Nef Sanat tarafından sanat dünyasına yeni bir nefes getirmek amacıyla kurulan Nef Filarmoni Orkestrası, 17 Ocak'ta hafızalardan silinmeyecek özel bir konsere imza attı. Gala niteliğindeki konser, dünyaca ünlü sanatçılara ev sahipliği yaptı. Şef Orhan Şallıel'in orkestra şefliği yaptığı konserde sahnedeki isimlerden biri de St. Peterbursg keman ekolünün en önemli temsilcilerinden Chingiz Osmanov'du... Osmanov'u özel kılan, müzik kariyeri kadar, çok kısa bir süre önce Mersin'e yerleşme kararı almasıydı...
Osmanov ile konser sonrasında Türkiye'de kurduğu yaşamı, müziği üzerine sohbet ettik:
Mersin'de yaşamaya nasıl karar verdiniz? Neden özellikle Mersin'i seçtiniz?
- Mersin yeryüzündeki
harika yerlerden
biri. Mersin'i
gördüğüm andan
itibaren onun derinine
düştüm. Güzellik
ve kültürel miras beni
çok etkiledi. Dünyanın
neredeyse yarısını ziyaret
ettim ve böyle bir yer hayal bile
edemiyorum... Mersin ilham veren,
etkileyici, çekici bir şehir.
- Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Türkiye çok kozmopolit
ülke, kültürler
arasındaki gerçek kapı...
Türkiye yiğitliğin hala
çok önemli olduğu ve
hak ettiğiniz şeye sahip
olduğunuz insanların
ülkesi. Aynı zamanda
karşılıklı anlayış ve
şefkatin Türkiye'yi dünyanın
geri kalanından
farklı kıldığını görüyorum.
Burası muazzam
bir geçmişe, aktif bir
bugüne ve harika bir
geleceğe sahip.
- Mersin'deki günlük hayatınızın akışından biraz bahseder misiniz? Yöresel tatları deneyimliyor musunuz?
- Mersin'deki günlük
maceralarımdan keyif
alıyorum. Her gün yeni insanlarla
tanışıyorum ve adım
adım Türkçe öğreniyorum.
Sınırsız tarihini
keşfediyorum ve tabii
ki yerel tatları deniyorum.
Her zaman olmayı sevdiğim güzel yerler listem zaten var. Mersin'de yemek virtüöz bir sahiplik ve sıkılmanıza izin vermeyecek sonsuz doğaçlama fantezisi...
İLHAM KAYNAĞIM...
- St. Petersburg'da doğdunuz ve konservatuar eğitiminizi de burada tamamladınız... Doğup büyüdüğünüz topraklar müziğinizi nasıl şekillendirdi?
- St.Petersburg inanılmaz bir şehir, hala... Bu şehrin insanlara karşı pek nazik olmamasına rağmen onu seviyorum. İki yönden şanslıyım ben, birincisi çok iyi bir ailede doğdum. Harika ebeveynlerim var ve sahip olduğum her şeyi onlar verdiler. İkincisi, öğretmenlerim. Bana olağanüstü bir eğitim verdiler, ilgi gösterdiler.
- Uzun yıllar St. Petersburg Devlet Senfoni Orkestrası'nın başkemancısı olarak çalıştınız. Türkiye'deki müziği nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Tamamen yeni müzikler dinlemek ve farklı kültürleri keşfetmekle çok ilgileniyorum. Ve burada Türk müzik geleneklerinden ve Türkiye'den her zaman yeni ilham ve izlenimler alıyorum.
Türkiye'nin kendi içinde birleştiğini hissediyorum. Çok yenilikçi bir düşünce ile benzersiz üst düzey müzik tutkusu.
- Nef'in Filarmoni Orkestrası ile sahne aldınız? Orhan Şallıel ile nasıl bir arkadaşlığınız var?
- Böylesine iyi bir orkestra ile çalmak benim için büyük bir zevk ve onurdu! Önce ben Petersburg'daki uluslararası festivalde Orhan Şallıel ile tanıştım. Maestro Şallıel Türk kültürünü dünyanın her yerinde temsil eden seçkin bir insan ve büyük bir müzisyen. Müzikal fikirleri ve yorumları çok cesur ve çok ilham verici.