Yapımcı İskender Ulus; kimsenin şans vermediği İbrahim Erkal'ı dinleyen, ondan hiç vazgeçmeyen bir isimdi. Ölümünün ardından Erkal'ın bestelerinin yer aldığı ve 45 sanatçının yer aldığı Hürmet saygı albümünü haziran ayında piyasaya çıkardı. 10 Aralık'ta da AKM'de eserleri seslendiren sanatçıların katıldığı bir konser düzenlendi. İskender Ulus'la buluşup İbrahim Erkal'ı ve Hürmet albümünü konuştuk. Zaman zaman duygulandığı, gözlerinin nemlendiği, tüylerinin diken diken olduğu anlar yaşadık. İlk kez tanışmamıza rağmen vedalaşırken birbirimize sımsıkı sarıldık, ikimiz de İbrahim Erkal'ı kucaklıyorduk. Ruhun şad olsun gönül adamı.
Dinler dinlemez "Ya ne kadar güzel aşkı tarif ediyor" dedim
- İbrahim Erkal'la nasıl tanıştınız, yıllar süren dostluk nasıl başladı?
- İstanbul'a gelmiş, bütün çarşıyı gezmiş, kimse almamış albümü. çünkü herkes pop şarkıcı seçiyor. Sonra arkadaş bana dinletiyor. Stüdyo sahibi arkadaşın İbrahim'den 20 bin lira alacağı varmış, kaseti pazarlayıp para alacak ve parasını kurtaracak yani derdi o. Dinledim, dinledim "Ya ne kadar güzel aşkı tarif ediyor" dedim. Sözler falan her şey kendine ait. "Ne naif bir ses" dedim. "Ya Ankara'da, burada evi barkı yoktu oraya döndü" dediler. "Ne kadar harcadı bu albüme?" dedim. "50 bin lira harcadı, 20 bin lirası benim" dedi. Çıkarttım 20 bin lirayı verdim. Sekiz yıldır müzik sektöründeyim yüzlerce insan dinledim ama aşkı ne güzel tarif ediyor, ne naif bir ses. Al şu parayı" dedim. Sonra geldi. Bekar, İstanbul'da evi barkı yok, oradan buradan borç almış.30 bin lirasını da verdim. Murat Yıldız diye bir sanatçımız vardı. Çocuk yıldızdı o zaman. Şimdi hâlâ hocalık ve şarkıcılık yapıyor. Onunla beraber bunlara Denizköşkler'de ev tuttum. Hikayemiz böyle başladı. Bunu kim bilir? Allah bilir.
Bu millet kadir kıymet bilir
- İbrahim Erkal için yaptığınız Hürmet konseri nasıl geçti?
- Allah'ın verdiği bütün renklerle biz İbrahim Erkal'ın nefesinden bütün halkımıza seslenmek istediğimizi belirtip çıktık yola. Ve finalimizi Allah'ın izniyle çok güzel ifade ettiler. Derya Bedavacı, Kubat, Doğuş, Gökhan Tepe, Ceylan, Alişan, Güliz, Serkan Kaya ve bir sürü kişi gönülleriyle destek verdiler. Bunun dünyevi işlerle bir karşılığı ya da ölçüsü yok. Çocuklarımla birlikte, yeğenlerimle birlikte çok mutluyuz. Tekrar İbrahim Erkal'ın nefesini Türk halkına sunduk. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle o gece Hürmet konseri yaptık. Sağ olsunlar AKM'de çok güzel bir salon verdiler. Biletler günler önceden tükendi. İnsanlar konser için farklı farklı şehirlerden geldi. Bilet alamayanlar için de TRT konseri canlı olarak televizyonda yayınladı. Teşekkür yağdı. Millet her zaman verdiğiniz emeğin karşılığını veriyor. Yeter ki içinde kurt kaynamasın, samimi ol. İbrahim Erkal ile dokuz albüm yaptık, öyle az buz değil. 165 de şarkı. Hangi nefes onu seslendirirse İbrahim'in nefesini halka yeniden sunacak. Bu rock olabilir, Türk Halk müziği olabilir, fantezi olabilir. Hiç ayırt etmeyeceğiz. Yeni gençlik olabilir. En azından gençlerimiz bir söz kalitesi görmüş olur.
Bazıları kişisel ihtirasları yüzünden albüme katılmadı
- Zor olacak belki ama 2017 senesinde yaşaman o tatsız günlere dönebilir miyiz?
- Hastalanınca hemen Amerika'dan döndüm. 20-25 gün onu bekledik hastanede. Daha sonra Hakk'a yürüdü. İbrahim'in üç tane çocuğu var. İkisi elime doğdu. Elifsu, babası hastaneye düştüğünde 10 günlüktü! Diğer iki çocuğu da Dilara ve Eralp. İbrahim, büyük oğlum Alper'in kirvesiydi. Can dostuyduk. Sonra eşi Filiz'e İbrahim'in eserlerinin bana emanet olduğunu söyledim. "Hiç merak etme. 15-20 eserlik çok güzel bir albüm yaparız" dedim. Filiz de "Baş tacısın abi" dedi. Ama pandemi çıktı. Sanatçılara teklifimizi sunduk. Pandemi çok yeni olduğu ve herkes çok korktuğu için stüdyoya falan gelmediler. Projeye iki yıl başlayamadık salgın yüzünden. Sonra tekrar bu işe giriştik. 15-20 sanatçıyla anlaştık. Devam ettikçe büyüdü, 45 kişi oldu. Dur demedik. Şarkıları okuyan sanatçılarımız da gönüllü katıldı, eserleri kendileri seçti. Hatta ilk defa Türk müzik tarihinde olan bir şey; bir cover eseri üç sanatçı ayrı ayrı tarzda okudu. Ayrı lezzetler oldu. Bazı eski sanatçılarımız projeye kendi kişisel ihtirasları yüzünden vefa göstermediler. İsim vermeyeceğim! Teklif sunduğumuz halde, İbrahim'in onlara ne kadar katkıları olduğunu bilmelerine rağmen okumadılar. Bir hocam "Dünyadaki bütün günahları bir kefeye koy, nankörlüğü bir kefeye. Nankörlük ağır basar. Nankörlük ve vefasızlık bu kadar kötü" derdi. Sağ olsun Doğuş'um ve Gökhan Tepe'm, Allah iki cihanda da yüzlerini ak etsin. İbrahim Erkal anlaşılsın diye anlattım bunları, başkasını yermek için değil. Geniş, büyük gönüllü bir adamdı. Bu dünyanın adamı değildi İbrahim.
Hüngür hüngür ağladım
- Hürmet albümünü yaparken ilginç bir hatıranız var mı?
- Olmaz mı! "Doğuş şu eseri okuyacak" demiştim. Benim manevi oğlum. Stüdyoya gelmiş, sabah 10... Haberim yok. Aranjör arkadaş İbrahim'in başka bir şarkısının aranjesini yapmış. Doğuş kulaklığı takıyor, başka bir eser "Bunu okumayacağım ki" diyor. Arkadaş "Bana 15 dakika ver" demiş. Hemen bilgisayara dönüp İnsafsız şarkısını yapmış. Sonra Doğuş bir okumuş... Bir de şiir okumuş içinden gelerek. Sonra 11'de çekip gitmiş. 13 gibi gittim. Caner Tepecik bana olanları anlattı. "Şarkıyı dinletir misin?" dedim. Müziği verdi, nasıl ağlıyorum. Caner hayatı boyunca bir yapımcının böylesine ağladığını daha önce hiç görmemiş. Doğuş'a söylemişler. "Siz babamı tanımıyorsunuz, o benim Gamsız'a da ağlıyordu" demiş. 15-20 gün sonra eşi Filiz'e gittik. Eserleri dinlettik. Sıra Doğuş'un okuduğuna geldi. Yarısında hüngür hüngür ağlayarak içeri kaçtı. Bugün Türkiye ağlıyor. Gökhan Tepe'nin klibini de 15 yıl bizim şirkette klip yönetmenliği yapan Alparslan Bozkurt çekti. Tek klip için Giresun'dan özel olarak geldi.
'Ben bu şöhreti sevmedim'
- İbrahim Erkal'ı tanıtın desek, nasıl anlatırsınız?
- İnsan olmayı hedeflemişti. "Ben bu şöhreti sevmedim, menfaatlerin ötesindeyim" derdi. Milyon dolarlar kazandı ve parasız gitti. Çünkü insanlara hep verdi, hep verdi. Bizim gibi bir dostu olduğu zaman, onun eserleri olduğu zaman hiçbir zaman fakir değildi. Çünkü nefesi zengindi. O yüzden bugün burada İbrahim Erkal hatırlanıyor. Ne sanatçılar gitti. İbrahim Erkal'ı ben yaşadığım müddetçe her zaman anacağız. Çünkü bu eserler nefesi büyük eserler.
8 saatlik muhabbetten Aşkından Yanayım mı? çıktı
"İbrahim ile çok anım var. Canısı dizini yapıyoruz. Gitti kendine tekne aldı. 'Ben teknede yaşayacağım' dedi. Çünkü çok deli ruhlu, maddiyatı sıfır gören bir adamdı. Aynı ruha sahibiz. Bir gün muhabbet etmeye gittim, sekiz saat sürdü. Ertesi gün geldi, iki tane beste bıraktı önüme. 'Abi dün gecenin ürünü' dedi. Birisinin ismi Aşkından Yanayım Mı?, bana bir okudu. 'Albüme giriyoruz' dedim. Biz içki masasında içmeden sekiz saat oturduk. Muhabbetin samimiyeti, güzelliği çok önemli. Bak şuanda ne buluşturdu bizi? İbrahim Erkal. Hiçbir maddi menfaatimiz yok ama konuşuyoruz. Sabaha kadar da devam ettirebiliriz."
Parayı elinin tersiyle itti
"İbrahim yeni meşhur olmuş. Canısı dizisini yapmıştık. Reyting rekoru kırdı. Star TV, Kral TV'ye sahip olduğu için bize Show TV'nin verdiği fiyatın onda birini sundu. Benim yapımcı olarak fazla para vereni tercih etmem gerekir. 'İbrahim birisi bu kadar parayı veriyor birisi de bu kadar' dedim. O zamanlar büyük para kazanan bir adam değil. Tek müzik kanalı Kral TV... Beş sanatçım daha var, eğer ben Star'a diziyi yapmazsam, hepsine boykot uygulayacaklar! İbrahim'e 'Bak arkada 4-5 tane daha no name isim var, onlara yatırım yaptım' dedim. İbrahim, 'Ben bu parayı alırsam bu sanatçılar kliplerini nerede yayınlatacaklar? Ben gider o fiyatın onda birine çalışırım' dedi. Anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor bak. 41-42 yıldır bu sektördeyim, böyle bir şeyi kimseden duymadım. Ben de 'Onu bırak ben düşüneyim. Şöhrete yeni adım atmışken bunu teklif etmen senin kalbinin büyüklüğündendir. Ben gidiyorum Show TV ile yapıyorum bu sözleşmeyi' dedim. Sonra diğer şarkıcıları da meşhur ettim tabi."