PROF. DR. NİHAT HATİPOĞLU: KESTİĞİMİZ KURBANA SAYGI DUYMALI, ONA LAYIK OLMALIYIZ
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, kurban bağışı uygulamasının dinen nasıl olması gerektiğini, kurban kesmek ve kurban bağışlamak arasında bir fark olup olmadığını anlattı...
- Modern şehir hayatında kolaylıklar arıyor insanlar. Kurban bağışı, yani vekaletle kurban parasını bağışlamak çok yaygın. İbadetin iç manası anlamında kurban bağışı ve kurban kesmek tabiri aynı mı? Bu yolla da ibadet hasıl oluyor mu?
- Kurban, İslam hukukçuları arasında bağlayıcılığı itibari ile vacip veya sünnet olarak görülmüştür. Hanefiler kurbanı vacip olarak kabul ediyorlar. Diğer üç mezhepte ise güçlü bir şekilde sünnet olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle de kurban bayramımızın bir parçasıdır kurban ibadeti. Burada kurbandan maksat, Allah rızasını kazanmak niyetiyle garibanlara fakirlere mazlumlara ulaşabilmek, onların bazı ihtiyaçlarını giderebilmektir. Bu nedenle de kurban ayrı bir görev sadaka ayrı bir görev. Bir birinden ayırmak gerekir. İmkanı gücü olan bir Müslüman'ın kurban bayramında kurban kesmesi bir vaciptir, görevdir. Bunu bazı kesimlerin kurban kesimine şiddet, vahşet gibi saygısızca ifadelerini görebiliyoruz. Yani hayvanları koruma anlamında... Halbuki dünyada günde yüzbinlerce hayvan kesiliyor. Önemli olan bu hayvanları sıkıntıya sokmadan, eziyet etmeden kesmek. Bu işi bilenlerin en az acı verecek şekilde bu işi bitirmesi gerekiyor. Yoksa bu kurban düşmanlığını anlamak mümküm değil. Bunu söyleyenlerin çoğunun da etten vazgeçmediklerini biliyoruz zaten.
- Hocam bunu söyleyen kesim en lüks 'steak house'lardan çıkmayan kesim zaten...
- Aynen öyle. Cenab-ı Allah bu hayvanların bir kısmını yememiz için yarattı. Onların ne olduğunu biliyorsunuz. Sığır, manda, deve, koyun ve keçi türünden hayvanlar kurban olabiliyor. Bir insan diyebilir ki, şehir içindeyim kurban bayramında gidip kurbanı takip edemiyorum, dağıtma işini yapamıyorum bu nedenle herhangi bir kuruma ben bu kurbanı bağışlayabilir miyim diye sorabilir. Kurban niyetiyle kurbanı bağışlayabilir. Kurbanın bedelini daha doğrusu bağışlayabilir. Orada muhatap olduğu kişilerce, bu mesela Ahmet'in kurbandır diye ifadede bulunur sizi vekil tayin ediyorum der . Ve o kurumun mesela, Diyanet'in veya Mehmetçik Vakfı'nın, veya başka bir güvenilir bir kurumdan bir isim de olabilir. Mesela Ahmet'i bu konuda vekil tayin ederler. Kurbanını onlara gönderir, onun yerine keser dağıtırlar. Bu olabilir.
- Hocam ama vekalet kısmını iyi takip etmemiz gerekiyor değil mi?
- Güvenilir bir yer olduktan sonra, bilgi verdikten sonra vekaletle olur. Tabii güvenilir bir yerlere kurban kestirilirse video ile bu işi yaptıklarını gösteriyorlar. Biz bu videoda illaki kan görmek zorunda değiliz. Güvenilir bir yer olduktan sonra kurban adınıza kesilmiştir diye bir ifade olursa yeterli olmuş olur.
- O zaman vekil tayin ederek kurban bağışlamakla kurban ibadetini yerine getirmiş oluyor muyuz?
- Tabii, kurban parasını kurban kesilecek yere bağışlamak uygundur. Ama yanlış anlaşılmasın. Kurban kesmeyip kurban kadar parayı mesela kişinin ilacını almaya veya ne bileyim kirasını, elektriğini ödemeye bağışlayabilir. Ama bu kurban olmaz, hayır hasenat olur.
- Hocam şimdi diyoruz ya kurban kesmek veya kestirmek yani bağışta bulunmak. Burada bu kesmemizin yani ibadetimizin başka bir iç manası da yok mu? O zaman kendimizden bağışlıyor, kendi nefsimizi kurban etmiyor muyuz bir anlamda?
- Tek kitabı olmayan eski pagan dinlerinde totemlere, tapındıkları şeylere insan adarlardı. Bu ilahi olan hiçbir dinde söz konusu değil. Hz İbrahim olayında çarpıcı olan analiz şudur. Allah insan kurban etme olayının nasıl feci bir günah olduğunu ifade etmek için Hz. İsmail olayını bizlere örnek veriyor. Hz. İbrahim ile Hz. İsmail Allah'ın emrini yerine getireceklerden yüce Allah bir koç göndermek suretiyle insan insan kurban etmenin yanlış olduğunu, onun yerine kurban (hayvan) adayarak ibaret etmelerini gerektiğini öğretiyor. Tüm dinlerin ortak ritüellerinde, adetlerinde görevlerinden biridir kurban kesmek. Böylece koç feda ederek bu kötü ve adeti hunharca insan katledmeyi ortadan kaldırdı. Tabii kurban keserken kişinin öncelikle kesmiş olduğu kurbana saygı duyması gerekir. Kestiği kurbana layık olması gerekir. Kurban kesiyorsunuz siz, et dağıtmıyorsunuz aslında. İkramda bulunuyorsunuz. Kurban bayramı et bayramı değil. Kurban bayramı Allah'a yakınlık bayramıdır. Günahlardan vazgeçmektır. Tövbe istiğfardır. Kişinin kendi kendisinin iman yönünü gözden geçirmesidir. Hasetten, iftiradan çekememezlikten sakınmasıdır, sakındırmaya gayret etmesidir. Bütün bunlar kurbanın içerisinde. Kurban kelimesinin anlamı yakınlaşmak demektir. Allah'a ancak bu durumda yakınlaşılır. Güçlü bir ahlak ile yakınlaşılır. Kurban ibadeti ise bunun bir parçasıdır.
- Bir yandan günlük şehir yaşamı şartları bizi galiba kurban bağış yapmaya itiyor. Baktığımızda bugünün yaşam ve yerleşim şartlarında, insan muhtaç olan kişiyi bile bulmakta zorlanıyorlar. Bu anlamda bağışa yönleniyorlar...
- Bazı yerleşim yerlerinde belediyeler bu konuda çok modern yapıya kavuşmuş durumdalar kurbanlıklar için belli yerler tespit ediyorlar. Önemli olan kurbanı kesecek kişinin niteliği, bu işi biliyor olmalıdır. Kurban deneme tahtası değil, bu işin ustasının kesmesi gerekiyor. Eli yatkın olanın kesmesi gerekiyor. Kadın da kesebilir, yeter ki bu iş i bilmiş olsun. Biz burada yönlendirici olmak istemeyiz. Bulunduğu bölgede kurbanı kestiğinde dağıtabileceği şartlarını yerine getiren birisini bulamaz ise bu durumda, tabii ki bağışı tercih edebilir. Kurban kesilmek üzere bağışlayabilir. Bunda dini açıdan bir sakınca yok ama bulunduğu bölge müsaitse dağıtılmaya öyle diyelim bu durumda kurbanını kesip eliyle dağıtması daha uygun olur.
KURBAN PARASIYLA MADDİ YARDIM YAPMAK KURBAN YERİNE GEÇMEZ!
- Bir de kurban kesmeyip, "Ben ihtiyacı olanlar maddi yardım yapsam olmaz mı?" diyenler var. Bu konuda neler söylersiniz?
- "Hocam ben kurbanın vacipliğine, kurban bayramında kurban eti ile Müslümanlara, fakirlere, komşulara ikram edilmesine karşı değilim. Temelde bu işe kesinlikle karşı değilim, dinin bu konudaki yönlendirmesine de karşı değilim fakat kurban kesmek yerine fakirlere, hastane de yatan hastalara yardım etmek istiyorum. Paramı sadaka niyetiyle dağıtıyorum bu olur mu dinen?" diyen olursa ona cevabımız şudur. Kurban kesmiş olmazsınız, kurban görevini yerine getirmiş olmazsınız ama tabii ayrı bir hayır ve hasenatta bulunmuş olurusunuz. Ama kurban görevi yerine gelmiş olmaz.
DİYANET'E BAĞIŞLANAN KURBANLAR BU YIL DEPREM BÖLGESİNE GİDİYOR
Büyük deprem afeti sebebiyle, bu yıl kurban yardımları konusunda deprem bölgesine ve yurt içine öncelik vereceklerini aktaran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, şöyle devam ediyor: "Depremzede kardeşlerimizin acılarını hafifletip bayram sevinçlerini çoğaltmanın gayreti içerisinde olacağız inşallah. Yaşanan afet sürecinde aziz milletimiz, inancına ve asaletine yakışır şekilde depremzede kardeşlerinin yardımına koştu. Daha önce de ifade ettiğim gibi bu yardımlarımız tüm yaralar sarılıncaya, tüm ihtiyaçlar giderilinceye kadar devam edecektir inşallah. Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve Türkiye Diyanet Vakfımızın yardımları, destekleri, tek bir mağdur kardeşimiz kalmayıncaya kadar devam edecektir. Kurban ibadetini bu anlamda büyük bir nimet ve önemli bir vesile olarak görüyoruz. Bu büyük ibadeti yaralarımızı sarmaya, kardeşliğimizi daha da pekiştirmeye vesile kılacağız inşallah. Bununla birlikte ülkemizin diğer bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerine ve 49 ülkedeki mazlum, mağdur ve muhtaçlara da milletimizin iyilik elini uzatmaya devam edeceğiz."
İKİ TÜRLÜ KURBAN VAR!
"İki türlü kurban var. Biri Hac'da kesilen kurbandır. Hac görevinin gereği olarak. Bir de bizim hepimizin, evlerimizde imkan bulanların kestiği kurban vardır ki işte o vacip veya sünnetir. Bunları elimizden geldiği kadarıyla yapmamız gerekiyor. Burada garibanları doyurmak, yakınlık kurmak söz konusu. Ve kişinin kendi benliğinde beşeri zafiyetlerden, insanı dürtülerden sakınması gerekiyor. Onun için kurban olayı basit bir hadise değildir. Kurban etini dağıtma olayı değildir. O yüzden Ayet-i kerimede diyor ki: "Allah'a kestiğiniz kurbanlarınızın eti veya kanı ulaşmaz. Ancak takvanız ulaşır."
PROF. DR. EKREM DEMİRLİ: RAMAZAN ŞEKER, KURBAN DA ET BAYRAMI DEĞİLDİR!
Türkiye'de tasavvuf kültürü denilince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Ekrem Demirli, kurban ibadetinin derin manasını, niçin kurban kestiğimizi, kurban ve hac arasındaki ilişkiyi anlattı...
Elbette ki kurbanın kesilmesi gerekir, kurbanı bizzat kesmek gerekmez ancak yanında nezaret etmek kesilen hayvana bakarak hayatı, ölümü bir an olsun düşünmek gerekir. Kurban bir ibadettir ve kemal meselesi hayvanın kanın akıtılmasıdır. İslam geleneğinde kurban, öteki dinlerdeki merkezi anlamını kısmen yitirmiş, özellikle fıkıh yorumunda olmak üzere daha sınırlı bir yer tutmuş olsa bile kurban bütün ibadetlerin ana fikrini temsil eder. Bu itibarla kurban ibadetinin anlamını biraz düşünerek imkanı olanların kurban kesmesi olmayanların ise en azından kurbanın anlamını düşünmekle bu ibadete iştirak etmesi gerekir. Bence kurbanın bir zengin ibadeti olarak düşünmek büyük bir hatadır. Kurban bir fedakarlık ve feragat ibadetidir ve herkes bu ibadete doğrudan veya dolaylı iştirak eder. Bilhassa yoksul insanların kurbanın etlerinden istifade eden kimseler olarak düşünülmesi büyük bir yanlıştır. Bu ibadete bütün Müslümanların birlikte iştirak etmeleri gerekir. Meselenin bu kısmının günümüzde ihmal edildiğini düşünüyorum.
BU BİR FERAGAT EYLEMİDİR
Böyle bir ibadet zaman ve şartlara göre değişmemelidir. Şehirleşmenin olması bu ibadeti yapılamaz hale getirmemiştir, şehirler bunun için organize olmuşlardır, herkes kurban kesebilme imkanı ve zemini bulabilmektedir. Kanaatimce birinci kurbanı mutlaka bireylerin görebilecekleri şekilde kesilmelidir, fakat imkanı olanlar başka insanlar için ikinci bir kurban kesebilirler, onu da ya kendi ülkelerinde veya başka ülkelere göndermek yoluyla yaparlar. Fakat kurbanı bir yardımlaşma ibadeti olarak düşünmek ibadeti hiç anlamamaktır. Kurban bir feragat eylemidir ve Allah'ın karşısında ölüm ve hayat arasında varlığı düşünmektir.
KURBANDA KESTİĞİMİZ ARZULARIMIZ VE HIRSLARIMIZDIR
"Kurbanın bağışı diye bir şey olmaz, kurban etinin veya derisinin bağışlanması olabilir. Bunlar ise doğrudan kurban değil, kurbanın ürünleridir. Kurban üzerinde düşünmek gerekir, ürünleri ile kurbanı karıştırmak ibadeti ihmal etmek demektir. Kurban üzerinde bu bakımdan ortaya çıkartılan tartışmalar anlamsız. Kurban bağış değil midir diyorsunuz, değildir demeliyiz. Kurbanı et üzerinden düşünmek kurbanı hiç anlamamaktır... Kurbanın Müslüman toplumlarda özellikle de seküler kesimlerde iyi değerlendirilemeyişinin nedeni hac ile bağlantısının unutulmasıdır. Kurban ihramdan çıkmak için gerekli olan bir ibadettir. Fakat hac etmeyenler de uzaktan yakından haccı anlamak üzere, haccın anlamına iştirak etmek üzere kurbana katılırlar. Dolayısıyla kurbanı düşünmek gerekir, etlere odaklanmak kurbanı ıskalamak demektir. Bir bayram et konuşmayı bırakarak kurbanı tefekkür etmekte fayda var."
SADECE YARDIMLAŞMA İBADETİ DEĞİLDİR!
"İbadetlerin gerçek anlamlarını anlamayınca işin sosyal veya psikolojik yönleri öne çıkartılıyor, bu nedenle bütün ibadetler yardımlaşma faaliyeti gibi görünüyor. İslam'da yardımlaşmanın kendisi de bağımsız bir ibadettir, bununla ilgili birçok konu vardır. Fakat bunu bütün ibadetlere teşmil ederek öteki ibadetleri de yardımlaşmaya irca etmek doğru değil."
"Müslümanlık bütün insanlarla bir şekilde ilgili olmayı iktiza ediyor. Bu nedenle her Müslüman az çok evrensel bir bakış açısına sahiptir. Gitmediği, yetmediği durumlarda gönlüyle katılmak ister, kalbiyle dua ederek orada bir şekilde bulunur. İslam'ın iktiza ettiği bir şeydir bu. Birçok hadiste birçok ayette öteki insanla kardeşlik ilişkisi kurulması talep edilir. İslam pasif ve edilgen bir ahlak üzere kurulu olmamıştır. Sana yapılmasını istemediğin kötülüğü başkasına yapma demez; sana yapılması istediğin iyiliği başkasına yap der. Böylece İslam bir adım öne çıkarak yapma ahlakı üzerinde durur. Fakat bu durum insanın bir özne olarak yüceltilmesi değil, Allah'ın mutlak fiiline hizmet amacıyla yapılır."
BU BİR ET BAYRAMI DEĞİLDİR
"Zaman ve mekan şartları bazen etkili olur ve hükümleri bir ölçüde değiştirebilir fakat kurban için böyle bir durum gerekmez. Her durumda kurban bir şekilde icra edilebilir, bunda bir sorun yoktur. Kurbanın tefekkür kısmı üzerinde ülkemizde daha fazla durulması ve özellikle genç nesillere kurbanın bir et bayramı olmadığını hatırlatmak, yeni açıklama tarzlarıyla bunu öğretmek gerekiyor. Ramazan ayı seker bayramı olmadığı gibi kurban bayramı da et bayramı değildir. Bu nedenle bayramlaşmanın tatil, sosyalleşme imkanı olması bir sonuçtur, amaç değildir. Kurban bir metafizik hadisedir. Büyük bir metafizik olaya bütün Müslümanların katılmasıdır. Bu bakımdan işin bu kısmının genç nesillere anlatılması gerekiyor. Aksi halde bir takım moda akımların etkisiyle İslam'ın temel bir ibadetinin bir hayvan katliamı gibi görülme ihtimali ortaya çıkar. Kurban, hayatı anlamak için ölümle hayata bakmamız gereken bir ibadettir. Bunu hiç unutmamak lazımdır. Kestiğimiz arzularımızdır, kestiğimiz hırslarımız, kestiğimiz yalanlarımız, boş vehimlerimizdir, boş kuruntularımızdır. Bunların hepsine birden hayvani arzular deniliyor. Bunu kesiyoruz, bunu kurban ediyoruz. Kurbandan sonra insanın kendi huylarına öteki insanlara hayata ve Allah'a karşı durumuna bakması gerekir. Bir değişim olmuş mudur olmamış mıdır? Kurbanın anlaşılma ölçütü biraz bununla ilgilidir."
VEKALET YOLUYLA KESİLEBİLİR
"Kurban bağışı diye bir şey yok, sizin adınıza bir yerde kesiliyor. Buna vekalet yoluyla kesmek kestirmek deniliyor. Kurban bağışlanmaz, Bu soru yine etlerle kurbanı karıştırmak anlamına gelebilir. Bu nedenle en azından bu ayrıma dikkat çekmeliyiz. Bağışlanan kurban değildir, kurbanın ürünleridir. Allah 'Kestiğiniz etler Allah'a gitmez' der. Böylece etler ile kurban arasında açık bir ayrım koyarak dikkatimizi kurbanın metafizik anlamına çeker." Bunun üzerinde odaklanmak lazımdır.