İngiltere basını geçen hafta dört yaşındaki Teddy'i konuştu... Çünkü Teddy'nin IQ'su tüm akranlarının hatta nice yetişkinin çok üzerinde. O kadar ki Teddy, aralarında Mandarin Çincesinin de bulunduğu altı farklı dilde 100'e kadar saymak dahil birçok beceriye sahip. O nedenle de İleri Zekalılar Kulübü olarak bilinen Mensa'nın en küçük üyesi oldu bile. Dünya genelinde 140 bin, İngiltere ise 18 bin üyesi olan MENSA kendini "dünyanın en önde gelen yüksek IQ topluluğu" olarak nitelendiriyor. MENSA sadece IQ puanı toplumun yüzde 2'lik diliminde olan kişileri üye kabul ediyor. Üyeler kendileri gibi yüksek zekâlı kişilerle sosyalleşme, entelektüel sınırlarını zorlama ve ilginç faaliyetlere katılma fırsatı buluyor.
Teddy küçük yaşta yüksek zeka belirtileri gösteren ve Mensa'ya kabul edilen ne ilk çocuk ne de tek. Zekası boyundan büyük bu çocuklara basında zaman zaman rastlıyoruz. Peki daha çocuk yaşta dahi ilan edilmek, bu kişilerin hayatlarını nasıl etkiliyor? İşte o isimler ve neler yaptıkları:
Christopher Guerin, 2002 yılında, 12 yaşındayken katıldığı bir yarışma programında binlerce akranını geride bırakmıştı ve İngiltere'nin en zeki çocuğu ilan edilmişti.
Yarışmayı kazanmak Guerin'in önünde birçok kapı açtı. Tuttuğu takım olan Aston Villa'yı kulüp başkanıyla izleme daveti alan Guerin, anne babasının memleketi İrlanda'nın turizm bakanlığı tarafından organize edilen bir gezi de yaptı. Zekası nedeniyle başarılı olmasının beklenen Guerin'in biri Cambridge Üniversitesi'nden olmak üzere üç yüksek lisans derecesi var. Doktora çalışmalarını da sürdürüyor. Aynı zamanda bir ortaokulda müdür yardımcısı olarak görev yapan Guerin, tecrübelerini öğrencilerini yüreklendirmek için kullanıyor.
Bir diğer üstün zekalı çocuk Arran Fernandez, 15 yaşındayken Cambridge Üniversitesi matematik bölümüne kabul edildi. Ve 1773'te kurulan üniversitenin tarihindeki en genç öğrenci oldu. Fernandez, 18 yaşına geldiğinde üniversite genelindeki matematik yarışmalarında herkesi geride bırakıp şampiyonluğunu ilan etti. Üniversiteye gitmeden önce Surrey'deki evinde babası Dr. Neil Fernandez'den eğitim alan Arran Fernandez, "Sosyal anlamda konuşursak yaşımı diğerleriyle hiç kıyaslamadım, o yüzden de kendimi diğer öğrencilerden farklı hissetmedim hiç. Üniversiteye başlamak herkesin hayatını değiştiren benzersiz bir tecrübe. 15 ya da 18 yaşında olmanız bir şeyi değiştirmiyor" diyor. Şu an Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin matematik bölümünde doçent olan Fernandez, "çocuk dahi" ifadesinden hoşlanmadığını belirtiyor ve ekliyor, "Ben bir dahi değildim, şu anda da değilim. Sadece kendisine istisna eğitim fırsatları sunulan ve bu fırsatları en iyi şekilde değerlendiren biriydim" diye konuştu.
Elbette üstün zekalı bir çocuk olmak, kişinin her zaman istediğini elde edebileceği anlamına gelmiyor. Jocelyn Lavin onlardan biri. Benzersiz müzik yeteneği nedeniyle genç yaşında Manchester'da bulunan Chetham Müzik Okulu'na kabul edilen Lavin, bir çocuk dahi olarak görülmenin kendisini olumsuz etkilemediğini söylüyor ama bazı sıkıntılar yaşadığını inkar etmiyor. Özellikle iş hayatında insanların bazı görevlerin belli bir biçimde yerine getirilmesini istediğini söyleyen Lavin, "O kalıba uymuyor olmanızdan, olayları kendi bakış açısıyla düşünüp değerlendirmenizden hoşlanmıyorlar" diyor. Lavin şu an öğretmenlik ve sekreterlik yapıyor.