Neydi The Beatles'ı sıradışı yapan, nesilleri buluşturan ortak paydada olmalarını sağlayan? Basit akorla, sololarla çok iyi müzik yapmakla kalmayıp dinleyicide "Bunu ben de çalarım" hissini oluşturdular.
John Lennon, Paul McCartney, George Harrison ve Ringo Starr; pek çok insana müziği başlaması için ilham verdiler. Ancak The Beatles'ı; çağının ötesine taşıyan şey, yaptıkları müzikle insanların kalbine değil ruhlarına seslenmesi. Bunun yaşarken farkında olan Paul McCartney de dünyayı sarstıkları, gittikleri her yerde büyük ilgi gördükleri 'an'ları kayda almak istiyor. Zamanı durdurmak bir nevi:
"Hiç geçmişinizden, hayatınızın özel bir zamanından uzun süredir unutulmuş anıları geri getiren bir hatırayı yeniden keşfettiniz mi? Kişisel bir kalıntıyı veya aile hazinesini yeniden keşfeden herkes, anında hatıralarla ve duygularla dolup taşar. Bunlar daha sonra puslu zamana gömülmüş çağrışımları tetikler. Tümü üç aylık yoğun bir seyahat sürecinden geçen fotoğrafları görme deneyimim, işte tam olarak buydu."
Paul McCartney; gezegendeki en ünlü insanlar haline geldiği 1963 ve 1964'te çekilmiş, kendi fotoğraflarından oluşan hazineyi işte böyle duyurdu. 275 fotoğraf, 1964: Eyes of the Storm (Fırtınanın Gözünden) ismiyle kamuoyuna sunuldu. The Beatles'ın Londra, Liverpool ve Paris seyahatlerinde çekilen fotoğraflarla New York, Washington ve Miami seyahatlerinden görüntüler var.
Elbette bu dünyadan göçen grup üyeleri John Lennon (1980) ve George Harrison (2001) ile hayatta olan Ringo Starr'ın daha önce görülmemiş portreleri de yer alıyor. Tabii ki bu muhteşem arşivi önce sergi sonra kitap haline getirerek tüm dünyanın erişimine açan Paul McCartney ve eşi Linda'nın da fotoğrafları var.
ÇOK HİKAYE VE ÖZEL ANLAR VAR
Hislerini şöyle anlatıyor Paul McCartney: "Bu fotoğraflara şimdi, çekildiklerinden onlarca yıl sonra baktığımda, onlarda bir tür masumiyet olduğunu görüyorum. O zaman bizim için her şey yeniydi. Ama bugün onları farklı şekilde ele almayacağımı düşünüyorum. Bu kadar çok hikaye, özel anılar... Hepsini sevmemin ve hayal gücümü her zaman ateşleyeceklerini bilmemin birçok nedeninden biri de bu."
BAŞÖRTÜLÜ KIZ SIRA DIŞIYDI
Paul McCartney: "Fotoğraf olarak çok beğendiğim Washington'da başörtülü bir kız var. Sanırım bu başka bir fotoğrafçı tarafından çekilmiş olsaydı, yine de bunun iyi bir fotoğraf olduğunu düşünürdüm. Bir soğukkanlılık var: Yani, başörtüsü var, harika görünüyor ama bizi gözlemlerken ifadesinde de bir soğukluk var. Gerçekten oldukça sıra dışı."
LİNDA VE STELLA'NIN HİKAYESİ BAMBAŞKA
Sergide yer alan bazı fotoğraflarda Linda McCartney imzası bulunuyor. Başarılı bir İngiliz fotoğrafçı olan Amerikalı sanatçı, New York'ta, küçük yaşlardan itibaren sanat sevgisini aşılayan bir ailede dünyaya geldi. Babası, Willem de Kooning ve Mark Rothko gibi ünlü çağdaş sanatçıları temsil eden bir eğlence avukatıydı. Sanata olan bu merak ve takdir ile çağdaş eğilimler ve güzel sanatlar teknikleri konusundaki farkındalık, Amerikalı sanatçıya üniversitede güzel sanatlar ve sanat tarihi eğitimi almaya ve daha sonra bir fotoğrafçı olarak kariyer yapmaya ilham verdi. Rock and roll konusunda hevesli ve bilgiliydi, The Beatles'ın ikonik görüntülerini fotoğrafladı.
Bu olay, McCartney için birden fazla şekilde hayatını değiştirdi. İki yıl sonra, Linda ve Paul McCartney evlendi. Dört küçük çocukla, şöhretin baskısından kaçmak için İskoçya'daki bir çiftlik evinde yaşadılar. 56 yaşında meme kanserinden trajik ölümüne kadar çok çeşitli sanatsal arayışlarda başarılı oldu. Amerikalı sanatçı, hayatı boyunca kamerasının merceğinden gördüğü her şeyi belgelerken, "İyi bir fotoğraf; tepki vermenizi, durmanızı, bakmanızı ve gerçekten düşünmenizi sağlayacak bir şeydir" diyordu. Paul ve Linda McCartney'nin kızları Stella McCartney de ünlü markamların peşinde koştuğu ünlü bir modacı olarak hayatını sürdürüyor.