Türk futbolunda "Ben bitti demeden, bitmez" diyen inatçı isimler vardır. Yıllara meydan okuyan Rıza Çalımbay, Bülent Korkmaz, Emre Belözoğlu gibi... İşte bunlardan biri de 38 yaşındaki Burak Yılmaz. Önümüzdeki sene de yeşil sahalarda olmak istediğini açıklamıştı Fortuna Sittard'da imza atarken... Beş yıllık yol haritası çizmişti kendisine; iki yıl oyuncu, üç yıl da antrenörlük yapacaktı.
Kariyeri hep beklenmedik şekilde ilerlemiş; inişler çıkışlar değil de, sert virajlarla geçen çılgın bir kariyer. Dört ülke, sayısız şehir, 10 kulüp, 700'e yakın maç, 300'e yakın gol.... 2006 senesinde Antalya'dan Beşiktaş'a transfer olurken beklenti büyüktür. Fransız teknik adam Tigana'nın gözüne pek giremez. Zaman zaman onu sağ beke bile süren Tigana'nın, ileride Burak'ın golleriyle Fransa tarihine geçen bir şampiyonluk yaşayacağından haberi yoktur.
Beşiktaş, Manisaspor'un yıldızı Holosko'yu alırken Koray Avcı ve Burak Yılmaz'ı bu takıma yollar. Buradaki büyük kazancı Selçuk İnan ile yollarının kesişmesidir. Şüphesiz Trabzonspor ve Galatasaray'da birlikte çok büyük başarılara imza atacaklarını ikisi de bilmiyor. Manisa'dan Fenerbahçe'ye geçer. Ama ne teknik direktör Aragones, ne Fenerbahçe, Burak'ı anlayabilir! Sihirbaz Alex'in olduğu takımdan ayrılan Burak, Eskişehirspor aktarmalı Trabzonspor'un yolunu tutar. Kadıköylüler, sıradaki iki şampiyonluğun kilit ismini yolladıklarını sonradan fark edeceklerdir.
ŞENOL GÜNEŞ İLE ÇALIŞMAK YARADI
2009-2010 sezonunun son haftasında Trabzonspor adına fileleri sarsan Kral, maçın 1-1 sonuçlanmasıyla Bursaspor'a kaptırılan şampiyonlukta önemli bir rol oynar. Takip eden 2010-2011 sezonunda da 82 puan toplayan Trabzonspor'un kilit ismidir. Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi Türkiye'nin iki büyük kulübünde tutunamayan Burak, Trabzonspor'daki iki sezonunda bambaşka bir hüviyete kavuşur.
2011-2012 sezonunun gol kralı olarak bir kez daha İstanbul kapılarına dayanır. İleride hayatının kırılma anlarını sayarken "Şenol Güneş ile çalışmak" cümlesinin altını çizer. Tıpkı kariyeri boyunca kendisini sık sık işaretleyen ofsayt çizgileri gibi... Evet, Burak sık sık kulüp değiştirse, hatta ülke değiştirse de uzun süre ofsayta düşme hastalığını hep bavulunda taşır. Çin'de düzelttiği bu eksiği de muhtemelen gol atmak için doğduğundan olsa gerek!
Yeniden geldiği İstanbul'da bu kez işini kolaylaştıracak üç başrol oyuncusu vardır. Öncelikle yine Selçuk İnan'la buluşur. Saha dışında ayrılmayan ikili, saha içinde de ayrılmaz. Selçuk İnan ayağına her top alışında onu nereden bulacağını bilir. Kral da, ekürisinin topu atacağı yeri... Burak'ın ikinci şansı, kupalarla geçecek üçüncü Fatih Terim döneminde, Drogba ve Sneijder'li kadroda olmasıdır. Bir diğer önemli şansı da yeni Ali Sami Yen Stadı'dır... Ortalama 40 bin seyirciye oynanan, Şampiyonlar Ligi'nden Galatasaray'ın adından söz ettirdiği dönem. Kral, 4 sezonda 150'ye yakın maç, 82 golle bavulunu toplar. Çılgın bir teklif gelmiştir. 30 yaşındadır ve Çin kulübü Beijing Guoan'ın yıllık 8 milyon Euro'luk teklifini "Bakmakla yükümlüğüm olduğum ailem var" diyerek kabul eder. "Çin'de futbolumu geliştirdim" cümlesiyle alay edenlere ise 35'inde Fransa'nın önde gelen kulübü Lille'e imza atarak yanıt verir. Bu arada Çin dönüşü öncesi Trabzonspor ardından Beşiktaş formalarını giydiği üç sezonda 50'ye yakın gol atar!
35'INDE FRANSA, 37'SİNDE HOLLANDA
Artık 35 yaşına gelmiştir. Bir antrenörlük kursuna gitse, televizyon yorumculuğu yapsa fena olmaz. Dünyalığını Çin'de yaptı, sayısız gol attı, sayısız kupa kaldırdı. "Yetmez" der, Fransa'nın yolunu tutar. Yine "Emeklilik için Fransa'ya, Lille'e gidiyor" derler. Ve korkunç bir şey olur. Lille, kadrosunda Neymar, Mbappe, Di Maria, İcardi gibi süperstarların olduğu şampiyonluğun mutlak favorisi Paris Sanit Germain'i nefes kesen 2020-2021 sezonunda bir puanla geçerek şampiyon olur. 28 maçta attığı 16 golle dilini bilmediği Fransa'da adını tribünlere öğretti, her maç "Burak Yılmaz" diye inler statlar. Lille kulübünün 10 yıl sonra kazandığı tarihindeki dördüncü şampiyonluğunda "Burak'la birlikte Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik de kadroydı" dip not olur ancak. Üç ülke, üç ayrı takımla şampiyonluk yetmemiş olacak ki, 38 yaşında bir transfer yapar Burak Yılmaz. Hollanda birinci lig ekibi Fortuna Sittard'ın yolunu tutar. PSV Eindnoven, Ajax gibi gözde kulüplerin filelerini havalandırır.
Ancak geçen hafta, yine bavulunu toplar. Herkes şaşkındır. Kimsenin beklemediği ayrılığın sebebi, sis perdesinin kalkmasıyla ortaya çıkar. Kulübün Türk sahipleri, ekonomik sıkıntı sebebiyle genç oyuncuların maaşını ödeyemiyordur. Burak Yılmaz "O zaman ben de yokum" der. Kariyeri boyunca penaltı kovaladığı, ofsayta takılma sorununu çözemediği, paragöz olduğu ithamlarına maruz kalsa da "Bavulum hazır" deyince takıma ödeme yapılır. Baba mesleği antrenörlüğü kafasına koyan Burak Yılmaz, yeni işine Fortuna Sittard'da başlamıştır bile...