Sanatçı Mert Ege Köse, İGA İstanbul Havalimanı'na unutulmaz bir eser kazandırdı. Çocuklara ithaf edilen anlamlı bir eser, 1.5 ton alüminyum atığı yeniden dönüştürerek yaptığı ve çocukların uçma hayalinden esinlendiği Uçmak Her Çocuğun Hayalidir isimli eseri havalimanının metro plaza katında yerleştirildi. Köse ile eseri ve mesleği üzerine konuştuk.
- Mert Ege Köse'yi bize nasıl tanıtmak istersiniz?
- 1990 İstanbul doğumluyum. 2009 Yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesinden 3. lük ile mezun oldum. 2009 yılında F.M.V. Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel Sanatlar Bölümünü tam burslu olarak kazandım. 2013 yılında mezun oldum. 2014 yılında T.C. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü Heykel Yüksek Lisans Programına girmeye hak kazandım. 2015 yılında Asaş Alüminyum bünyesinde Asaşsanat yöneticisi oldum. Halen Asaşsanat Yöneticiliğine devam etmekteyim. 2024 yılı başı itibari ile AWC Gallery Dubai'de Yönetici Ortak olarak çalışmaya başladım. Dört adet kişisel olmak üzere yurtiçi ve yurtdışı birçok sergide yer aldım. Kamusal ve Kurumsal olarak büyük ölçekli metal heykeller üretmekteyim.
- Her çocuğun bir uçma hayali olduğundan bahsediyorsunuz. Sizin uçma fikri aklınıza nasıl geldi ya da ne sebep oldu?
- Uçmak akla gelen bir olgu olmaktan ziyade, görüp imrenilen bir şey diye tanımlayabilirim. Kuşlara ya da uçaklara bakınca, uçmak özgür olmanın en fiziksel hali gibi bir çağrışımda bulunuyor. Çocukluğumdan hatırladığım hep uçaklara ve kuşlara bir hayranlık duyduğumdur.
- Sizi sanata yönlendiren ne oldu çocuk ya da gençken?
- Çizimi hep çok sevdim. Kendimi anlatırken bile çizerek anlatmaya çalışıyorum. Tabii bu sadece çizmek değil yapmayı da kapsayan bir eylem. Hızlıca maketler yapmak ve çizerek anlatmak benim için en isabetli yöntemdi. Bu sayede sanata yöneldiğimi düşünüyorum. Lise eğitimimi de güzel sanatlar lisesinde tamamladım.
- Eserlerinizde genellikle metal / alüminyum malzeme kullanıyorsunuz. Bir yandan geometrik şekiller mevcut. Bunun sebebi nedir? Lisede sever miydiniz geometri dersiniz?
- Geometrik şekiller aslında bir sistemselliği yansıtmanın en yalın hali. Benim geometriden ziyade sistemlere atıfta bulunan heykellerim var. Bu sistem dediğimiz olgu aslında her şeyin altında yatan kurallar dizisi. Öğrenim hayatımda ki geometri derslerinden ziyade daha evrensel bir arayışın anlatımı diyebilirim. Metal malzeme ise benim sanatsal anlatımıma en iyi eşlik eden medyum diyebilirim. Metal malzeme ile yıllardan çok iyi giden bir ilişkim var.
- İstanbul Havalimanı için sanatsal çalışma yapmanız fikri nasıl ortaya çıktı? İlk başta neler hissettiniz, aklınıza neler geldi?
- Havalimanında bir toplantıya davet edildim. Bu toplantıda İGA'nın vizyonu içerisinde bulunan çocuk, sürdürülebilirlik ve sanat kavramları ile ilgili bir projeyi nasıl hayata geçirebiliriz konuştuk. Bu dönemde havalimanında alüminyum atıklar toplanmaya başlandı. Bu süreçte benimde çocukluğumda en heyecan duyduğum hayallerden bir tanesi uçmaktı. Buradan yola çıkarak çocuk ve uçmak deyince kağıttan yapılan uçaklar fikri ortaya çıktı. Tabi kendi üslubumda bir birimi kullanarak ve bu birimi sürekli olarak tekrar ederek formlar ortaya çıkartma pratiğini barındırdığından. Katlanarak yapılmış uçakları bir birim eleman olarak kullanmayı ve bu birim elemanlardan yükselen bir form ortaya koymayı tasarladım.
- Eserinizin havaalanından çıkan 1.5 ton atıktan yapılması inanılmaz değil mi? Yoksa bu devasa havaalanı için normal mi?
- Alüminyum kullanımı dünyada ve ülkemizde giderek artan bir grafik çiziyor. Almanya'da yıllık kişi başı kullanım miktarı 44,9 Kg ülkemizde ise 13,6 Kg. Bu miktarların içerisinde uzun kullanım ömrü olan ürünler dışında, içecek kutularından ambalaj atıklarına kadar bir sürü son mamul ürün bulunmakta. Havalimanının ziyaretçi sayısını hesaba kattığımızda aslında ortaya çıkan atık miktarı normal.
- Durmadan atık üreten insanoğlunun nereye gidiyor?
- Birleşmiş Milletler'in Kasım 2022'deki açıklamasına göre, dünya nüfusu 8 milyarı aşmıştır. İnsan nüfusunun 1 milyara ulaşması, modern insanlığın ortaya çıkışından sonra 200 bin yıldan fazla zaman aldı ama 8 milyara ulaşması sadece 219 yıl sürdü. Yaşam alanı sabit kalmakla nüfus artışının bu denli hızlı olması ekosistemin kendini yenileme koşullarını zorluyor. En acil olarak alabileceğimiz aksiyon. Atık üretim miktarımızı olabildiğince düşürmek, yeşil enerji kaynaklarına yönelmek. Nereye gittiğimiz konusunda gerekli önemli alıp harekete geçmezsek çok daha büyük iklim olaylarına ve felaketlere gebe bir dünya ortaya çıkacak.
- En sevdiğiniz uçuş destinasyonu?
- İstanbul- Roma
- Sıradaki uçuşunuz nereye?
- Londra
- Dünyada en sevdiğiniz müze?
- Efes Antik Kenti