Kıbrıs denildiğinde akıllara hemen deniz gelir ama adada görülmesi ve keşfedilmesi gereken birçok doğal güzellik ve tarihi yer var. Çarşısı, arastası, tarihi yapıları, hanları, hellimi, 'Con' kahvesi, kral mezarları, Kapalı Maraş'ı ile Kıbrıs'ın keşfedilecek çok özelliği mevcut. Sicilya ve Sardunya'dan sonra Akdeniz'in en büyük üçüncü adası olan Kıbrıs'ın toplam nüfusu 400 bin. Bazı yerleşim yerlerine Balıkesir, Sakarya, Ilgaz, Malatya ve Bafra ismi verilmiş. İlk olarak verilen Balıkesir isminin sebebi, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda hayatını kaybeden Pilot Binbaşı Fehmi Ercan'ın Balıkesirli olması. Sivil hava trafiğine 1975'te açılan Ercan Havalimanı'nın ismi de yine ilk havacı şehit Fehmi Ercan'dan geliyor. Yenilenen pistine artık geniş gövdeli uçakların inebildiği Ercan Havalimanı'na sefer sayıları da artmış durumda. Kıbrıs'ta direksiyonun sağda olması ve trafiğin soldan akması insanı biraz şaşırtıyor. Tüm adada tıpkı İngiltere'de olduğu gibi trafik sol şeritten akıyor. Kıbrıs'taki tüm araçların, kiralık araçlar da dahil, direksiyonları sağ tarafta. Adayı gezmeye Lefkoşa'daki tarihi surların yanında bulunan Zahra (Zühre) sokaktan başlayabilirsiniz. Restore edilen tarihi yapıların ve kafelerin olduğu sokakta meşhur 'Con' kahvesi içip, buraya özel çilekli limonatanın tadına bakın. Zühre'nin anlamı ışık saçan kadın demek. Sokağa adını veren ve girişinde türbesi de olan Zahra, çok uzun yıllar önce o bölgede yaşamış kendisini çocuklara ve yaşlılara adamış bir kadın.
ADA'NIN MEŞHUR KAHVESİ: CON KAHVE
Kıbrıs'a özgü bu kahve, bildiğimiz Türk kahvesiyle hemen hemen aynı. Con kahveyi 1920'lerde Remzi Efendi, Girne'de üretmeye başlamış. Sonrasında Hüseyin Remzi, Ahmet Nabi ve son olarak Mehmet Hüseyin Efendi, bu kahvenin üretimini sürdürüyor. Mehmet Hüseyin Efendi'nin lakabı olan 'Con' bu kahveye isim olarak verilmiş. Con kahvenin de tıpkı Türk kahvesi gibi tek, orta ve çifte kavrulmuş çeşitleri var. Kıbrıs'a yolunuz düşerse bu kahvenin tadına bakmayı unutmayın.
MARAŞ'IN İÇİNDE 200 YILLIK MESCİD
Maraş'ı gezerken restore edilmiş haldeki Bilal Ağa Mescidi ile karşılaşıyoruz. Kapalı Maraş'ın halka açılmasının ardından Bilal Ağa Mescidi, Kıbrıs Vakıflar İdaresi (EVKAF) tarafından gerçekleştirilen restorasyonla birlikte 20 Temmuz 2021'de ibadete açıldı. 200 yıllık geçmişe sahip mescitten tekrar ezan sesi yükseliyor. Yeniden ibarete açılan tarihi mescidi çok sayıda yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.
'O HELLİMDİR ONA PEYNİR DEMEYİN'
Daha önceki adı Aya İrini, şimdiki adıyla Akdeniz köyünde yaşayan ve hellim yapan Fatoş ve halası Serpil Kadıköy hellimi geleneksel yöntemlerle yapan son temsilciler.. "Ona sakın peynir demeyin o hellimdir" diyor ve ekliyorlar "Peynir pişmez. Hellimin farkı ise pişirilmesi." Fatoş Bozalan 24 yaşında. Halası 68 yaşındaki Serpil Kadıköy ile birlikte bu işi sürdürüyor. Önce keçi sütü kaynatılıyor ve içine maya ekleniyor. Doğal yolla oğlak sütünden elde edilmiş maya kullanıyorlar. Ardından kaynatılan süt pelteleşmeye başlayınca bez bir torbaya konulup suyu süzülüyor. Suyu iyice süzüldükten sonra kare veya dikdörtgen şeklinde kesilip, bez torbalara konulduktan sonra tekrar daha önce çıkan suyla birlikte kaynatılıyor. En son deniz tuzu ile tuzlanıyor. 20 kilo sütten yaklaşık 3 kilo hellim elde ediliyor. 40 yıldır bu işi sürdüren Serpil Kadıköy, "Bizler geleneksel yöntemle hellim yapan çok az kişi kaldık. Gelecek kuşakların da bunu sürdürmesi için çabalıyoruz. Hellimi kızartırken ince değil kalın dilimler halinde kesmelisiniz" diyor.