Bir trend analiz şirketi tarafından hazırlanan son bir rapora göre, spor ve moda arasındaki iş birlikleri bu yıl 78,5 milyon dolarlık bir değere ulaşmış durumda. Sporcular markaların ve modaevlerinin dikkatini çekebilmek için stilistlerle çalışıyor. Moda dünyası ise güvenilebilir karakterleri ve doğal popülariteleri nedeniyle sporcuları baştacı ediyor
Kabul edelim dünyanın en hızlı ruh hali değişen sektörü kesinlikle moda endüstrisidir... Bir anda çok hızlı yükselişler olur ve bir anda o yükselişlerin sonu gelir... Bir anda demode olan her şey trend haline gelir... Ve tüm bu hızlı süreçte moda dünyasının son tüketiciye ulaşma yöntemleri aralıksız olarak değişir... Bir dönem pop star'ların peşinden koşar modaevleri ve tasarımcılar, bir dönem Hollywood starlarının... Bir dönem kraliyet ailesi üyeleri popüler olur onlar için, bir dönem mankenler... Bir dönem sosyal medya üzerinden tanıtım ve pazarlama işi yapan içerik üreticileri ön plana çıkar, bir dönem cemiyet hayatı ünlüleri... Ve sonunda düzenli olarak her popüler kitle bir dönem sonra son tüketiciye yani bizlere 'sıkıcı' gelmeye başlar reklam aracı olarak... Ve moda dünyası hemen değiştirir stratejisini ve pazarlama tekniğini...
"İdil peki ya şimdi kimler üzerinden devam ediyor pazarlama stratejisi?" diye soracak olursanız size hemen "Sporcular" yanıtını verebilirim... Evet evet spor dünyasının, özellikle de futbolcuların moda dünyasına yakın olduğunu kim bilir kaç kez yazmışızdır... Ama durum artık futbolcuların tekelinden de çıkmış bir halde... Mesela geçtiğimiz ay konu ettiğimiz gibi F1 pilotlarının inanılmaz bir popülaritesi var şu an moda dünyasında... Şarkıcılar kadar sporcuların da özellikle gençler üzerinde etkili olduğunu bilen markalar Formula 1 pilotlarının bir süredir peşinde. F1 yarışçıları arasında en popüleri hiç şüphesiz Lewis Hamilton... Başarılı sporculuk kariyerinin yanı sıra Instagram'daki 34 milyonluk gerçek takipçi sayısıyla markalar Hamilton'ın peşinden koşmasın da ne yapsınlar... Spor kanalları F1'in bir süredir kaybettiği popülariteyi 2022 sezonundan itibaren katlanarak kazanması nedeniyle F1 sporcularının şu an markalar için yeni kahramanlar olduğu görüşünde... Hugo Boss, Reiss, Puma, Tumi ve Tommy Hilfiger gibi markalar çoktan bu popülariteyi yeni müşterileri kendilerine çekmek için kullanır duruma geldi... George Russell, Lando Norris gibi daha genç isimler Hamilton'ın ardından markaların en çok peşinden koştukları isimler olmuş durumda...
MODA ÖDÜLÜ ALACAK
Ama moda dünyasının son dönem aşk yaşadığı tek spor dalı tabii ki sadece F1 değil... Tenis ve tenisçiler tam anlamıyla moda dünyasının en gözde isimleri arasında... Mesela dünyaca ünlü tenisçi Serena Williams önümüzdeki ay New York'ta düzenlenecek olan Amerika Moda Tasarım Konseyi (CFDA) ödüllerinde Moda İkonu ödülünü alacak. Williams'ın zaten kendi giyim markası var. Ancak tabii ki bu prestijli ödülü alabilmek için bir marka sahibi olmak yeterli değil. Williams ilk kez bu ödülü alan sporcu olarak tarihe geçecek diyerek durumun nasıl farklı bir boyuta taşındığını ifade edeyim. Bu ödül resmen spor ve moda arasındaki artan yakınlığın bir işareti olarak değerlendiriliyor. Önümüzdeki yıl dünyanın en büyük moda şirketi olan LVMH'nin Paris Olimpiyatları'nın sponsorları arasında yer alıyor olması da, bu yakınlığı doğal olarak daha da güçlendirecek. Trend analiz şirketi Lefty tarafından hazırlanan bir rapora göre, spor ve moda arasındaki iş birlikleri bu yıl 78,5 milyon dolarlık bir değere ulaşmış durumda.
STİLİSTLERLE ÇALIŞIYORLAR
Aynı F1 pilotları gibi sporcular, büyük moda evlerinin odak noktası konumunda. Bu yakın ilişkinin çok sayıda örneği var. Mesela bu yıl futbol kültürü ilgili olalım ya da olmayalım resmen formalar vesilesiyle dolaplarımıza kadar girdi. Stella McCartney'nin kadın futbolcular için geçtiğimiz eylül ayında piyasaya sürdüğü forma, sosyal medya içerik üreticileri tarafından giyildi ve hemen tükendi. Ünlü futbolcu Lionel Messi yazın Inter Miami'ye imza attığında, takımın pembe Adidas forması o kadar çabuk tükendi ki, marka yöneticisi New York Times'a yaptığı açıklamada formanın adeta "buharlaştığını" söyledi. Spor ve moda dergisi CircleZeroEight'in editörü Gary Armstrong'a göre, moda tasarımcıları sporcuların ne kadar önemli bir role sahip olduğunu ve kitleleri etkileyebildiğini fark etmiş durumda. Armstrong, "Futbol takımları kendi başlarına birer markadır. Sahadaki kariyerleri çok kısa olan profesyonel sporcular modanın, daha sonra da devam edebilecek bir gelir kapısı olduğunu fark etti öncelikli olarak. Bugün, çok sayıda sporcu, kariyerlerinin hemen başında kendi markalarını oluşturmaya karar verdi. Hatta bu durum, yeni bir mikroendüstrinin gelişmesine yol açıyor: Spor stilistliği. Ne giyecekleri konusunda uzmanlarla çalışan sporcular, kazançlı anlaşmalar yapma umuduyla kendilerini markaların radarına sokabiliyorlar. Amerikalı basketbolcular ise bu konuda başı çekiyor" yorumunda bulunuyor.
GERÇEK ÜNLÜ...
Sayısız farklı spor dalındaki profesyonelle çalışmalar yapan Tommy Hilfiger markasının CEO'su Martijn Hagman, "Onlar gerçek birer kahraman ve hatta ikon. Her yarışları milyonlarca kişi tarafından izleniyor. Hem iyi birer örnekler hem de birer sporcu olarak attıkları her adıma yıllardır dikkat ediyorlar. Bir marka olarak onlar gibi güvenilir, sözlerine inanılır ve düzenli çalışma alışkanlığı ve prensibi olan kişilerle çalışmak çok büyük konfor. Yani doğal birer marka elçisi olma durumları var" diye konuşuyor. Boss markasını global pazarlama üst düzey yöneticisi Nadia Kokni, "Şu an markaların tüketiciye esas vermek istedikleri his... Tüketicinin aldığı her ürünler bir bakış açısına, bir zümreye, özel bir yere ait olduğunu hissetmesini istiyoruz. Bu da ancak güvenilir ve sürdürülebilir marka elçisi çalışmalarıyla mümkün olabilir" diye konuşuyor. Tumi markasının global pazarlama başkan yardımcısı Jill Kriezman, "Aynı oyuncular gibi inanılmaz bir hayran kitleleri var ve her adımları takip ediliyor" yorumunda bulunuyor.