Hollanda Amsterdam doğumlu bir Trakyalı Semra Özbek Akgöl... Trakya Üniversitesi'nde işletme eğitimi almış. Kurumsal firmalarda çalıştıktan sonra sektör değiştirmiş ve Hollandaca dilinde profesyonel turist rehberi olmuş, 2005 yılından itibaren tamamen turizme odaklanmış. Turizmde farklı bir şey yapmak isteyen Semra Hanım, İstanbul'un en önemli tarihi turistik noktalarını aktif ve sportif bir şekilde ve kısa sürede gezdirmek için bisiklete başvurmuş. 10 yıldır bisiklet üzerinde, trafikten uzak durarak turistleriyle beraber İstanbul'un altını üstüne getiriyorlar. Hikayesini kendi ağzından dinlemek heyecan verici idi: "Amsterdam'da doğup büyüdüm ama 34 senedir Türkiye'de, 14 senedir de İstanbul'da yaşıyorum. Babam çalışmak için Almanya'ya giden ilk Türklerden... Kadere bakın ki; babamın 26 yaşında Almanya'da çalışmak için yola çıkarken trene bindiği yer, benim bugün turistlerle bisiklet turlarına başladığım Sirkeci Tren Garı. Babam daha sonra geçtiği Hollanda'da yıllarca çalışıp emekli olur ve Türkiye'ye dönmeye karar verir. O zaman yaşım 13 ve Türkiye'ye dönmeyi hiç istemiyordum. Ama babam Hollanda ile ilgili tüm haklarımızdan vazgeçmişti, bir daha ülkemizi terk etmeyelim diye. Ben de o gün Hollandacam ile bir iş yapmayı kafama koymuştum. Eşim ile birlikte 10 yıldır her gün bisiklet turları düzenliyoruz. İlk başlarda 'İstanbul'da bisiklete binilir mi, turistleri bindirebilir miyiz' gibi endişelerim oldu. Zamanla bunu atlattık. 10 kilometrelik iki rotada bisikletli tur yapıyoruz.
Biri Ayasofya, Sultanahmet, Hipodrom, Topkapı Sarayı, Süleymaniye ve Mısır Çarşısı gibi yerleri gösteren en çok talep gören turumuz; diğeri ise Haliç turu; çok sevdiğim ve Müslümanlar için önemli kutsal yerlerden biri olan Eyüp'e kadar giden Fener, Balat, Bulgar Kilisesi ve tarihi Bizans Surlarını içeren bir tur. Bu turda üç farklı büyük dini bizzat yaşayarak görüyorlar. 10 noktada durup misafirlerimize bilgiler veriyoruz. Mutlaka bir cami veya medreseyi içeriden ziyaret ediyoruz. Her yaştan misafirimiz olduğu için elektrikli bisikletlerimiz de var. Bisiklet turlarımıza çoğunlukla Hollandalı turistler katılıyor. Bunun sebebi tabii ki bisiklet ve bizim Hollandaca dilinde bisiklet turları düzenliyor olmamız. 13 yıl Hollanda'da yaşadığım için Hollandaca dilini çok iyi biliyorum. Hollandalılar bana birçok orada yaşayan Türk'ten daha iyi bir Hollandaca konuştuğumu söyler. Bisiklet deyince şaşırıyorsunuz belki ama o çok önemli bir ulaşım aracı. Hollandalılar da neredeyse doğuştan itibaren bisiklete bindikleri için, İstanbul'un tarihi turistik yerlerini iki teker üzerinde keşfetmek onlara ayrı bir heyecan veriyor. 11 yıl önce şuan Hollanda Kralı olan Willem Alexander'ı iki gün İstanbul'da gayrı resmi bir ziyarette gezdirdim. Kadıköy vapuru ile karşıya geçtik. Cami ziyaretleri yaptık. Türk yemekleri yedik, tramvaya bindik. Türkiye'ye bayıldığını söyleme gerek yok sanırım.
FATİH'İN AYASOFYA HASSASİYETİ ÖNEMLİ
İstanbul tabii ki Avrupalı turistlerin alışık olmadığı tarzda farklı bir şehir. Bir ayağı Avrupa bir ayağı Asya'da. Aradan Boğaz geçiyor, Avrupa'yı Haliç bölüyor, köprüler bağlıyor. Bisiklet yollarının nerdeyse hiç olmaması, kaldırımlardan ilerlememiz, adım başı tarihi eserlerimiz, insan kalabalığı, düzensiz park ve trafik, sürekli korna çalınması ve bolca skooter ama bazen de bol bol şaşırtan yemyeşil bakımlı parklarımız... Haliç sahilyolu ve kaldırım üzerinden gitsek de insanımızın hoş görüsü ve yol vermesi... Hatta özür dileyerek yol açmaları. Turistler şaşırıyor ve bayılıyor, 'Bunu Hollanda'da asla göremezsiniz' diyorlar. Ama biraz daha yollarımızın iyileştirilmesi şart gözüküyor. Bisiklet park alanlarına kavuşmamız yollarda işaretlemeler bekliyorlar. Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı, Türk kültürü İstanbul'da iç içe... 1453 öncesi Hristiyanlık dönemi, fetih sonrası İslam kültürü ekleniyor. Sultanahmet meydanında durun; bir yanınız 5. yüzyıl Bizans, diğer yanınız 15. yüzyıl Osmanlı kültürü... Ayrı din, ayrı bir mimari anlayış, bu kültür çeşitliliğinin dünyada başka örneği var mı? Fatih Sultan Mehmet'in fethi sonrası ciddi bir Yahudi popülasyonu geliyor. Müslüman, Rum, Ermeni, Yahudi, Bulgar ve çokçası hep bu kentin kültüründe yer almış. Birlikte günümüze getirmişler.
MUSTAFA KEMAL'İN ATEŞLEDİĞİ MÜCADELE
Bizim de Yarımada Bisiklet Turumuzda en önemli durağımız Ayasofya Camisi. Turistlerin en çok etkilendikleri yerlerden biri tabii ki ... Orada vereceğimiz bilgiler çok önemli çünkü Batı'da Müslümanlar bazen çok yanlış ve eksik tanınıyor. Onlara genç Fatih Sultan Mehmet'in, fetih sonrası Ayasofya'yı camiye çevirtirken içindeki tarihi değerleri, süslemeleri korumak için büyük çaba sarf ettiğini anlatıyorum. Üzerinde Hz. İsa ve Meryem olan mozaikleri yok etmemiş, korumuş. 12. yüzyılda ise Avrupalılar, Ayasofya'yı alt üst ettiler. İtalya'dan gelen 4. Haçlı Seferi Hıristiyan olmalarına rağmen başta Ayasofya ve Hipodrom'daki tüm değerli eserleri, mücevherleri yağmalayıp götürebildiklerini İtalya'ya kaçırdılar. Mesela San Marco'daki bronz at heykelinin aslında İstanbul'a ait olduğunu, buradan götürüldüğünü söylediğimde şaşırıyorlar. Elimden geldiğince yanlış bildiklerini düzeltmeye çalışıyorum. Gülhane Parkı'na gelince, Atatürk büstüne göstererek 1. Dünya Savaşı akabinde Batılı devletlerin Osmanlı'yı yağmalayıp Türkleri küçücük bir yere hapsetmeyi planladıklarını ancak Mustafa Kemal ve vatan sevdalısı arkadaşlarının Anadolu ruhunu ateşleyip Kurtuluş Savaşı'nı başlattıklarını anlatıyorum. Ne yazık ki Türkiye'ye dair bildikleri çok eksik veya hatalı oluyor. Çoğu ayrılırken 'Türkiye'yi yanlış tanıyormuşuz' diyorlar. Bu benim için maddi kazançtan çok daha önemli."
Bir aksilik oldu mu, 'Burası Türkiye işte!' diyenler, kolaya kaçıyor
"Bizim insanımız ülke dışına pek çıkamadığı ve herkes yabancı dil bilmediği için yurt dışındaki her şey insanımıza cazip geliyor. Oysa kendi ülkemizde de çok güzel, değerli şeyler var. Biz kendi ülkemizin değerini bilmiyoruz. Bu rehberlik camiasında da var. Bir aksilik oldu mu, 'Burası Türkiye işte' derler. Yarımada'yı kapsayan bir uluslarası bisiklet turu veya maraton yapılır, 'Yine mi Sultanahmet'te bitecek' diye yorum yapılır. Türkiye tarihiyle, dinlerin kültürlerin buluşmasıyla çok değerli bir destinasyon. Birçok sorunun, çok basit çözümleri olabilir. Yeter ki daha olumlu bakmaya ve çözüm odaklı olmaya çalışalım. Ve çözmek isteyelim. İnanın birçok gelen turist burada yaşadığımız için, sadece havasından ve yemek kültüründen dolayı bile, ne kadar şanslı olduğumuzu söylüyor. Ülkemiz bırakıp gidilemeyecek kadar değerli bir ülke. Atalarımız, Küçük Asya'yı amaçlayarak yüzyıllar süren göçlerinde nihayetinde başarıp Anadolu'yu mesken edinmişler. Biz bırakıp nereye gideriz?"
HZ. Muhammed'in fetih müjdesine şaşırıyorlar
"Bisiklet turlarımızda turistlere anlattığımda en çok etkilendikleri bir konu da Peygamberimiz Hz. Muhammed'in o zamanki adıyla Konstaniyye'nin fethiyle ilgili söyledikleri. Altıncı yüzyıldaki bir söz sonrası 15. yüzyılda Fatih'in fethi gerçekleştirdiğini öğrenince büyük şaşkınlık yaşıyorlar. Turumuzda bizim asıl geldiğimiz yeri temsil eden yapının Topkapı Sarayı olduğunu aktarıyorum. Üç saatlik bisiklet turunda bu vb. şeyleri aktardıkça zaman zaman heyecanlandıklarını kimi zaman da şaşırdıklarını söylemeliyim. Türkiye ve İslam diniyle ilgili yanlış bildiklerini elimizden geldiğince düzeltiyoruz. Turizm bu yüzden de çok önemli. Her rehbere bu açıdan büyük görev düşüyor."