14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iddialı isimleri listesine taşıdı. Bunlardan biri de İstanbul ikinci bölge 9. sıra milletvekili adayı Sevan Sıvacıoğlu. AK Parti'de Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeliği de yapmış olan Ermeni cemaatine mensup Sevan Sıvacıoğlu, Meclis'e girebilecek, tüm azınlıkları temsil eden tek aday. Çünkü diğer partilerden gösterilen azınlık temsilcisi adaylar, seçilebilecek sırada değiller.
Biz de aynı zamanda başarılı bir hekim, ortopedik cerrah olan Dr. Sevan Sıvacıoğlu ile Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi'nde bir araya geldik. Ameliyattan çıkıp yanımıza gelen Sıvacıoğlu ile ülkemizdeki azınlıklara dair tüm detayları konuştuk. Kurtuluş'ta doğup büyüyen, bir İstanbul aşığı olan Sevan Sıvacıoğlu, temsil ettiği bölgenin tüm sorun ve ihtiyaçlarına hakim. İstanbul'daki tüm azınlık temsilcileri ile iletişimini sorunsuz devam ettiriyor. Öyle ki, "Sevan Bey size nasıl yardımcı olabiliriz, birlikte çalışalım. Biz her zaman size destek vereceğiz" diyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınında bulunan, gezilerinde sık sık yanında olan Sıvacıoğlu, "Cumhurbaşkanımız Kasımpaşalı. Yani tüm azınlıkların komşusu. Sosyal hayatta birlikte büyüdükleri için azınlıklarının sorunlarını da kültürlerini de yakından biliyor. Bugüne kadar yaptıkları bizim için sadece hayaldi ama gerçek oldu. Tüm azınlıklar ondan çok memnun" diyor. Sıvacıoğlu babasıyla olan bir anısını da gözleri dolarak anlattı: "Ben MYKY üyesiyken Sayın Cumhurbaşkanımızın bir iftar yemeğine davetliydim. Davete gitmeden önce babama uğradım. 'Hayırdır Sevan, nereye gidiyorsun?' dedi. 'Ankara'ya gidiyorum, Sayın Cumhurbaşkanımız iftara davet etti. Çankaya Köşkü'nde bir iftara katılacağım' diye karşılık verdim. Babam duraksadı, hüzünlendi ve 'Bizi eskiden böyle yerlere çağırmazlardı' dedi."
-
Öncelikle, azınlıkları temsilen seçim listelerinde yer alan bir isimsiniz. İstanbul'dan seçilecek birinci sıradan adaylığınız bulunuyor. Bu durum, hem AK Parti'nin hem de Cumhurbaşkanımızın tüm azınlıklara verdiği önemi de bir kez daha bizlere gösterdi. Bunun sizin için anlam ve önemi nedir?
- Bu, AK Parti'nin ne kadar
evrensel değerlere sahip bir parti
olduğunun da kanıtı. Bu nedenle,
ülkemizden azınlıklara mensup
bir adayın seçim listelerinde
yer alması, Türkiye'deki azınlık
gruplarının siyasi temsilinin
artırılması açısından büyük
bir adımdır.
- Azınlıklardan sizin aday gösterilmenizin cemaatlerde nasıl bir yansıması oldu?
- Bütün cemaatlerin
adına gelinen süreçte
benim MKYK üyeliğimin
arkasından da takdir edilen
milletvekilliği adaylığımla
güzel bir sürece doğru
gidiyoruz. Ben Ermeni asıllı
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.
Meclis'te azınlıklar adına
yer almamın dünyaya da bir mesaj
vereceğini düşünüyorum. Sonuçta
bizler Türkiye dışındaki ülkelerde
yakınları, akrabaları,
arkadaşları
olan insanlarız.
Cemaatimize ait
insanlar yurt dışında
da yaşıyorlar ve
onlarla görüştüğümüzde,
konuştuğumuzda
bizlere
sürekli 'Nasılsınız,
iyi misiniz? Durumlar
nasıl?' diye
soruyorlar. Aslında
bizleri bu sorular
rahatsız ediyor.
Bizler gerçekten buna tek cümleyle
cevap veriyoruz. 'Hiçbir sorunumuz
yok!' Benim adaylık sürecimle
birlikte azınlıklar içerinde
büyük bir sevinç yaşandı. Çünkü
ben içlerinden biriyim.
- İstanbul'da azınlıkların yoğun yaşadığı Kurtuluş semtinin çocuğusunuz. Sayın Cumhurbaşkanımız da hemen komşu semt Kasımpaşa'da doğmuş biri. Bu yakınlığın size nasıl bir katkısı oldu?
- Buralar birbiriyle bağlantılı
semtler. Bir gün Sayın Cumhurbaşkanımız
dedi ki: "Biz oranın
(Kurtuluş) bütün sokaklarını,
mahallelerini, her yerini çok iyi
biliriz". Semtimiz içimize işlemiş.
Annem babam halen Kurtuluş'ta
Savaş Sokak'ta yaşıyorlar. Çocukluğumuzun
geçtiği, sokaklarında
top oynadığımız semtimiz. İnsan
dünyanın neresine giderse gitsin,
sokağını özlüyor. Avrupa'ya, Amerika'ya
gitsek de geri mahalleme
geliyorum. O mahalleden geçmenin
ne demek olduğunu ancak
bunu yaşayan insanlar anlar. Belki
de Anadolu'nun, Türkiye'nin bir
özelliği bu. Bir yabancı için veya
başka birisi için bir şey ifade etmez
ama bizler mahallemizi, mahalle
kültürünü severiz.
- Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile de komşu sayılırsınız?
- Cumhurbaşkanımızın yeşil
sahalardan siyasetin zirvesine
ulaşan bir hayatı var. Kasımpaşa
da başlangıç noktası. Bizler komşu
semt Kurtuluş'un çocuklarıyız. Bizim
semtlerimiz bütün toplumun
din, dil, ırk fark etmeden hepsinin bir arada bulunduğu Türkiye mozaiğinin olduğu bir yer. Sayın Cumhurbaşkanımızın azınlıklarla teması, sevgisi orada başladı. Bu sevgi Cumhurbaşkanlığına kadar devam etti. Kaldı ki o sevgiyi bugüne kadar getirdi. Bunun bir göstergesi de, benim adaylık sürecim. Benim Ermeni asıllı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak İstanbul'dan milletvekili adayı olarak gösterilmem ve bir araya geldiğimizde bana Kurtuluş'u sorması bu sevginin bir tezahürü değil mi sizce?
- Seçimlerde belki de azınlıklardan Meclis'e gidecek tek aday sizsiniz. Bu anlamda cemaatinize ve azınlıkların tümüne bir mesajınız var mı?
- Bu soruya çok kısa bir cevap vermek istiyorum. Sevgili cemaatimin üyeleri, sevgili azınlık cemaatlerinin değerli temsilcileri sizlere sadece şunu söylüyorum. Meclis'e seçilebilecek tek aday benim. Lütfen bunu bilin.
YARDIMSEVER BİR İNSANIM
- Türkiye dendiğinde ruhunuzda oluşan duygu nedir?
- Türkiye evimizdir. İnsan evinde nasıl rahat, memnun hissediyorsa ben de bu ülkede öyle hissediyorum. Bu ülkede doğdum. Babam, dedem de burada doğup büyümüş. Malatya, Arapgirliyiz. Fırıncılık, dokumacılık işiyle uğramış ve İstanbul'a göç etmişler. Babam 10 yaşında İstanbul'a gelmiş ve Gedikpaşa'ya yerleşmiş. Daha sonra Samatya, Yeşilköy olarak değişiyor. Ben hekimim. Benim işim insanlarla. Ben mesleğimi icra ederken bir azınlık olduğumu düşünmüyorum. Yardımsever bir insanım. Zor durumda olan hiç kimseye kayıtsız kalamam.
BAKANLARLA WHATSAPP ARKADAŞIYIZ!
"Cemaatteki vakıf yöneticileri, bakanlarımızla WhatsApp arkadaşı oldular. 'Sevan, sen yoğunsundur, biz bakanımıza mesaj attık. O da hemen geri döndü. Hallettik biz' diyorlar (Gülüyor). Cumhurbaşkanımızın bu konularda hassasiyeti var. Toplantılarda yakın temasla sorunlara hemen çözüm getirilmesini üzerine basa basa söylüyor. Eskiden Ankara'dan geri dönen azınlıklar şimdi bakanlarla WhatsApp arkadaşı oldu.' Dönüşüm ve iletişimin ne derece kuvvetli olduğunu buradan anlayabilirsiniz."
YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZIN TEMİNATI
- AK Parti azınlıklar için ne gibi hizmetler yaptı? Azınlıklar neden AK Parti'ye oy versinler?
- Azınlıklara ait cemaat vakıflarına taşınmaz mal iadelerini sağlayarak mülkiyet haklarını teminat altına aldık.
Azınlıklara ait gazetelerin resmi reklam yayımlayabilmelerini sağladık. Basın İlan Kurumu Genel Kurulu Kararı çerçevesinde; Lozan Antlaşması uyarınca belirlenen azınlıklara ait gazetelerin yazılı olarak başvurmaları halinde resmi reklam yayımlayabilmeleri mümkün hale geldi.
Azınlık gazetelerinin ekonomik durumunu güçlendirmeye yönelik Cumhuriyet tarihinin en önemli adımı atıldı. Nitekim yaklaşık 50 yıllık bir aradan sonra ilk kez bir Rum yayınevi faaliyete başladı. Mor Gabriel Manastırı arazisini, Deyrulumur Süryani Manastırı Vakfı'na iade ederek Süryani toplumunun mağduriyetini giderdik.
MEB tarafından Ermenice ders kitapları hazırlanarak 2010 yılından itibaren Ermeni okullarında ücretsiz dağıtmaya başladık. Sümela Manastırı, Akdamar Kilisesi, Sveti Stefan Kilisesi (Demir Kilise) ve Edirne Büyük Sinagogu gibi farklı din ve inançlara ait ibadethaneleri restore ederek kullanıma açtık.
Bizim yaptıklarımız aynı zamanda yapacaklarımızın da teminatı. Rum yayınevi faaliyetine başladı. Süryani Manastırı'nın arazisi iade edildi. Romanlara yönelik ayrımcı hükümleri kaldırdık.
AK PARTİ'DEN ÖNCE KENDİMİZİ AZINLIK HİSSEDİYORDUK
- Peki, Meclis' girdiğinizde çözmeyi düşündüğünüz sorunlar neler?
- Azınlıkların ihtiyaçları Cumhurbaşkanımız tarafından asla görmezden gelinmedi. Bizim çocukluk dönemlerimizde vakıfların yaşadığı problemler büyüklerimiz tarafından dile getiriliyordu. Örneğin bir vakıf binasının boyanması, camının değiştirilmesi için aylarca beklediklerini duydum. Asıl o zaman kendilerini azınlık olarak hissediyorlardı.
Erdoğan döneminde yapılan, malların geri iade edilmesi azınlıklar için hayal gibi bir şeydi! Okullarımızda kendi dillerimizde kitapların basılıp yayılması, Milli eğitim müdürlüğüyle okullarımızın her zaman yakın temasta olması ve sorunlarının hemen çözülmesi, kiliselerimizin tadilatları... Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kilise açıldı. Üstelik olmayan bir yerde. Yeşilköy'de yaşayan Süryani Cemaatimiz için sıfırdan bir kilise inşa edilmesine destek verildi. Cumhurbaşkanımızın Süryani Cemaati ile her buluşmasında "Ne oldu, kilise yapımını hadi hızlandırın" gibi ifadeleri de oldu. Hep yakından takip etti. Van'daki Akdamar Kilisesi'nin açılması tarihi bir olay. Bunlar bizler için çok önemli!
KİMSENİN AKLINA AZINLIK OLDUĞU GELMİYOR
- Cemaatinizin gençlerine neler söylemek istersiniz?
- Bu ülkede kendilerini azınlık hissetmesinler, azınlık değiller. Dedelerimiz Osmanlı Devleti vatandaşıydı. Mimari, inşaat, sağlık, sanat, el sanatları, ekonomi alanında çok önemli görevler almışlar. Cumhuriyet döneminde yine milletvekilleri, sanayicilerimiz oldu. Neredeyse bin yıl birlikte olmuş insanlar neden kendilerini azınlık hissetsin ki! Sadece resmi yazışmalarda geçiyor bu tabir. Ama yaşarken böyle bir durum yok. Ramazanda oruç tutan, Kurban Bayramı'nda kurban kesen Ermeniler tanırım ben. İç içe geçtik çünkü. Kimsenin aklına azınlık olduğu gelmiyor. Ama azınlıkların temsili anlamında bir görevimiz var. Bu ülkenin güzel renkleri... Tek cümle: AK Parti, ikinci bölge, 9. Sıra! (Gülüyor)
DAĞLARIN ARDINA ZİYARET
"Depremden önce Sayın Cumhurbaşkanımız ile bir Kahramanmaraş ziyaretimiz olmuştu. Dönüşte uçaklara binmek için biraz bekledik. Hava da kararmak üzereydi. 'Neden bekliyoruz' diye sordum. Yetkililerden biri, 'Şu dağların üzerindeki ışığı görüyor musunuz? İşte Cumhurbaşkanımız şu an orada' dedi. 'Neden?' diye sordum. Orada yaşlı, hasta biri varmış. Cumhurbaşkanımızın Maraş'a geldiğini duyunca kendisini görmek istediğini söylemiş. Cumhurbaşkanımız tüm işlerini erteleyip kalabalık bir insan grubuyla o kişiyi görmeye gitmiş. Bu beni çok etkiledi. Üstelik dinleyip geçmiyor, uzun süre sohbet ediyor, elini tutup derdini soruyor. Gözlerinin içine bakıyor."
BİZ BİR VE BERABERİZ
Yeprem Sıvacıoğlu (Sevan Sıvacıoğlu'nun babası) duygularını şu şekilde ifade etti: "Bugüne kadar birlikte yaşadık. Birlikte yaşamayı sürdüreceğiz. Sevan çok yufka yürekli bir insandır. Ona inanıyorlar ve seviyorlar. Umarım çıktığı bu yolda çok başarılı olacak."
KENDİMİ CUMHURBAŞKANIMIZA ÇOK YAKIN HİSSEDİYORUM
"Cumhurbaşkanımızın azınlıklarla komşuluk ilişkisi var. O Kasımpaşalı. Feriköy, Kurtuluş, Beyoğlu, Samatya hepsi birbirine çok yakın yerler. Azınlıklar, İstanbul'daki tüm kültürler burada! Ermeni, Musevi, Rum, Romanlar, Katolik Cemaati, Levantenler buradalar! Sayın Cumhurbaşkanımızın bu insanlarla samimiyeti, dostlukları var. Sosyal alanda karşılaşıyorlar. Birlikte futbol oynadıkları arkadaşları var içlerinde. Bizler hakkında bilgi sahibi, yakından tanıyor. Bizlerin dertlerini, kültürünü, günlük hayatını biliyor. Ben bu sokaklarda gezerken hep Beyefendi ile tanışmış, arkadaş, dost olan insanlarla karşılaşıyorum. Bu da beni çok etkiliyor ve Sayın Cumhurbaşkanımıza kendimi çok yakın hissediyorum."
BİZİ ESKİDEN BÖYLE YERLERE ÇAĞIRMAZLARDI OĞLUM!
- AK Parti döneminde azınlık temsilcileri Ankara'ya daha sık gitmeye başladılar. Bu nasıl yankı buluyordu cemaatlerde?
- Ben MYKY üyesiyken Sayın Cumhurbaşkanımızın bir iftar yemeğine davetliydim. Davete gitmeden önce babama uğradım. "Hayırdır Sevan, nereye gidiyorsun?" dedi. "Ankara'ya gidiyorum, Sayın Cumhurbaşkanımız iftara davet etti. Çankaya Köşkü'nde bir iftara katılacağım" diye karşılık verdim. Babam duraksadı, hüzünlendi ve "Bizi eskiden böyle yerlere çağırmazlardı" dedi. O davette Süryaniler, Ermeniler, Rumlar, Katolik Cemaatleri, tüm azınlıklar vardı. Tüm azınlıklardan büyük teveccüh görüyorum. "Sevan Bey size nasıl yardımcı olabiliriz, birlikte çalışalım. Biz her zaman size destek vereceğiz" diyorlar.
- Kendi babanızdan bahsederken sesiniz titriyor. Sizinle gurur duyuyor mu babanız?
- Duygusal bir insanım. Yardım etmeyi çok seviyorum. Babam Kapalıçarşı'da küçük bir esnaf, annem ev hanımı. Babam gurur duyuyordur benimle diye düşünüyorum. (Gözleri doluyor)
- Azınlıklar en çok nelerden şikayet edermiş eskilerde, babanız anlatır mıydı?
- Azınlıklar ile devletin bugüne kadar pek yakın teması olmamıştı. Büyüklerimiz, "Ankara'ya giderdik ama bir netice alamadan dönerdik" diyorlardı. Ancak son 20 yılda ne zaman devletin kapısı çalındıysa, tüm talepler gerçekleştirildi. Uzun zamandır vakıf seçimlerimiz yapılamıyordu. Ancak üç ay önce seçimlerin yüzde 98'i tamamlandı. Özellik İç İşleri, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne, İstanbul Avrupa- Anadolu Yakası Müdürlüklerimize başvurduğumuzda hemen 15 dakika içinde geri dönüldü. Bakanlar seviyesinde de bunu yaşadık. 85 milyonluk ülkenin çözülmesi gereken birçok problemi yanında azınlıkların sorunları asla ertelenmedi.
- Markar Eseyan hem iyi bir siyasetçi hem de iyi bir insandı. Örnek alıyor musunuz kendisini?
- Kendisini yakından tanıyordum. Saygı ve sevgi duyardık. AK Parti MKYK Üyesi, İstanbul Milletvekili olarak cemaatimizi iyi bir şekilde temsil etti. Hastalığı sırasında Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız asla kendisini yalnız bırakmadı. Rahmetli olduktan sonra da güzel insan olduğu her zaman dile getirildi. Biz de onun arkasından devam edeceğiz. Allah rahmet eylesin.
BEN TIBBI İYİ BİLİRİM
- Siz bir hekimsiniz. TBMM'yi bir bilim insanın girmesini bu ülkeye ne kazandırır?
- Ben İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Türkiye'nin merkezi bir yeridir. Diğer hastanelerde açılan bölümlerin şefleri oradan çıkar. Referans merkezidir. Ben tıbbı iyi bilirim. İhtiyaçları, sağlık çalışanlarının taleplerini... Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'yı çok başarılı buluyorum.
- Pandemi dönemi ile sağlığın ve Sağlık Bakanlığı'nın ne kadar önemli olduğunu da yaşayarak anlamış olduk, değil mi?
- 1999 senesinde asistanlık yaptım ve bizim dönemimizde bu kadar tesis yoktu. Açılan şehir hastaneleri, yatak sayılarımız çok iyi bir durumda. İstanbul'da herhangi bir semttesiniz, etrafınıza baktığınızda sayısız kamu ve özel hastane olduğunu görüyorsunuz. Sağlık alanını eleştirenler bile tüm bu gerçekleri yok sayamaz. Tesis anlamında hiç sıkıntımız yok. Pandemi dönemini ABD ve Avrupa'dan daha iyi atlattık. Avrupa'da huzur evlerinde ölmüş halde bulunan insanlar vardı. Ülkemizde asla böyle durumlar yaşanmadı.
Deprem bölgesinde hasta transferleri çok başarılı bir şekilde yapıldı. Tıbbı malzemeler alana çok hız getirildi. Sağlık sektöründe çok iyi işler yapıyoruz. Hekimlerimizin insani tarafı çok önde. Ameliyattan çıkıp hastasına kan veren hekimler tanıyorum ben. Uyumadan çalışanlar, uzun nöbetler ve dahası... Ben tıp dünyasını çok iyi tanıyorum. Bugüne kadar yapılanlar daha da yapılacak olanların garantisidir. Çözülemeyecek hiçbir sorun yok.
- Milletvekili olduğunuzda doktorluğa devam edecek misiniz?
- Bir cerrahın elinin hep işlemesi gerekiyor. Bu yüzden hekimliğe ara veremem. En azından ameliyatlara girerek elimin körelmesini önlemem gerekir. Ben 24 yıllık bir doktorum. Talepler hastalarımdan geliyor: "Sevan Bey Ankara'ya kadar geliriz" diyorlar.