'Aşkın tarihi' hep terk edilenleri anlatır. Çünkü onlar mağdurdur. Mağduriyet her zaman iş yapar! Terk edenler ise şarkıların, şiirlerin kadrolu 'vicdansız'ları ve 'zalim'leridirler. Terk edenler sanki başka bir boyutta yaşarlar!
Oysa ilişkilerde, düz mantığa göre bile terk edilen kadar, terk eden de var! Ve terk etme psikoloji uzmanlarına göre hiç de kolay bir süreç değil. Terk edilmek kadar acı veriyor, ruhu yıpratıyor. Ayrılma talebini yıllarca dile getiremeyenler var!
Sahne dünyasının ünlü isimlerinden kendi 'terk etme' hikayelerini dinledik. Psikoloji uzmanları ayrılık kararını veren taraf olmanın 'dayanılmaz ağırlığı'nı anlattı... Yani bu kez söz, şarkılardaki o meşhur 'zalimler'de!
Edebiyat, müzik, tiyatro ve dahi sinema, ezcümle sanatın pek çok alanında, çoğunlukla söz 'terk edilenler'dedir. Onlar mağdurdur çünkü... Mağduriyet her zaman iş yapar! Terk eden kişi ise şarkılarda, şiirlerde 'vicdansız' ve 'zalim' diye kodlanmıştır... Genelde 'terk eden'e söz düşmez! Ama terk etmek, bu kararı vermek de kolay değildir. Pek çok insan hayatında terk edildiyse, en az bir kere terk de etmiştir... Bu zorluğu yaşamıştır. Psikolojiye göre de terk etme kararı vermek ve tatbik etmek kolay bir süreç ve duygu durumu değil. Öncesinde bu kararı vermek ve açıklamanın zorluğunun yanında sonra gelecek pişmanlık duygusu, vicdan azabı da var... Psikoloji uzmanlarından ilişkilere son noktayı koyma sürecinin zorluğu hakkında bilgiler aldık. Kendilerinden bu sürecin sancılı dönemlerinde kendilerine başvuran danışanlarının hikayelerini dinledik. Sahne dünyasının ünlü isimlerinden de kendi 'terk etme' öykülerini ve terk etmek üzerine fikirlerini aldık...
TERK ETMENİN PSİKOLOJİK SÜRECİ
1. İlişkiyi analiz etme
2. Sorunları tanımlama
3. Temel problemi saptama
4. Çözüm önerilerine ilişkin tahminde bulunma
5. Problemin çözümüne yönelik kaynak arayışı
6. Gerçekleştirilebilir önerileri uygulama
7. Değerlendirme
8. Karar verme
9. Sorumluluk alma
10. Eyleme geçme
NOT:
"Tüm bu aşamalardan geçip, terk etme kararı açıklandıktan sonra ise yeni bir süreç başlar: 'Acaba doğru bir karar mı verdim?' Kişi bu noktada, geçmişe çok fazla döner ve çok fazla düşünür. Bu durum; kişinin karmaşaya düşmesine, sürekli huzursuz olmasına, iyi anıları hatırlayıp, pişmanlık duymasına sebep olabilir. Fazla düşünmek, zihinsel karmaşayı git gide büyüterek devam ettirir ve verilen kararın sorgulanmasına sebep olabilir." (Aktaran Uzman Klinik Psikolog Aysu Çelenoğlu)
EZGİ AKTAN (Müzisyen)
Bırakmasam İngilizce öğrenemeyecektim!
Lisedeydim, lise hazırlıkta. Sadece dil öğrendiğiniz, öğrencilerin 'light' bir yıl gibi kodladığı bir sene. Ama ben asla öyle kodlamamıştım. Çünkü İngilizceyi hakkıyla öğrenmeyi çok istiyordum. Gerçek adını söylemeyeyim, Osman olsun rumuzu sevdiğim o çocuğun. Osman bana bir gün kantinde çıkma teklif etmişti ve biz çıkmaya başlamıştık. Çıkmak dediğim de, okulda belli teneffüslerde bir araya gelip bahçede yan yana yürümek. Hem çok kısa, hem çok uzun geldiğini hatırlıyorum o teneffüslerin bana. Günler hızlanmıştı sanki, uyanıp okula gitmemle eve dönüp bir sonraki günü iple çekmeye başlamam arasında iki saniye var gibiydi. Ama bir yandan da odaklanamamaya başlamıştım başka hiçbir şeye. Ne bir ödev yapasım geliyordu, ne kitap okuyasım. Aşkın bazen zararlı gibi bir şey de olabileceğini o yaşlarda öğrenmiştim. 'Böyle giderse ben İngilizce öğrenemeyeceğim, derslerimden de geri kalacağım" diye düşünüp Osman'dan ayrılma kararı aldım. İlişkiciğimizin üçüncü haftası filandı, teneffüs buluşmalarımızın sonuncusuna her zamankinden donuk, kararlı ve soğuk bir halde gidip ayrılmak istediğimi söylemiştim. Osman'ın yemyeşil gözlerinin dolu dolu olduğunu hatırlıyorum. Sonra iki, üç akşam çok ağladım evdeki odamda. Kimseye çaktırmadan içimde iyileştirdim bir süre sonra bu minnoş aşkın yarasını. Sonra bu yaşıma kadar bir sürü terk ediş ve ediliş hikayem var çoğumuz gibi ama acısını en tatlı hatırladığım hikaye budur. Terk ediş ve ediliş nedenlerinizin az acılı ve tebessümlü olmasını dileyerek bitirmek isterim yazıyı. (Not: Ben İngilizceyi o sene öğrendim.)"
KAPTAN GÜRMAN (Oyuncu)
Terk etmeye de, terk edilmeye de eyvallah!
"Merhaba öncelikle aşk benim için çok geniş bir kavram aslında. Aşk evreni, insanı ve kendini anlama sanatıdır. Mesela bir elmanın kırmızısına bile aşık olabilirisiniz. Aşk acı vermez. Her terk ediş, terk ediliş aslında birçok kazanım ve öğretidir. Tabiii aşkı nasıl anladığınıza ve hissettiğinize bağlı. Herkeste farklılıkta gösterebilir. Hepimizin ruhunda başka yerlere açılan kapılar vardır. Söylenecek konuşacak daha çok şey var ama kısacası aşkın her şeyi güzel vesselam."
BERNA ŞAHİNGÖZ (Psikolog)
Karar güçlüğü çeken insanların işi zor!
"Terk etme kararının zor olduğunu hepimiz biliyoruz çünkü her ne kadar zorlayıcı bir ilişkiden çıkmak istesek de alışkanlık dediğimiz kavram aklımızı karıştırabiliyor. Psikolojik olarak terk etmek kişinin kendisini kötü, vicdansız, merhametsiz biri gibi görmesine sebep olabiliyor. Bu konuda yetiştirilme tarzımız kendini ele veriyor aslında. Kararlarını alamayan, alıp da uygulayamayan, kararlarını alsa bile söyleyemeyen, olumsuz olarak nitelendirdiğimiz duygularımızı (öfke, nefret, tiksinme, korku vb.) yönetmeyi bilmeyen bireyler, terk etme kararı alırken çok zorlanıyor. Bu zorlanma kişiyi daha da öfkeli bir hale getiriyor ve hem kendisine hem de partnerine karşı agresyonu artırıyor. Ve ilişki daha da çıkılmaz bir noktaya geliyor. O yüzden terk etmenin sağlıklı tarafı var elbette ki. Bizleri zorlayan her ilişkiye karşı net olabilmek, sağlıklı ilişkiler yürütmemizi sağlayacaktır."
CAN BAYDAR (Müzisyen)
Terk etmek de nezaket ister
"Bu satırları terk etme konusunda dünyanın en yeteneksiz insanı olarak yazdığımı en baştan söylemek isterim. Bir şeyin bitiyor olması, geçmişte kalacak olması beni her zaman rahatsız etmiştir. Yanlış olduğunu bilsem de, sevdiğin veya zamanında sevdiğin birini terk etmek sanki ihanet gibi geliyor bana. Sözünden dönenin kaşığı mı kırılsın yoksa? Elbet vardır ayrılığın da güzeli, yakışanı, şık olanı. Ama hepsi acıtır. Ölüm acısına en yakın acı derler aşk acısı için. Bir müzisyen ve besteci olarak duygusal hafızamın yıllar içinde çok geliştiğini biliyorum. Hatırlamak, en ufak detayları, hisleri, mekanları, konuşmaları hatırlamak benim işimin en önemli parçası. Sanırım bu yüzden hatırlamak bazen lanetimmiş gibi de hissediyorum. Yıllar sonra hâlâ arkadaş kalabilmenin yolu sanırım ayrılığın nezaketinden kaynaklanıyor. Bir şekilde, zamanın en güncel halinde, fakat farklı bir renkte hâlâ var olabilmeyi başarmak, dost kalabilmek en başta bahsettiğim 'Onca yaşanmışlığın geride kalıyor olması, yok olması' hissini yok ediyor. En azından hafifletiyor."
AYHAN ALTAŞ (Uzman Klinik Psikolog
Danışanım 'Sanki kalbimi sıkıyorlar' diyordu!
"Bir erkek danışanımdı. Dört senelik flört sonrası evlenmeye karar verilmiş.14 senelik bir evliliği bitirmek istiyor. "Artık eskisi kadar benimle ilgilenmiyor. Birçok kez ayrılmayı denedim fakat çok yoğun duygusal sorunlar yaşıyorum. O esnada sanki kalbimi biri sıkıyor gibi hissediyorum ve çok zorlanıyorum. Ayrılma kararı bencillik mi olur? gibi soru işaretleri de ayrılma konusunda elimi kolumu bağlıyor' demekteydi. Bu danışanımızla ayrılma durumunda ortaya çıkan 'Sanki kalbimi sıkıyorlar' konusunu ele aldığımızda çocukluk döneminde yaşanan travmalara gitti. O dönemde aileden yeteri kadar sevgiyi alamayan danışanımız sevgiyi kaybetmekten çok korkuyordu. Bastırdığı duygular açığa çıkıp onlarla yüzleştikçe rahatladı. Eşiyle çift terapisi almaya başlayan danışanımız çift terapisi süresince eşiyle ortak bir karar verip ayrıldılar."
ERHAN YAZICIOĞLU (OYUNCU)
Ben kendimi terk ettirirdim!
"'Bizim zamanımızda' diye başlamak hoşuma gidiyor. Gerçekten ilişkiler çok farklıydı. 'Terk eden' olmak bugünki gibi iyi davranış sayılmazdı. Ben biraz yedekçiydim. En iyi niyetle yalnız kalmak istemezdim. Bariz bir açığını görmezsem, ilişki yavanlaşınca onun beni terk etmesini sağlardım. 'Nasıl?' diye sormayın. Günlük değil ama yıllık ilişkileri az yaşadım. Terk edilmek hele her şey yolundaysa şaşırtıcı ve üzücü olurdu bazen. En çok doğallığı özlüyorum. Bugün çok ilişki sahte ve hesaplı görünüyor. 'Ölürüm biterim onsuz yaşayamam', bir ay sonra başka kucaklara zıplamak. Terk etmenin ve edilmenin bile bir hoşluğu heyecanı vardı."
BURCU TATLISES (Müzisyen)
Geride bıraktığını kendinde taşıyor insan
"'Tatlı bir hayranlıkla başlamıştı ilişkimiz, ben ona hayran olmuştum o da bana. O büyüye kapılıp biraz hızlıca bir yola girdik sanırım. Birlikte geçirdiğimiz kısa zamanda onu çok sevdim, çok alıştım, daha da hayran oldum. Ne kadar istesem de, iki iyi arkadaş olma ihtimalimiz yoktu. Konuşmak isteyip hep erteliyordum, o gün bir anda oluverdi işte. Dünyanın en sıradan şeyinden söz ediyormuş gibi konuştum. Böylesi sakin halimin arkasında tedirgin, kaybetmekten korkan bir kız çocuğu vardı. Tamam dese, boynuna sarılıp hadi sinemaya o zaman diyecektim. Dedi ki... 'Seni benim gibi sevecek birini hayatın boyunca bulamayacaksın...' Sonra gitti. erk etmek kolay bir hal değil. Çünkü geride bıraktığından fazlasını kendiyle taşıyor insan."
MELİSA UZUNARSLAN (Müzisyen)
Kimseyi üzmeye
cesaretim olmadı
"Ben pek terk edebilen biri değilim. Genelde çabuk kırılır, küserim ama mutlaka suçsuz bile olsam özür dileyip barışmaya çok meyilliyimdir. Bu sevebilme yeteneği bana zarar veren bir şey aslında. Yine de ergenlik dönemini sorarsanız hiç erkek arkadaşım olmadı o yaşlarda. İlk sevgilim üniversitede oldu. Bugüne kadar elbet ayrılıklar yaşadım, terk etmek değil de vazgeçmek zorunda kaldım eğer bitirmem gerektiyse. Ben terk edildiğimde tecrübe ettiğim hisleri kimseye yaşatmaya cesaretim olmadı, o ilişki bana zarar verse bile hep bir 'iyileştirme' çabasında olan iflah olmaz bir romantiğim galiba."
MURAT ÇORAK (Müzisyen)
Aşkın son kırıntısına kadar beklerim
"Bazen sadece karşı tarafı terk etmeyiz. Bazen terk ettiğimiz kendimizdir. Ondaki seni terk edersin. Yerini yadırgarsın. Bazen sevilmeyi kaldıramazsın mesela. Bazen değersiz olduğunu fark edersin. Bazen yorulursun 'siz'den. Ve bunların hepsi tam her şey yolunda derken olur bazen. Sonrası Vah gidene, oy kalana. Ben biraz son kırıntısına kadar beklediğimi fark ettim bu konu gelince. Zaten çok sevgilisi olan biri olmadım. Tıp Fakültesi tadında ortalama 6-7 yıllık ilişkilerim oldu. İşte buralarda bir yerde sizden vazgeçmediğini fark edersin. Sonra sadece terkedilmeyi beklersin. Yani terk mi ettin? Vaz mı geçtin?"
AYSU ÇELENOĞLU (Uzman Klinik Psikolog)
Kadınlar daha kolay terk ediyor!
"Özellikle uzun süreli ilişkilerde ve evliliklerde terk etme kararını daha çok kadınlar veriyor. İlişkide yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda; kadınlar konuşmaya, durumu anlamaya, hislerini anlatmaya ve sorunu çözmeye daha istekli oluyor. Erkek bu noktada duyarsız kaldığında, problem üzerine konuşup, uzlaşılamadığında; ilişkide ayrılık çanları çalmaya başlıyor, Öncesinde uzunca bir süre, sorunları konuşmak ve çözmek için uğraşmış olan kadın için umudun tükendiği noktada, ayrılık kararı ortaya çıkıyor. Birçok erkek için bu karar, bir sürpriz gibi algılanabiliyor."
GÜLAY (Müzisyen)
Giden de yarım kalıyor, kalan da...
"İnsanlar, ilişkilerinde; aslında kendi paylarını terk ediyor. Paylarından çekiliyor. Birbirine tutunma heyecanı ve ihtiyacı bittiğinde oluyor bu. Arkada kalan için de giden için de zor bir süreç aslında. Giden kararı veren, kalan acıyı yüklenen gibi görünse de öyle değil. Sonuçta her iki insan yarım kalmışlık duygusunu yaşıyor. O gün ya da çok sonra mutlaka yaşıyor. Bu yüzden; ayrılıklarda özellikle terk edilenin kurduğu emek terazisinin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü; aşka emek vermeyi, bütünleşme isteğini doğa vermiş bize. Karşılığı da yok aslında."
GÖKÇE (Müzisyen)
N'olur başkasına aşık olsun, üzülmesin!
"Ben karakter olarak sabırlı ve uyumlu bir insanım, karşı tarafa çok fazla şans verebilirim. Ama bir sebepten ötürü soğuduysam o yol dönülmez akşamın ufkundadır. Fakat aşırı merhametli olduğum için terk etmem bir sene bile sürebilir. 'Allahım n'olur başkasına aşık olsun, üzülmesin' diye dualar ettiğimi bilirim."
SERKAN ÇAĞRI (Müzisyen)
Kırıp dökmemek, hasar vermemek çok önemli
"Ergenlik döneminden sonra şu anki eşimle tanıştığım için terk etme duygusu nedir bilmiyorum. Ben hiç terk etmedim yani. Ama empati kurmaya çalıştığımda karar verme sürecinden tutun da bunu karşı tarafa aktarma, hele bir de kırıp dökmeden, fazla hasar vermeden yapmaya çalışmak çok stresli bir durum olsa gerek. Allah kimseyi terk etmek zorunda kalacağı ilişkilere başlatmasın."