Yaşar Kemal, Nuhun Gemisi adlı kitabında "Başlarına giydiklerine de 'kofi' diyorlar. Renk renk ipekli yağlık sarmışlar kofilerin üstüne. Renklerin en cicili bicilisi, renklerin en göz alıcısı başlarında" diye söz eder onlardan... Ama gel gör ki, kadınların günlük hayatta başlarına taktıkları ve yörede "kofi" ya da "çit u kulık" olarak adlandırılan fes geleneği modern hayatla beraber hızla kayboluyor. Mezopotomya'nın kucağında büyümüş, farklı kültürlerin ayak izlerinin birbirine karıştığı bir bölge olan Adıyaman'da değil sadece, Sivas, Kahramanmaraş, Malatya, Erzincan, Erzurum, Tunceli, Hakkari, Ağrı, Van, Bitlis, Muş gibi bölgelerde de kofi takan kadınlara rastlamak mümkün. Kofi, bölge kadınının giyiminde binlerce yıldır kullanılan ve kadının güzelliğini ve masumluğunu simgeleyen eşsiz bir aksesuvar parçası. Bu geleneksel başlığın her daim hafızalarda yer edinmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için bir 'köprü' olmaya karar veren fotoğraf sanatçısı Yalçın Çiftçi, 2019'da yollara revan oldu ve memleketi Adıyaman'ın 40 köyünü karış karış gezerek 60'a yakın kofili kadını fotoğrafladı.
'Başımdaki Dünya' adını verdiği projesinde kadınları görüntülemekle kalmadı, asırlardır parçası oldukları geleneğe kulak verdi. Projesine kaynak olan motivasyonu, "Var olan bir kültürün kayboluşuna tanıklık etmek ve bunu belgeleyerek gelecek kuşaklara aktarma isteği" olarak ifade eden 1992 Adıyaman doğumlu Çiftçi, "Adıyaman'da büyümüş biri olarak kendi kültürümü fotoğraflayıp arşivlemek istedim. Geleneksel kadın giyim kültürü her dikişin altında bir hikâye, her desenin içinde bir anlam taşıyan büyülü bir dünyayı yansıtıyor. Bu kültür kuşaklar boyu aktarılan bir mirası simgeliyor ve geçmişin izlerini günümüze taşıyor" ifadelerini kullanıyor. Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu Çiftçi, aynı zamanda Kahramanmaraş'ta görev yapan bir öğretmen.
ÇOK RENKLİ BİR KÜLTÜR
Projesini ve ona hayat veren kofili kadınları anlatan Çiftçi şu izlenimlerini aktarıyor: "Adıyaman'da kofi (fes) kültürüne ova köylerine nazaran dağ köylerinde daha fazla rastlıyoruz. Dağ köyleri coğrafya itibariyle şehre uzak kaldığından kendine has geleneksel kültürün izlerini daha iyi koruyor. Köyler genellikle şehirlerden daha izole bir konumda. Bu izolasyon, dış etkilerin köy yaşamına daha az nüfuz etmesini sağlıyor. Örnek vermek gerekirse Çelikhan'a bağlı Yeşiltepe köyü Adıyaman merkeze 96 km uzaklıkta bir köy, orada kofi kültürü çok canlı ve renkli bir şekilde hâlâ sürüyor. Besni ilçesine bağlı gittiğim köylerde ise hem ilçeye olan yakınlık hem de Gaziantep'e olan yakınlıktan dolayı fes kültürüne ait birçok parça kullanılmıyor. Sadece başa sarılan 'çit'' dediğimiz kumaş kullanılıyor."
TÜRKÜLER, AĞITLAR, KILAMLAR; HEPSİNİ KAYDA GEÇİRDİM
Dört yıl boyunca Adıyaman'ın 40'a yakın köyünü gezerek fotoğraflarken kadınlardan kaybolmaya yüz tutan türküler, ağıtlar, kılamlar (türkülere ve ağıtlara yörede verilen isim) topladığını anlatan fotoğrafçı Yalçın Çiftçi, "Kadınlarımızı sadece fotoğraflamanın eksik kalacağını düşündüğüm için 2022 senesinde başladığım belgesel filmini üç farklı köyde üç farklı kadını konuk ederek tamamladım. 11 dakikalık kısa belgesel filmimiz ulusal ve uluslararası onlarca festivalde gösterildi ve çeşitli ödüller aldı" ifadelerini kullanıyor. Yalçın Çiftçi, büyük önem verdiği sergisiyle ilgili ise şunları aktarıyor: "Şubat 2022'de Gaziantep'te 'Başımdaki Dünya' adlı fotoğraf sergisi açarak kültürümüzü Gaziantep halkıyla buluşturduk. Adıyaman'da açmayı planladığım fotoğraf sergisi ise deprem nedeniyle iptal oldu. En kısa zamanda kendi memleketimde de bir sergi açmayı diliyorum."
DETAYLARIYLA KOFİ AKSESUVARLARI
KOFİ (KULIK / FES ): Anadolu'da yaygın olarak bir mukavva veya karton parçasının başın yapısına göre yapıştırılarak kısa konik- silindir şeklinde yapılır. Gelinler uzun ve enli bir örtü ile çene altından gelecek şekilde baş üstünden Kofi'nin kaplandığı kumaşın rengi altın-gümüş gibi değerli tabuları daha kolay gösterecek renkten seçilir.
GÜMÜŞ TAÇ (TEPELİK): Başa takılan tacın (fes) üzerine tutturulur Üst kısma telkari işlemeli çevresi gümüş paralarla oluşan saçaklarla süslüdür.
TAKILAR: Adıyaman yöresinde özellikle gümüş ve altından yapılan takıların önemi büyüktür. Alına alınlık takılır. Başın arka kısmına sırta doğru uzanacak şekilde keji-güli (yünden yapılan saç örgüsü) takılır, örgünün uç kısımlarına renkli boncuklardan süslemeler bulunmaktadır. Boyuna beşi bir yerde altın takılır.
BOĞAZALTI (ÇENELİK/ŞİDİK): Bir santimetre kadar enli ve genellikle renkli pamuklu kumaştan yararlanılarak hazırlanan bir şerit şeklindedir. Kumaş parçası birkaç kat yapılarak sıkıca dikilir, çene altından geçirilerek kofiye sabitlenir.
Amaç, kofinin kafa üzerinde dengeli bir şekilde durmasıdır.
Çenelik, tercihen çeşitli renklerdeki boncuklarla süslenebilir
BEN-ACEM KUŞAĞI: Genellikle bir metre kare büyüklüğünde olan, bele bağlanan kilim desenli kumaşlara ben-acem kuşağı denilmektedir. Genellikle büyüklükleri bir metre kareden oluşmaktadır.
ÇİT: Genellikle gümüş ve altın iplerle yapılan , renkli türleri de olan bir tür kutnu kumaşıdır. Çok değerli ve pahalı bir kumaştır.
ZUN-ZUBUN-ÜÇETEK: İşliğin üzerine zıbın giyilir. Şam ihramlı, çakmalı zincirli, kadife kumaştan yapılır. Gelinler eskiden kolsuz gömleğin (zubun) üstüne gelinlik giyerlerdi. Zubun bileklere kadar uzanan, önü açık, etekte üç parçaya ayrılan kıyafettir.
KUTTİK: Zubunun üzerine kadife veya buna benzer kumaşlardan yapılan kuttik giyilmektedir.
Önü açık, uzunluğu ise bel hizasındadır
BERVANG (ÖNLÜK): Basma veya kadifeden yapılan önlük diz altına kadar uzundur. Tek cep bulunur
ENTARİ: Kırsal alanda çiçekli desenlerden oluşan basma (fistan) veya pazenden entari giyerler.
Üzerine de üçetek giyerlerdi. Günümüzde artık pek giyilmiyor Pek yaygın olmamakla beraber gelin ve yaşlılar arasında daha yaygındır.