştirecek. Evliya Çelebi'nin seyahate çıkmasına sebep olan meşhur rüyasının tabir edildiği mekan, mazisinden izler taşıyor. İnsan ve İrfan Vakfı öncülüğünde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce aslına uygun şekilde inşa edilen, tasavvuf kültürünün korunması ve yaşatılması adına çalışmaların yürütüleceği tarihi yapı mistik bir heyecan uyandırıyor.
Sekiz sene süren bir restorasyonun ardından aslına uygun olarak yeniden inşaa edilen ve göz kamıştırıcı bir mimariye sahip olan Mevlevihane, daha ilk adımınızdan itibaren mistik bir dünyanın kapılarını size aralıyor.
METAFİZİK BİR HEYECAN YAŞIYORSUNUZ
Fırıncızade Şeyh Sırri Abdi Dede tarafından 1623-1630 arasında kurulan ve yaklaşık 300 yıl, Osmanlı medeniyetine insan yetiştiren irfan olacakları arasında yer aldı. Zaman içinde çeşitli onarımlar geçiren yapıda, 1731'de ilk kez kapsamlı bir tamirat gerçekleştirildi. Mevlevihane, 1796'da III. Selim, 1835'te ise II. Mahmud himayesinde tekrar inşa edildi. İnsan ve İrfan Vakfı öncülüğünde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce aslına uygun şekilde inşa edilen tarihi mekan, neredeyse bir asır sonra yeniden gönülleri ihya edecek.
YAPI İHYA EDİLMİŞ
Giriş kapısından içeri adım attığınız andan itibaren bambaşka bir dünyaya girdiğinizi fark ediyorsunuz. Restorasyonun büyük bir titizlikle ve ana yapıya sadık kalınarak yapıldığını da, karşınıza çıkan ince işçilikten anlıyorsunuz. Zira daha ilk adımlardan itibaren zaman 300 yıl öncesine gidiyor. Mekan restore edilirken, yapının tarihi misyonu da ayağa kaldırılmış. Sanki 1600'lü yıllardaki dergahı geziyor gibi hissediyorsunuz. Aradan geçen üç asırlık zaman dilimi ve büyük yangından sonra geriye dergaha dair sadece taş merdivenler kalmış. Fakat restorasyon ekibi, eldeki bütün verileri toparlayarak, binayı aslına uygun bir şekilde ihya etmiş. Mevlevihane'de ayrıca misafir öğrencilerin rahatlıkla kalabilecekleri misafirhane de mevcut.
İSTANBUL'DA AÇILAN ÜÇÜNCÜ MEVLEVİHANE
Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi'nde, Mevlevihane'nin tarihçesiyle ilgili olarak şu ifadeler yer alıyor: "Galata ve Yenikapı mevlevîhânelerinden sonra İstanbul'da açılan üçüncü mevlevîhâne olan Kasımpaşa Mevlevîhânesi zaman içinde çeşitli onarımlar geçirmiştir. Beyoğlu ilçesinde Sürûrî Mehmed Efendi mahallesinde bulunan mevlevîhâne, 1623-1631 yılları arasında Fırıncızâde Şeyh Sırrî Abdi Dede tarafından kurulmuştur. Kuruluşunda mütevazı bir zâviye olan tesis, 1731-1732'de Hasan Ağa adında bir kişi tarafından tamir ettirilmiş, onarımın keşfini Hassa başmimarı Kayserili Mehmed Ağa gerçekleştirmiştir. Mevlevîhâne 1796'da Mihrişah Vâlide Sultan ile Mevlevî muhibbi olan oğlu III. Selim tarafından yeniden yaptırılmıştır. Kaptanıderyâ Çengeloğlu Tâhir Paşa'nın muhtemelen 1832-1834 yıllarında yaptırdığı onarım sırasında mevlevîhânenin alanı genişletilmiş olarak 1834-1835'te II. Mahmud tarafından ihyası sırasında son şeklini almıştır. Mevlevîhânenin semâhâne kısmı Cumhuriyet döneminde bir süre Kasımpaşa Güreş Kulübü'nün güreş salonu, diğer bölümleri ilkokul olarak kullanılmış, bu sırada ana yapının kuzeyindeki müştemilât, avludaki şadırvan ve hazîre ortadan kalkmış, arsanın çiçek bahçesi olan doğu kesimine Sürûrî İlkokulu inşa edilmiştir. Esas bina Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından oda oda kiraya verilerek sefalet yuvasına dönüşmüş, hızla harap olarak çökmeye başlamış ve 1979 ilkbaharında çıkan bir yangında tamamen yok olmuştur."
Mevlevihane'ye ve restorasyona dair süreci Kasımpaşa Mevlevihanesi Kurucu Temsilcisi Abdurrahman Tevruz ile konuştuk. Mevlevihane'nin üst sokağında doğduğunu söyleyen Tevruz, "Çocukluğum burada geçtim. Yangında kül oldu burası. Mezar taşları vardı. 12 yaşlarında araştırmacılık başladı. 13 yaşında semayı öğrenmek nasip oldu. Buranın restorasyonu 2016'da başladı. Salgın, 15 Temmuz darbe girişimi derken çalışmalar zaman zaman sekteye uğradı. Burası Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait. Sekiz sene sürdü buranın restorasyonu. Burası bir can yetiştirme ocağı. İrfan ocağıdır. Bundan sonrası yeniden başlıyoruz. İstanbul'da beş mevlevihane var. İlk Galata yapılmış. Sonra Yenikapı yapılmış. Sonra bizim Kasımpaşa Mevlevihanesi. Sonra Bahariye, sonra da Üsküdar Mevlevihanesi" şeklinde konuştu.
ATÖLYELERİMİZ OLACAK
Tevruz; Farsça dersleri, divan okuma atölyeleri, meşk usulüyle Türk musikisi eğitimlerinin yanı sıra keçe, tezhip, minyatür, hat ve ebru atölyeleri düzenleneceğini kaydederek, "Aslında esas olan burada sabrı öğretmektir. Meşhur 'Hamdım, piştim ve yandım'ın tüm yönünü burada göstereceğiz. Eğitimler de buna göre ayarlanır. Yurt dışından misafirimiz gelse burada konaklayacakları odalara kadar düşündük" ifadelerini kullandı.
MEŞHUR RÜYANIN HİKAYESİ
Seyyah Evliya Çelebi, "Şefaat ya Resulallah!" yerine "Seyahat ya Resulallah!" diyerek Hz. Muhammed'in tebessüm ve duasına mazhar olduğu bir rüya gördü. Rüya, kaynaklara göre dünyaca tanınan "Seyahatname"nin de başlangıç noktası oldu. Evliya Çelebi, bu rüyayı Kasımpaşa Mevlevihanesi şeyhi Abdullah Dede Efendiye tabir ettirdi. Bu sebeple Evliya Çelebi'nin seyahatleri, bir ayağı Kasımpaşa Mevlevihanesi'nde, diğer ayağı üç kıtayı gezecek şekilde çark eden mevlevi semahına benzetildi.
TARİHE YOLCULUK
Mevlevihane'nin en ilgi çekici yeri hiç şüphesiz sema mukabelesinin yapıldığı ana meydan. Yüzlerce yıl öncesine gidiyorsunuz ve cezbeye gelmiş, Mevlevi dervişlerinin dönüşünü adeta o an orada yeniden izliyorsunuz. Dedim ya metafizik bir ürperti duymamanız mümkün değil.
BÜYÜK EMEK VERİLDİ
Abdurrahman Tevruz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın desteği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü katkılarıyla yapının yeniden ayağa kalkma sürecinin gerçekleştiğini sözlerine ekleyerek, emeği geçenlere teşekkür etti. Mevlevihanede yeni nesillere eski gelenekleri aktarmaya çalışacaklarını vurgulayan Tevruz, yapının arşivdeki fotoğraflarına göre aslına uygun şekilde inşa edildiğinin altını çizdi.