Tekfen Filarmoni, İstiklal Marşı'mızın bilinmeyen hikayesini, sadece notalarla değil renkli, bilgi dolu bir anlatımla da seyirciye taşıyacak olan bu benzersiz konsere sadece müzik tutkunlarını değil, tarihseverleri de davet ediyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına sanatla geçiş yapmak için, Tekfen Filarmoni'nin koro, saz heyeti, solistler ile bu ilginç ve pek de bilinmeyen hikayeyi canlandıracak anlatıcılar eşliğinde, önce 25 Ekim'de Cumhuriyetimizin kalbi olan Ankara'da (CSO Ada), ardından 28 Ekim'de İstanbul'da Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder'in adını taşıyan Atatürk Kültür Merkezi'nde seslendireceği bu muhteşem konseri kaçırmayın.
Tekfen Vakfı'nın desteği ile yazar Mehmet Altun devlet ve özel arşivlerinde, sahaflarda yaptığı araştırmalar sonucunda, 1921 yılında Maarif Vekaletince açılan İstiklal Marşı yarışmasına katılan 100'den fazla olduğu bilinen eserlerden 11 tanesinin orijinal notalarına ulaşıyor. Cumhuriyetimizin 100. yılında daimi şef Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni, koro, saz heyeti, solistler ile bu ilginç ve pek de bilinmeyen hikayeyi canlandıracak anlatıcılar eşliğinde, önce 25 Ekim'de Cumhuriyetimizin kalbi olan Ankara'da (CSO Ada), ardından 28 Ekim'de İstanbul'da Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder'in adını taşıyan Atatürk Kültür Merkezi'nde seslendirecek. Milli Marş'ın öyküsünü Afife Jale Ödülü adayı tiyatro yönetmeni Yiğit Sertdemir sahneye uyarlarken, Meclis'teki hararetli tartışmaları, Tunalı Hilmi ya da Garp Ordusu Erkan-ı Harbiyesi Komutanı İsmet (İnönü) Bey'in sözlerini ise sevilen tiyatrocularımız Ceyda Düvenci, Mert Fırat ve Yiğit Sertdemir canlandıracak. Ses sanatçıları olarak şef Masis Aram Gözbek yönetiminde MAGMA Filarmoni Korosu ve Ankara Operası solist sanatçısı tenor Faik Mansuroğlu'nun yanı sıra, saz heyetini oluşturacak ülkemiz önde gelen saz ustaları Göksel Baktagir (kanun), Yurdal Tokcan (ud) ile Ercan Irmak (ney)'ın eşlik edeceği Sumru Ağıryürüyen sahnede olacak.
Mehmet Altun (Araştırmacı-Yazar)
Yarışmada 100 besteden 55'i değerlendirilmiş
- Nasıl bir araştırma yürüttünüz 11 esere ulaşmak için? Detaylarıyla bu süreci anlatır mısınız?
- Beste yarışmasına katılan marşlardan birkaçı bazı yerlerde yayımlanmıştı. Bazılarını da devlet arşivlerinden bulduk. Esas peşine düştüğümüz şey, gelen tüm eserlerin içine konulduğu belirtilen ve envanterlere girmiş olan torbaydı. O torbayı, savaş koşullarında nedendir bilinmez, Kızılay'ın, yani Hilal-i Ahmer'in deposuna kaldırmışlar. Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra, Milli Marş bestesinin belirlenmesi için bir komisyon teşkil edildiğinde, bir süreliğine bu torbayı da bulamamışlar. Bu yönde çeşitli kurumlar arasında yazışmalar var. Neyse ki bir süre sonra bir müjdeli haber geliyor, "Bulduk, bulduk" şeklinde. 100 civarında beste gelmesine karşın bunlardan sadece 55'i değerlendirmeye tabi tutulmuş.
Bu notalardan 11'inin orijinal notalarını devlet arşivlerinden, özel arşivlerden ve sahaflardan bulduk. Kazım Karabekir Paşa'nın da yine aynı dönemde, ancak yarışma dışı bestelediği ve güftesi de kendisine ait bir İstiklal Marşı bestesi var. Onu da 12'inci marş olarak konsere dahil ettik. İlk kez 2008'de gerçekleştirdiğimiz bu çalışmanın duyulmasıyla, haberi okuyan bir kişinin dedesinin de o yarışmaya katıldığını öğrendik. Ayrıca Konyalı bir araştırmacının kendi çabalarıyla bulduğu 3 beste daha gün yüzüne çıktı. Ancak bunlardan biri yırtıldığı için eksik.
- 1920 yılında yapılan yarışma hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç beste katılmış, hangi besteciler gibi...
- Mehmet Akif'in güftesi üzerine beste yarışması açma kararı alınınca telgraflar gönderiliyor dört bir yana. Kayıtlarda, beste için 100'den fazla beste geldiği yazıyor. Bunlar tabii çok basit, tek sesli notalar. Çoğu sadece bir melodiden ibaret aslına bakarsınız. Orkestra için düzenlenmemiş. Yarışmaya katılanların bir kısmı dönemin ünlü bestekârları. Ama önemli bir kısmı da ülkenin farklı köşelerindeki müzik öğretenleri ve amatör müzisyenler. Hatta aralarında, o sırada Prag Konservatuvarı'nda okuyan bir Türk öğrenci de var. Ancak o sırada Ankara'da bu besteleri yorumlayacak, değerlendirecek, "Bu uygundur veya değildir" diyecek müzik uzmanları yok. Ankara'daki eğitimli insanların hemen hepsi ya asker, ya memur ya da milletvekili. "Notaları İstanbul'a gönderelim, oradaki Musiki Cemiyeti değerlendirsin" fikri de, "Biz herhangi bir konuda İstanbul'a tabi değiliz!" denilerek Meclis'te reddediliyor.
Yiğit Sertdemir (Yönetmen-Anlatıcı)
120 kişilik bir ekibiz
- Bir de işin teatral kısmı var. İzleyicileri nasıl bir gösteri- konser bekliyor?
- Konserde 120'den fazla kişiden oluşan bir ekiple sahnede olacağız. Tekfen Filarmoni'nin yanı sıra Masis Aram Gözbek yönetimindeki MAGMA Filarmoni Korosu, orkesrtra ile sıkça çalan geleneksel saz solistleri Göksel Baktagir (kanun), Yurdal Tokcan (ud), Ercan Irmak (ney), şan solistleri Sumru Ağıryürüyen (mezzo soprano) ve Faik Mansuroğlu (Tenor) ile birlikte eserleri icra edecekler.
Ancak Milli Marş'ın bilinmeyen hikayesini, sadece notalarla değil hem bilgi dolu hem de herkesi 100 yıl öncesine götüren bir anlatımla da seyirciye taşıyacağız. Dönemin atmosferini seyirciye daha iyi hissettirmek amacıyla eserler arası geçişlerde, anlatım, canlandırma ve anekdotlara Ceyda Düvenci, Mert Fırat ile birlikte hayat vereceğiz.
Masis Aram Gözbek (MAGMA Filarmoni Korosu Şefi
En coşkulu şekilde yansıtacağız
- MAGMA Korosu olarak seslendireceğiniz marşlar hakkındaki müzikal ve duygu anlamında neler söylersiniz?
- Bu eşsiz bestelerin her birinde gerek hâlen Kurtuluş Savaşı'nda mücadele eden yorgun bir milletin gururunu, gerekse umudu, tazeliği ve adeta yeniden doğuşu hissediyoruz. Genç, yaşlı, kadın, erkek ayrımı olmaksızın bu topraklar için yapılan büyük fedakarlıkları görüyoruz.
Bizler de MAGMA Filarmoni Korosu olarak bu marşların her birinde sergilenen, ortak bir değerde, ortak bir hedefte buluşma sürecini ve çabasını önce içimizde hissediyor, ardından da dinleyicilere en coşkulu şekilde yansıtmaya çalışıyoruz.
Aziz Shokhakimov (Tekfen Filarmoni Daimi Şefi ve Sanat Direktörü)
Çalışmaya 2008'de başladık
- Eserlerin sahneye uyarlanması nasıl oldu?
- 2008 yılında Tekfen Filarmoni, Türk bestecilerine ortaya çıkarılan ve milli marş yarışmasına katılmış 11 eser için "Aranjmanını yapar mısınız?" diye mesaj gönderiyor. Ne mutlu ki bir saat içerisinde hepsi geri dönerek olumlu yanıt veriyor. Notaların orkestra aranjmanları, projenin sanat danışmanı ve aynı zamanda düzenlemeleri yapalardan biri olan Prof. Dr. Hasan Uçarsu önderliğinde çağdaş Türk müziğini başarıyla temsil eden kompozitörleri tarafından özüne sadık kalınarak hazırlanıyor.
Tarihin tozlu sayfalarından çıkıp merhum Nevit Kodallı, Murat Kodallı, Hasan Uçarsu, Çetin Işıközlü, Emre Aracı, Hüseyin Sermet, Betin Güneş, Turgay Erdener, Özkan Manav, Ayşe Önder, Ertuğ Korkmaz'ın yaptığı aranjmanlarla tekrar hayat bulan bu marşların kimisi koro olarak seslendiriliyor, kimi eser şancılarla icra ediliyor. Eserlerden biri solo piyano olarak, iki tanesi ise saz solistleri eşliğinde musiki gibi yorumlanıyor.