Türkiye'de milli formayı en çok taşıyan birkaç efsane futbolcundan biriydi Alpay Özalan. Posterleri gençlerin odalarını süslerdi. Adını dünyaya duyurdu... Sonra siyasete atıldı. Son yıllarda uğraşlarına bir de tarih araştırmacılığını ekledi. Yeni kitabı Atlantik Köle Ticaretinin Kurbanları: Afrikalılar vesilesiyle bir araya geldiğimiz Özalan'la tarihten siyasete, futboldan hayatın pek çok alanına değinen bir söyleşi gerçekleştirdik.
- Birkaç sene önce Kızılderililer, şimdi de Afrikalılarla ilgili kitap yazdınız. İki araştırma kitabı... Amerika Kıtası'nın Gerçek Sahipleri: Kızılderililer ve Atlantik Köle Ticaretinin Kurbanları: Afrikalılar... Sizi önce efsane bir futbolcu sonra da siyasetçi olarak tanıdık. Ezilen halkların tarihine olan ilginiz nasıl başladı?
- Aslında yalnızca ezilen halklara değil, genel olarak tarihe ilgim var. Dünya tarihi kitaplarıyla dolu çok zengin bir kütüphanem var. Hatta dünyada yasaklanmış ve basımı durdurulmuş kitapları topladığım bir koleksiyonum bile var. Fakat ülkemizde herhangi bir kitapçıya girdiğinizde dünya tarihiyle ilgili fazla kitap olmuyor. İlk başlarda sadece kendimi tatmin etmek için isimsiz olarak bir tarih sitesi açtım ve yazı yazmaya başladım. İlgimi çeken ilginç, şaşırtıcı konuları orada paylaşıyordum. Yakın çevremden çok olumlu tepkiler aldım. Kızılderililer ve Kristof Kolomb'la ilgili olan yazılarım zaten vardı. Daha sonra internet sitemi kapattım.
İki konuyu birleştirip bir kitap haline getirdim. Her sene önümüze getirilen sözde Ermeni soykırımı iddiasına karşılık olarak, ülkemizdeki Batı hayranlarına, onların çok hayran oldukları Batı'nın geçmişini hatırlatmak adına 24 Nisan'a yetiştirmeye çalıştım. Ancak zaman yetmedi. Tahmin ettiğim gibi ülkemizdeki Batıcılar tepki gösterdi. Bazı gazeteci bozuntuları sözlerimi çarpıtmaya çalıştı. "Amerika'nın Kızılderili katliamını kanıtlamaya çalışıyor, adamlar zaten kabul etmiş" gibi sözler söylediler. Oysa ben kanıtlamak değil "hatırlatmak" demiştim.
Zaten kitabımın önsözünde şunu yazmıştım. "Amacım, kitabım aracılığıyla bize kendi tarihini unutturmaya çalışan "medeni Batı"nın, ulaşabildiğim tüm insanlara onların istilacı ve katliamcı geçmişini hatırlatmak."
BATILI KAYNAKLARI KULLANIYORUM
- Her iki kitapta da nasıl bir çalışma, araştırma yolu izlediniz?
- Dediğim gibi, dünya tarihiyle ilgili kitapları ülkemizde bulmak zor. Ya da genel olarak konular birbirinin aynı. Üçüncü kitabım için, Fransa tarihiyle ilgili kitaplar alıp baktım. Hangi konu olduğunu söylemeyeceğim, ama inanılır gibi değil aradığım konuyu yazmamışlar bile. Kendi tarihlerindeki utanç verici olayları yazmıyorlar doğal olarak. Bu yüzden aynı konuyu Amerikan ve İngiliz kaynaklarından araştıracağım. Kitaplarımı yazarken, okuyucuya güven vermek adına, olayların geçtiği tarihlerdeki mektuplardan, belgelerden, sömürgecilerin o dönemlerde kayıtlara geçen raporlarından, satır arası yazdıklarından, kendi tuttukları notlardan faydalanıyorum.
Hep Batılı kaynakları kullanıyorum. Kendi ağızlarından, yaptıklarını, itiraflarını yazıyorum. Bir de hümanist duygularla, kendi tarihlerini cesurca kaleme alan yürekli ve insaflı tarihçilerden faydalanıyorum. Kaynak kitaplarımı genel olarak yurt dışından ve sahaflardan temin ediyorum.
- Yazarlığınızı, araştırmacılığınızı, spor ve siyaset kariyerinizin yanında nasıl bir yerde görüyorsunuz?
- Hepsinin yeri ayrı. Hepsine ayrı bir disiplin, çalışma, dikkat ve özen gösteriyorum.
- Sizce zulme uğrayan, ezilen, sömürülen halkların, ülkelerin, insanların ülkelerin ortak özellikleri neler? Aynı soruyu zulmeden, ezen ve sömüren ülkeler, insanlar için de sorayım?
- Zulme uğrayan, ezilen, sömürülen halkların ve ülkelerin ortak özellikleri; aralarına sokulan nifaklar ve etnik ayrımlar yüzünden bir türlü birlik olamamaları. Sömürgeciler "böl, parçala, yönet" taktiğini çok rahat uygulamışlar. Sömürgecilerin ortak özellikleri ise hep aynı: Zenginlik, her zaman daha fazlasına sahip olma arzusu ve hükmetme duygusu.
- Siyasete nasıl bir motivasyonla atıldınız? Bu alanda hedefleriniz neler?
- Yıllarca ülkemizi uluslararası mecralarda gururla temsil etme fırsatım oldu. Ne mutlu ki Milli Takım formamızı en çok giyen üç beş kişiden biriyim. Aktif futbol yaşantımı sonlandırdıktan sonra, milletimize ve içinde bulunduğum spor camiasına faydalı olmaya devam edebilmek için Sayın Cumhurbaşkanımızın davasında aktif olmak istedim.
En büyük motivasyonum ise uzun yıllar yurt dışında futbol oynayan ve yaşayan biri olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın devletimizin saygınlığını nasıl artırdığını, ülkemize yaptığı yatırımlarla her alanda gelişen Türkiye'yi nasıl inşa ettiğini dışarıdan en objektif şekilde görmek oldu.
Hedeflerimden biri olan kapsamlı spor yasasını geçen sene uzun çalışmalar sonucunda çıkardık. Bu kanunu hazırlayan ve ilk imza sahibi olan kişi olmak benim için çok önemliydi. Ülkemizin geleceği olan gençlerin ve tüm sporcularımızın hayatını kolaylaştırmak, uluslararası alanda başarılı gençlerimizin sayısını artırmak için yeni plan ve projeler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Hedeflerimiz oldukça büyük.
- Bugün dünyanın gözü önünde Filistin halkı büyük bir zulme uğruyor, katlediliyor. Bu konuda neler hissediyorsunuz... Filistin ile ilgili bir kitap çalışmayı da düşünüyor musunuz?
- 2021 yılında Kızılderililer kitabımın önsözünde "Kitabımda yazdıklarım sizi çok üzecek ve çok öfkelendirecek buna eminim. Ama ne yazık ki siz bu satırları okurken hâlâ dünyanın bir yerlerinde soykırımlar, katliamlar hız kesmeden devam ediyor olacak..." diye yazmıştım. Dünya var olduğu sürece savaşlar ve katliamlar ne yazık ki devam edecek gibi görünüyor.
Filistinliler konusunda insanın içinin parça parça olmaması mümkün mü? Hepimiz dehşet içindeyiz. Filistinliler için de kitap çıkarmayı planlıyordum. Bir kısmı bitmişti. Bu yaşananlar yüzünden daha ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldım.
BİR GÜN DİJİTAL ORTAM ÇÖKEBİLİR AMA KİTAPLAR HER ZAMAN VAR OLACAK!
- Afrikalılar kitabınızla ilgili çıkış noktanız neydi? Neyi hedeflediniz?
- Afrikalıların köle yapıldığını hep bilirdik. Ama köle ticaretinin nasıl başladığını, insanların nasıl direndiğini, köle gemilerinde neler yaşandığını hiç bilmezdik. Altın peşindeki kâşiflerin, servet avcılarının, din maskesi takmış misyonerlerin, insan hırsızlarının, vahşi sömürgecilerin neler yaptıkları hiç anlatılmadı bizlere. Herhangi bir kitapçıya gidin bakın, bunları yazan bir kitap var mı? Olsa bile çoğu konu es geçilmiştir. Beş para etmez cani ruhlu adamları bize kahraman diye yutturdular.
Sömürgeciler, kendilerinden olmayan diğer halkların kitaplarını, kütüphanelerini, tarihi kalıntılarını yakıp yıktılar. Geçmişlerini unutturmaya çalıştılar. Kendi hazırladıkları, belgesellerle, ansiklopedilerle, Hollywood filmleriyle, onlara bambaşka bir tarih, bambaşka bir geçmiş uydurdular.
Büyük medeniyetler kurmuş bu halklar bizlere hep vahşi ve yamyam olarak anlatıldılar. Ben elimden geldiğince karınca misali bütün bunların doğru olmadığını belgelerle anlatmaya çalışıyorum. Bir gün dijital ortam çökebilir, internetteki bilgiler yok olabilir ama yazılan kitaplar her zaman bir yerlerde belge olarak kalacaktır.
ESKİ FUTBOLCU OLDUĞU İÇİN CUMHURBAŞKANIMIZLA ÇOK ÖZEL BİR DİYALOĞUMUZ VAR
- Futbol kariyerinizin ve tecrübenizin siyasetçiliğinize ne gibi katkıları oluyor?
- Siyaset de futbol gibi bir takım oyunu, başarılı olabilmek için çok fazla çalışmak, özverili davranmak ve disiplinli olmak gerekiyor. Onun için spor kariyerimden sonra siyasi kariyerime geçişte hiç zorlanmadım diyebilirim.
Profesyonel futbolculuğum döneminde üst düzey liglerde futbol oynadım, bu seviyedeki liglerde iş disiplini ve düzenli çalışma alışkanlığı başarılı olmanın püf noktasıdır. Belli bir noktadan sonra yaşam tarzım haline gelen disiplin ve düzenli çalışma alışkanlığımın Meclis çalışmalarında da oldukça faydalarını görüyorum. Bu bağlamda Meclis genel kurul görüşmelerini hiç kaçırmayan milletvekillerinden biri olduğumu gururla söyleyebilirim.
Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın da profesyonel bir futbolcu olduğunu hatırlatmak isterim. Bu hem benim açımdan hem de spor camiası açısından çok büyük bir kazanım. Kendisinin sporcu kimliğine de sahip olması çok daha özel bir diyalog kurmamızı sağlıyor. Sporla ilgili konularda çok hızlı ilerleyebiliyoruz, böylelikle de çok değerli yatırımları gençlerimize ve sporcularımıza en faydalı olacak şekilde ülkemize kazandırıyoruz.