Şubat 2023'te asrın felaketinin yaşandığı Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden bir yıl geçti. 13 milyon insan bu felaketten etkilenirken, 50 bin kişi hayatını kaybetti; birçok aile parçalandı, birçok kişi akrabalarını kaybetti. Depremin yıl dönümünde afetin acısını yüreğinde yaşayan, travmalarından kurtulmak için adım atan Kahramanmaraş ve Hatay'daki depremzede kadınları, SABAH Pazar olarak ziyaret ettik, iki gün boyunca hayatların nasıl değiştiğine şahitlik ettik.
HER İLMEĞİ YÜREKLERİNE DOKUYORLAR
İlk durağımız Kahramanmaraş'taki BAYKAR Konteyner kent. Burada iki bin kişi kalıyor. Konteyner kentin sokaklarında çocuklar oyun oynarken, yaş almış erkekler banklarda koyu bir muhabbette. Buradaki çocuk parkının yanında Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) Kadın Destek Merkezi var. Merkezden içeri adımımızı atar atmaz sıcak bir ortamla karşılaşıyoruz. Atölyedeki depremzede kadınlar ellerinde ipleri, tığları harıl harıl örgü örüyor; hırka ören de var, bere, atkı ya da örgü bebek yapan da... Kimi çocuğu için kimi hediye vermek için örüyor, satıp gelir elde edenler de var. Örgü deyip geçmeyin! Her ilmeği adeta onların yüreklerine dokunuyor.
ONLAR İÇİN TERAPİ OLDU
Atölyedekilere sıcak bir merhabanın arından koyu sohbete başlıyoruz. İlk olarak usta öğretici Şerife Kazancı (53) söz alıyor. Depremzede kadınlara geleneksel el sanatlarını öğreten, üç çocuk annesi Kazancı depremde enkaz altından çıkamamış ancak ikinci depremde boşluk oluşunca enkazdan kurtulmuş: "Allah'a şükür ailemden ölen olmadı ama ailesinden bir fert bile kalmayan akrabalarımız oldu. Onun acısı var. İnsanlar çok acı yaşadı, psikolojileri bozuldu. Bir depremzede olarak depremzedelere katkım olsun istedim, bu merkezde kadınlara eğitim vermeye başladım. Merkezdeki psikologların yönlendirdiği kadınlar kursiyerlerim oldu. Depremzedelerin normale ve hayata dönebilmeleri için burası büyük bir imkân oldu. Büyük travmaları vardı. Kimileri konuşamıyordu, kimileri konteynerden çıkamıyordu. Burada kendi yaşıtlarıyla arkadaş oldular, komşular edindiler ve sosyalleştiler. El işleri öğrenmeleri, örgü örmeleri onlar için terapi oldu."
Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu
ATÖLYEDE EĞİTİM ALARAK KENDİ DÜKKANINI AÇAN VAR
İkinci gün diğer durağımız Hatay'ın İskenderun ilçesinde bulunan, üç bin kişinin kaldığı Üsküdar Konteyner Kent. Buradaki KADEM Kadın Destek Merkezi'ne varıyoruz. Afetzede kadınlar burada da yüreklerini açıyorlar bize. Bir kadın gözleri yaşlı "Kıyameti yaşadık" diyor. Bir diğeri "Allah bir daha yaşatmasın!" diye dua ediyor. Ancak sevgi galip geliyor. Hemen el işlerini, yaptıkları çalışmaları ve Kadın Destek Merkezi'nin hayatlarına nasıl dokunduğundan söz açıyorlar. Atölyede el sanatları hocası Gülseren Yürek (42) söz alıyor: "Beş aydır eğitim veriyorum. Amacım kalplerine dokunabilmekti. Acılarını bir nebze dindirebilmek için uğraştım. El sanatlarını öğrettim. Depremin travmasından uzaklaştırdım onları. Bunu başardığımı da hissettirdiler bana." KADEM Başkanı Gümrükçüoğlu da kadınlarla sohbete başlıyor. Gümrükçüoğlu, "Hatay kadınları da çok güçlü. O acının içinde bile 'Neler yapabiliriz?' diyorlardı. Bu kurslardan eğitim alıp İskenderun'da kendi dükkanını açmış hanım efendi de var. Bu büyük bir başarı. Kendi işinin patronu olmuş, o acının içinde hayata tutunmuş kadınlar var" diyor.
BİR GÜLER YÜZ, BİR SICAK SOHBET İYİ GELİYOR
Haftada iki gün, 12.00 ila 16.00 arası atölyeye katılan iki çocuk annesi Merve Akdere (26), konteyner kentte kalan kadınlardan sadece biri. O da depremden sonra çok zor günler geçirdiğini ifade ediyor. Ancak Kadın Destek Merkezi'nin kendisine çok yararı olduğunu belirtiyor: "Üç aydır kursa geliyorum. Örgü örmek kafa dağıtmak ve etkinlik olarak çok yararlı. KADEM burada yaptığımız ürünlerin malzemesini de veriyor. Patik, atkı, bebek yeleği, amigurumi bebekler, çocuklara oyuncaklar yaptık. Elimizden bir şeylerin geldiğini fark etmek çok iyi geldi. Psikologlar da çok iyi geldi bize. Bir güler yüz, bir sıcak sohbetle unutulmadığımızı hissettik."
ARTIK AKŞAMLARI AĞLAMIYORUM
İGSAŞ (İstanbul Gübre Sanayii A.Ş) Konteyner Kent'ten kadın destek merkezine gelen Meral Kaplan (56), acılarından kurtulmak için ilk spor yaptığını anlatıyor. Sonra kadınlar arasında kulaktan kulağa yayılan KADEM Kadın Destek Merkezi'ne ulaştığını ifade ediyor. Hayata nasıl tutunduğunu anlatmaya başlıyor: "Evimiz yıkıldı. Ben, eşim ve iki oğlum enkaz altında kaldık. Oğlum ve kardeşim 10 saat sonra kurtardı beni. İki oğlum ve eşim depremde vefat etti. Spor yaparak ayakta kalmaya çalıştım. Sonra KADEM'deki psikologlardan yardım aldım. Örgü kursu açıldıktan sonra ise çok rahat ettim. Bana derman oldu. Örgü deyip geçmeyin acılarımızı dindiriyor." Gözleri dolan Meral Hanım gözyaşlarını içine akıtarak şunları ekliyor: "Eskiden deprem anı hep gözümün önündeydi, akşamları ağlıyordum, eşimi düşünüyordum ama örgü kursuna başladığımdan beri akşamları ağlamıyorum. Örgü ile ayakta kaldım. En azından işlerken çocuklarımı ve kocamı düşünmüyorum. Zor mu çok zor! Ama örgü bir terapi gibi bizim için. Burada depremzede arkadaşlarla acılarımızı paylaştık. Birbirimize de destek olduk."
Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, KADEM çalışmalarını Fatma Damla Kayayerli'ye anlattı.
ÇOK GÜÇLÜSÜNÜZ, KENDİNİZİ VE AİLENİZİ AYAKTA TUTTUNUZ
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu da asrın felaketinin birinci yıl dönümünde depremzede kadınlarla bir araya geliyor. O kadar samimi bir ortam var ki afetzede kadınların gözlerinin içi sevinçle doluyor. Söz alan Fatma Ardıç (27) merkezin kendisi için ne ifade ettiğini Gümrükçüoğlu ile paylaşıyor: "Depremde kaybettiklerimizin acısı vardı. Psikologlar bize çok destek oldu. Örgü kurslarında ise hoşuma giden şey herkesin acısı aynıydı ve aynı şeyi yaşıyordu ama bizi bir çatı altında topladı KADEM. Çiçek ekmekten ahşap boyamaya kadar birçok kursa katıldık. Buradaki birliktelik sayesinde kendimizi toparlayabildik. Atölye günlerini iple çekiyoruz. Her zaman için devletin eli buradaydı. Battaniyelerimizden tutun da kızlarımın botuna kadar devlet dağıttı. KADEM bizim için 'umut' demek." KADEM Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, daha sonra atölyedeki kadınların yanına gidiyor. Kadınların ördüklerini inceledikten sonra atölyede sohbete başlıyor: "Sizler çok güçlü kadınlarsınız. Bu süreçte pek çok acı yaşadınız ama kendinizi, çocuklarınızı ve ailenizi ayakta tuttunuz. Biz sadece sizin yanınızda durduk, yarenlik ettik. O güç sizde olmadan kimse size güç veremez. O gücü dışarı çıkarmak için biraz dokunmak gerekir, biz sadece onu yaptık." Atölyeden ayrılırken kadınların hayat sevinci yüreğimize yansıyor. Deprem travmasından yepyeni bir hayata adım atan depremzede Hatice Kırma (43) heyecanla atölyeye ilk geldikleri günle bugünkü arasında çok fark olduğunun altını çiziyor: "İlk başlarda hiçbir şey yapasımız yoktu. 'Bir yelekle bir bebek örmeyle ne olacak?' diyorduk ama ördükçe çaresizlikten kurtulduk." Ev hanımı Gülcan Ağırman (39) araya giriyor. Ördüğü bebeği gösterip iki yaşındaki çocuğuna bebek örmenin gururunu güleç yüzüyle paylaşıyor: "Benim kızım şu an ördüğüm bebeği bitirmemi bekliyor. Kızıma şunu da ben ördüm! Kızım ninni söyleyip uyutuyor onu."
2 MİLYON TL YARDIM, 10 BİN KADINA DESTEK
KADEM Başkanı Doç Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu bir yıl içerisinde pek çok ayni yardımda bulunduklarını, 55 temsilcilik, üye ve gönüllülerin gayretiyle akaryakıttan gıdaya, hijyen malzemelerinden giyecek, barınma ve ısınma araçlarına kadar yaklaşık 12 milyon TL tutarındaki ayni yardımı bölgeye ulaştırdıklarını söylüyor. Gümrükçüoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, AFAD ile koordineli çalıştıklarını ifade edip "Atölyelere katılanlar Halk Eğitim'den sertifika da alıyor. Deprem bölgesindeki merkezlerimi kapatmayacağız. Kahramanmaraş'ta 6 bin, Hatay'da 3 binden fazla kadına destek olduk. Tüm deprem bölgesinde toplam 10 bin kadına destek verdik. En önemlisi bunun süreklilik göstermesi. İhtiyaç odaklı çalışıyoruz. Buranın nasıl şekilleneceğini buradaki kadınlar belirleyecek" diyor.