Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı sebebiyle düzenlenen bir satranç turnuvası için Ankara'dayız. Türkiye Satranç Federasyonu tarafından, federasyon başkanı Gülkız Tülay'ın 'yol arkadaşımız' dediği Türkiye İş Bankası'nın katkılarıyla düzenlenen turnuva için tercih edilen mekan kıymetli. Burası bankanın 1929 senesinde hizmete sunulan tarihi binası, 2019 yılında İktisadi Bağımsızlık Müzesi olarak terfi alıyor. Türkiye'nin en iyi satranç oyuncularını bir araya turnuvanın burada düzenlenmesi gayet isabetli olmuş. Birbirinden güçlü 12 ismin yarıştığı kupada şampiyonluğu, nisan ayında SABAH Pazar'da röportajını yayınladığımız Ediz Gürel'in kazanması da benim için ayrı bir mutluluk oldu. Satranca sekiz yaşında başlasa da kısa zamanda önemli bir yol alan Ediz Gürel, şu an 15 yaş altı dünya sıralamasında ilk 15'teki üç Türk'ten biri. Evet şu an dünyada 15 yaşına gelmeden en iyi 15 arasına adını yazdıran üç Türk var: Ediz Gürel (2), Yağız Kaan Erdoğmuş (4), Hasan Hüseyin Çelik (13). Ediz Gürel, konuşmaya hemen farklı olduğunu görüyorsunuz. Yüzünüze bakarak konuşurken sizden başka bir şeyle ilgilenmiyor.
Günümüz çocuklarının en büyük sorununun dikkat eksikliği olduğu için Ediz Gürel'in bu yanını çok önemli. Okulunun nasıl gittiğini merak ediyorum ama turnuvalar sebebiyle devam etmekte zorlandığını öğreniyorum. Ama dünyadaki yaşıtları arasında en iyi ikinci olabildiğine göre derslerinin de üstesinden geleceğinden eminim. Zira üst düzey satranç oynayanların temel özelliği birkaç hayatı bir arada sürdürmesi. Bu esnada aklıma sohbet ettiğimiz Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen'in sözleri geliyor: "Turnuvada tanık olduğumuz maçların izleyicilere yaşattığı heyecan, ülkemizde satranç sporunun geldiği noktayı gösteriyor. Şimdi biz bu heyecanla gelecek yıl Macaristan'da düzenlenecek 45. Dünya Satranç Olimpiyatı'nı bekliyoruz." Turnuvada Türkiye'nin en iyi oyuncularını geçerek şampiyon olan Ediz Gürel'in dünyada zirveye yarışacak Türk olacağına şüphe yok.
ANNEYİM AMA MASADA DUYGUSALLIK OLMAZ
Satrançta 'Kadın Büyükusta' (WGM) ünvanının sahibi olan Kübra Öztürk Örenli, anne olmak için kariyerine ara vermek için tereddüt etmemiş. Hem de iki kez... "Ankaralı olarak başkentimizde olmak hele de Cumhuriyetimizin 100. yılı için bu turnuvada olmak onur verici. Türkiye'nin en iyileri oynamak müthiş. Geçen sene bu turnuvada ilk bebeğim vardı kucağımda, bu sene ikincisiyle buradayım. Benim için yorucu olsa da keyifli geçtiğini söylemeliyim. Beden eğitimi öğretmeniyim. Arya altı aylık kızım ve iki yaşındaki oğlum Kayra hayatıma renk kattı. Anne olduktan bir şeyler değişmedi desem yalan olur. Ama masaya oturduğum andan itibaren duygusallık yok, olmaz. Zaten onlarla ilgilenen harika bir babaları var." Bu arada Zeynep Çiftçi, idolüm dediği Kübra Öztürk Örenli ile yan yana geliyor; "Zeynep takip ettiğim oyunculardan, çok iyi bir noktada. Daha iyi yerlere gelecektir" diyor. Zeynep hemen "Çocuklarınızı satranca yönlendirecek misiniz?" diye soruyor:
ŞİMDİLİK SADECE TAŞLARI DAĞITIYORLAR!
"Ben özellikle bir çaba sarfetmem ama sürekli evden oynarken yanımdalar. Taşları dağıtmayı, yerlere saçmayı seviyorlar. İlerleyen yaşlarda oynamak isterlerse elimden geleni yaparım. Oynayan herkes bilir ki, satranç tutkunuz ise başarılı olursunuz. Yetenekleri olup anne babalarının zoruyla oynayanlar bir yere varamıyor. Mesela benim abim benden çok daha iyi satranç oyuncusudur. Ama futbolu çok seviyordu, o yöne emek verdi. Her zaman derim, keşke satrançta yol alsaydı. Futbolcu olamadı, fizik okudu."
TELEFONA İHTİYACIM YOK! SOSYAL MEDYA ZAMAN KAYBI
Zeynep Çiftci, Ankara'da yaşayan bir lise öğrencisi. Beyin cerrahı olmayı kafaya takmış. Üniversitede okuyacağı yer de belli: Hacettepe İngilizce Tıp... Kız çocuklarında babaları çok etkilidir. Babasının mesleğinin öğrenci taşlar yerine oturuyor: "Küçükken idolüm olan Kübra Abla ile burada bulunmak benim için mutluluk verici. Ankara'da yaşıyorum, 12'nci sınıftayım. Seneye üniversite sınavlarına hazırlanacağım. Annem Sağlık Bakanlığı'nda hemşire, babam Deniz Kuvvetleri'nde amiral. Babam mesleği sebebiyle çok yoğun ama annem satranç kariyerim sırasında oynamakla kalmadı, satranç hakemi oldu. Daha sonra kardeşim de satranç oynamaya başladı. Kariyerim ilerledikçe turnuvalara ailemle gitmeye başladık. Bu sayede Türkiye ardından da yurt dışında farklı şehirleri görme şansımız oldu. Tabi onlar işin gezme kısmında ben ise satranç tahtası başında ter döküyorum. Şikayetçi değilim ama kesinlikle. Satranca günde dört saat ayırıyordum ancak üniversite sınavı yaklaştığı için bunu iki saate düşürdüm. Çünkü büyük hedeflerim var. Hacettepe İngilizce Tıbbı istiyorum. Sonraki hedefim beyin cerrahı olmak. Küçüklükten beri insan beynine merakım var. Sosyal medyayı vakit kaybı olarak görüyorum. Telefon kullanmıyorum, sevmem. Onun yerine kitaplar var hayatımda. İnanılmaz bir Sherlock Holmes tutkunuyum. Yazarı Arthur Conan Doyle'un hayranıyım diyebilirim. Küçükken idolüm Kübra Abla idi. O zaman Beşiktaş'ın satranç takımı vardı, dayım koyu Beşiktaşlı. Onun sayesinde Beşiktaş taraftarı oldum. Quaresma en hayran olduğum futbolcudur. Forması da var bende.