Bir ilişkinin sağlam ilerleyebilmesi için iki tarafa da oldukça fazla görev düşüyor. Bir kadın olarak ilişki içinde kendinizi iyi hissetmeniz ve ilişkideki vazgeçilmez taraf olabilmeniz için de dikkat etmeniz gereken belli noktalar bulunuyor. Bunların en önemlisi ise ilişki içinde kendinizden ve kendi benliğinizden vazgeçmemeniz...
1. Bir hata yaptığında bunu fark etmesini sağla.
Aksi halde, yaptığının hata olduğunu fark etmeyerek tekrarlamaya devam edecektir. Her hatanın bir bedeli vardır. Her insan hata yapar. Sen nasıl ki yaptığın hatalardan ders çıkarıyorsan ve ödediğin bedeller seni aynı hatayı tekrarlamaktan alıkoyuyorsa, ona da hatalarından ders çıkarmasına fırsat ver.
"İlk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir." Dostoyevski
2. Hayır demeyi öğrenmelisin.
Bir başkası istediği için her şeyi onaylamak zorunda değilsin. Sürekli evet diyen kişi olmamalısın. Ona evet diyerek kendine hayır dediğini unutma. Hayatında genel olarak kimseye hayır diyememe sorunu yaşıyorsan, ne yapman gerekir? O halde sana insanları kırmadan hayır diyebileceğin kullanışlı birkaç cümle vereyim:
"Şu sıralar başka önceliklerim olduğu için bunu yapamayacağım." - "Önce biraz düşüneyim, sonra cevap veririm."
"Bu teklif şu an bana bir fayda sağlamıyor ama ihtiyacım olursa sana tekrar ulaşırım."
"Bu benim yapabileceğim bir şey değil, neden başkasıyla görüşmüyorsun?"
Dikkat edersen bu kullanışlı hayır cümleleriyle seni yalan söylemeye teşvik etmiyorum. Neden ve sonuç örüntüsü veriyorum. Dürüstçe kendini ifade edebilme fırsatı sunuyorum. Hayır dediğinde sonucu dilediğin zaman evete çevirebilirsin ama evet dediğin şeyleri hayıra çevirmen zordur.
"Hayır demesini bilemeyen kişi güçsüz kişidir. Hayır demesini bilmeyen kişinin evet'inin de anlamı yoktur." Doğan Cüceloğlu
3. Kıskançlığınla başa çıkabilmenin bir yolunu bulmalısın.
Kimi ne kadar kıskanırsan, kendini o kadar vazgeçilmez sanacaktır. Ve eğer birine vazgeçilmez olduğunu hissettirirsen, emin ol ilk vazgeçeceği kişi de sen olursun. Kıskanmıyor gibi görünmeni önermem. Gerçekten kıskanmamayı başarmanı öneririm. Kıskançlık konusunda kendini sorgulamanı isterim:
"Onu neden çok kıskanıyorum?"
"Kendimi eksik hissettiğim konular mı var?"
"Terk edilme korkusu mu yaşıyorum?"
"Kendimi değersiz mi görüyorum?"
"Onurumun kırılmasından mı korkuyorum?"
Genelde kıskançlık sorununun temelinde bilinçaltında yatan terk edilme korkusu vardır. Terk edilme korkusu, ilişkilerin karabulutudur. Her şeyin durup dururken kötü gitmesine neden olur. "Hiç kıskanmamak mümkün mü?" diye sorabilirsin. Kıskanmak ve sahiplenmek birbirine yakın gibi görünse de aslında çok farklıdır. Kıskanmak ne kadar yıpratıcıysa, sahiplenmek o kadar belirleyici ve net bir alandır. Sahiplenmek, ilişkiye harita çizmek ve ona bir kimlik vermek, o ilişkinin coğrafyasında müşterek bir hayat kurmaktır. Kadın da erkek de sahiplenme hissiyle, bu haritanın belirlediği coğrafyanın içinde birbirlerine karşı sorumluluk duyarak ilişkiyi yürütürler. Kıskançlık ise kimliksizleştirmektir. İlişkinin haritasını yok saymaktır. "Seven kıskanır" sözü büyük bir aldatmacadır. Seven insan kıskanmaz, sahiplenir. Seven insan kimseye kıskançlık prangası vurup sevdiğini köleleştirmez, kuklalaştırmaz, kimliksizleştirmez... Vazgeçilmez kadın, kıskanmayan, sahiplenen kadındır.
"Şems-i Tebrizi'ye aşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar. Şems şu yanıtı vermiş: 'Senin baktığına herkes bakar, ancak senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir, fakat hiç kimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin...'"
4. Hayatına biri girdiğinde, sosyal hayatından ve arkadaşlarından uzaklaşmamalısın.
Yalnızlaşmamalısın. Aşk ilişkilerinde tekrarlanan en büyük hatalardan biri budur. Bir ilişki başladığında çiftler, önce sosyal hayatlarındaki rutin programlarını değiştirir ve arkadaşlarından uzaklaşırlar. Bir süre sonra hayatında sadece sevgilisi kalır. İster istemez, hayatının merkezine sevgilisini koyar ve onu kaybetmemek için özgün mizacından tavizler vermeye başlar. Kimse için sosyal hayatından vazgeçme. Çevren geniş olsun. Her hafta düzenli şekilde arkadaşlarınla vakit geçirmeye devam et. Etrafındaki insanlara vakit ayır, arkadaşlıklarını geliştir. Sana kendini iyi hissettiren etkinlikler yap. Böylece aşk ilişkini de bağımlılıktan korur, daha sağlıklı ve dengeli sürüp gitmesini desteklersin.
"En büyük zenginliğiniz, tüm kusurlarınıza rağmen sizi seven dostlarınızdır."
5. Bakımlı ve alımlı olmaya özen göstermelisin.
Bir başkası için değil herkesten önce kendin için istemeli, kendin için yapmalısın. Onun gözünde güzel görünmek için değil, kendini özgüvenli, mutlu ve iyi hissetmek için güzelleşmeyi istemelisin. Kendinde yaptığın her şeyin merkezinde o varsa, o halde senin özgünlüğün, gücün ve eşsiz varlığın nerede? Kendine verdiğin değer nerede? Her zaman biricik ol... Önce kendini, sonra başkalarını sev. Kendini sevemeyen, başkalarını da sevemez. Sen kendini ne kadar önemsiyorsan, emin ol başkaları da seni o kadar önemsiyordur. Ne eksik, ne fazla... Sen kendine ne kadar değer veriyorsan, başkaları da sana o kadar değer veriyordur.
"Kendini sevmek kendini beğenmişlik değildir. Kendini sevmek de diğerlerini sevmenin bir parçasıdır." Erich Fromm
6. Hobilerinden asla vazgeçme.
Hayatındaki insanın hobilerine ya da alışkanlıklarına göre kendi alışkanlıklarını değiştirme. O okumuyor diye kitaplarından uzaklaşamazsın. O etkinliklere katılmıyor diye, sen bu zevkinden vazgeçmemelisin. Karşındaki kişi gibi olmaya çalışmamalısın. Onun alışkanlıklarını alışkanlık edinmeye kalkışmak, birey olarak kendini hor görmek, küçümsemek, değersizleştirmektir. Kimse için hobilerini terk etme. Zevk aldığın şeyleri yapmaya devam etmelisin. Bu, senin yaşam enerjini koruyacaktır. Kendine karşı duyduğun saygıyı kuvvetlendirecektir. Yaşam enerjisi yüksek olan kadın, her zaman çekici ve vazgeçilmez bir kadındır.
"Kendini ol! Başkalarının gürültüsünü değil, kalbinin fısıltısını dinle."
7. Her zaman bir mahrem alanın olmalı.
Sürekli bir arada olmak zorunda değilsiniz. Kendi başına kalabileceğin, mahrem bir alanın olmalı. Böylece kendini daha özgür ve özgüvenli hissetmeye devam edersin.
8. Çocuğun dışında kimseye annelik yapma.
Unutma ki sen onun annesi de değilsin. Hayatındaki insana bakıma muhtaç biri gibi davranmamalısın. Tabii ki yardım edebilir, sorunlarını dinleyebilirsin ama onun adına onun sorunlarıyla savaşamazsın. Sorumluluklarını üstlenemezsin. Bir süre sonra seni annesi gibi görmeye başlayacaktır.
9. Hayatına çok müdahale etmesine izin vermemelisin.
Çünkü müdahale etmenin bir sonu yoktur. Tabii ki erkek de, kadın da bazı noktalarda birtakım kurallara karşılıklı şekilde sadık kalmalıdırlar. Kendi aralarında bazı anlaşmaları olmalıdır. Küçük gibi görünen konularda bile sana karışmasına ve müdahale etmesine izin verirsen, bir süre sonra bunun önünü alamadığını görürsün. Taviz, tavizi doğurur. Kimsenin kölesi değilsin, kimse de senin kölen değil. Hayatının hükümdarı sensin, bu yetkiyi kimseye veremezsin. Kimse seni senin adına yönetemez. İradenin felç edilmesine izin vermemelisin. Senin güçlü yanın iradendir. Vazgeçilmez bir kadın kendinin sultanıdır.
"Unutma! 'Güneş' parlıyorken herkes seni sevebilir. Ama gerçekte seni kimin umursadığını, 'Fırtınalar' koptuğunda anlarsın..."