Hayat öyle bir şey ki bazen popüler, ışıltılı, görünür olanlar yaptıklarıyla, sözleriyle ve inanışlarıyla ne yazık ki çok daha büyük grupların olumsuz etkilenmesine, 'zehirlenmesine' neden olur. Özellikle pandemiyle birlikte ABD'li siyahi rap'çiler gibi giyindiğimiz o günler gözlerinizin önüne gelsin lütfen... Bilekten büzülmüş o lastikli eşofman altlarını, beyaz çorapları ve o çoraplarla uyumlu olduğu için seçilen o kaba saba beyaz ya da siyah spor ayakkabıları düşünün. Kadınların keratin kaynaklarla, jelle güçlendirilmiş oval kesilmiş upuzun tırnaklarla ve ipek kirpiklerle dolaştığı günleri hatırlayın. Siyahi kadın rap şarkıcılarına benzemek için yapılan estetik operasyonları düşünün... O aşırı geniş siyahi ırka özgü kalçaları, ince belleri ve iri göğüslerin nasıl uyumsuz durduğunu hatırlayın. Bu vücutla giyilen o taytları, kısa üstleri düşünün... Üst üste logoların kullanılmasını, o rap dünyasındaki Bulgari, Cartier, Van Cleef, Tiffany&Co. mücevherlerin kullanılmasını artık markaları gördüğümüzde beğeniden çok daha farklı şeyler hissetmeye başladığımız o dönemi düşünün... Ve sonra moda dünyasında nasıl hepimizi tekrar sadeleşmeye dönmeye zorlayan, abartıdan hepimizin uzaklaşmasını sağlayan o eski moda akımının yükselişe geçmesini hatırlayın...
ÇETE KAVGALARI, KADININ AŞAĞILANMASI
"İdil neler oluyor? Siyahilerden mi hoşlanmıyorsun? Rap müziği mi sevmiyorsun?" diye soranlarınız olacaktır. Herhangi bir ırk, renk, inanç ya da gruba mensup diye birinden hoşlanmamak kabul edilebilir bir şey değil. Nesiller boyunca maddi kaynaklara sahip olanların çok daha doymuş bir para harcama dürtüsü vardır ve bu durum araştırmalarla ispat edilmiştir. Ve son olarak sadece rap müzik değil ama kadının aşağılandığı, cinsel bir obje olarak görüldüğü herhangi bir müzik türünün, düşüncenin, sanatsal çalışmanın en azından benim tarafımdan kabul edilmesi mümkün değildir...
Rap müzik ne yazık ki sözlerinden uyuşturucu madde, çete kavgaları, yokluktan 'yırtmak için' her şeyin mübah olması felsefesi, öldürme, şiddet, ateşli silahlar, değersizleştirilmiş bir cinsellik ve özellikle kadının nesneleştirilip yok sayılması üzerine kurulmuş gibidir... "Nerden çıkarıyorsun tüm şarkılar böyle değildir?" diyenler vardır eminim... Ama rap müziğin çıkış noktasının ABD olduğunu düşünecek olursak, oradan çıkmış rap şarkıları şöyle bir detaylı şekilde dinlerseniz tam olarak ne demek istediğimi ve neye karşı durduğumu da daha net anlayabilirsiniz... Şimdi gelelim bu haftaki ana konumuza... Tabii ki bu sözleri yazan insanlar, kendi düşüncelerini, hayatlarını, hayata bakışlarını da yansıtmış olurlar...
TECAVÜZ VE FİZİKSEL ŞİDDET
Ve son birkaç aydır dünya medyasına en ünlü rap şarkıcıları hakkında düşen haberleri dikkatli okuduysanız durumun ne kadar üzücü olduğunu tam olarak anlayabilirsiniz. 50 cent'in çocuğunun annesi, ayrıldığı sevgilisi Daphne Joy tarafından tecavüz ve fiziksel şiddetle suçlanmasını hatırlayalım mesela... Ya da P. Diddy ya da Diddy ya da Puff Daddy olarak tanınan şarkıcının cinsel taciz, tecavüz, seks ticareti, insan kaçakçılığıyla suçlanmasını hatırlayalım. Rap'çinin Miami ve Los Angeles'taki evlerine baskın yapılması geçtiğimiz hafta yaşanan bu olaydan birkaç önce de eski sevgililisi Cassie'nin Diddy hakkında şikayette bulunmasını ve onu terk etmeye çalıştıktan sonra tecavüze uğradığını söylemesini hatırlayalım. Kanye West'in yeni eşi Bianca'yı neredeyse çırılçıplak sokaklarda dolaştırmasını, genç mimarın anne ve babasının kızlarını bu ilişkiden kurtarmaya çalışmasını hatırlayalım... Dedik ya o şarkı sözleri bir hayat görüşünün ve daha da korkutucu bir şekilde hayatı yaşama şeklinin bir dışa vuruşu... Modadan, müziğe kadar pek çok alanı domine eden rap şarkıcılarının gerçek hayat hikayeleri ve son dönemde haklarında açılan davalar da hepimiz için ciddi bir uyarı olmalı.