Yer Kuruçeşme... Tarih, 21 Ağustos 2022... Türkiye'nin dünya çapındaki kıtalararası Boğaziçi Yüzme Yarışı bitiyor; Hilal Zeyneb Saraç, Asya kıtasından Avrupa'ya 52 dakika 20 saniyede yüzerek kadınlarda altın madalya alıyor. Hikayesini dinlemek için yanına gidiyorum. "Annem babamla geldim, otobüse yetişmemiz lazım. Yarın iş var" diyerek müsaade istiyor. Spor kariyerinini, mesleğiyle bir arada sürdürdüğü için buluşmaya fırsat bulamıyoruz.
Marmara Denizi'ni geçen ilk Türk kadını ve Boğaziçi Yüzme Yarışlarında beş kez kürsüye çıkan 25 yaşındaki Hilal Zeyneb Saraç'ın 2023'te bir kez daha peşine düşüyorum. Vatan savunması için mesleğini icra ederken spor kariyerine de devam edip kendi hayatından fedakarlık yapan Saraç ile keyifli sohbetimizin Türk gençliğine ilham olacağını düşünüyorum.
- Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
- 1998 Ankara doğumluyum. 2011 yılında 200 metre kelebek yarışında dünya dokuzuncusu olduğum için Liseye Geçiş Sınavı'nda (SBS) beş ek puan ile ödüllendirildim, 500 üzerinden 502 puan alarak SBS rekorunu kırdım. Yüzmeye devam edebilmek için Ankara Fen Lisesi yerine Ankara Atatürk Anadolu Lisesi'ne kaydımı yaptırdım. Yine yüzmeye devam edebilmek için üniversite tercihimi TED Üniversitesi'nden yana kullandım. Yüzde 100 ÖSYM bursuyla Elektrik Elektronik Mühendisliği'ni birincilikle kazandım. Aynı zamanda hukuk ek dalı yaptım. 2021 yılında TED Üniversitesi'nden 'Onur Öğrencisi' unvanıyla mezun oldum.
- Yüzme kariyerin nasıl başladınız?
- Yüzmeye 2003 yılında Ankara'da başladım. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yaz okullarında hayatıma yön verecek bu sporla yollarım kesişti.
- Şu an nerede çalışıyorsunuz?
- 2022 senesinin şubat ayından bu yana Türk Havacılık Uzay Sanayii'nde (TUSAŞ) mühendis olarak görev almaktayım.
- Eğitim hayatınıza başlarken, Türk savaş uçakları için çalışacağınızı hayal edebilir miydiniz?
- Ben her zaman ülkeme faydalı olmayı amaç edindim. Ama mesleki olarak spesifik bir amacım yoktu. Mezuniyetimden sonra bile ne yapacağıma karar vermis değildim. Sonunda havacılık ile uğraşmak istediğime karar verdim.
- Türk savunma sanayi, uzun bir süredir kendi ayakları üzerinize basan, dışa bağımlılığa son veren, yurt dışına ihracat yapan bir güce kavuştu. Bunun bir parçası olmak nasıl bir duygu?
- Türkiye'nin geleceğine katkıda bulunmak her alanda en büyük amacım. Yaptığım her şey bu amaca yönelik. Düşündüğünüz zaman 20 senedir bir yüzücü olarak ay-yıldızı ileriye taşıma gayemi mesleki hayatıma da yansıtmaya çalışıyorum. Ülkemizde ilkleri hayata geçiren Türk Havacılık Uzay Sanayii'nde (TUSAŞ) çalışmak bana ay-yıldızlı bone ile yarışmak gibi hissettiriyor. Haftanın altı günü antrenmanlarımı aksatmadan yapmaya çalışıyorum. Yorucu ve zorlayıcı olsa bile yaptığım işlerin yaşattığı milli gurur bana devam etmem için güç veriyor. Yüzme kariyeri özelinde hâlâ başarmak istediğim hedeflerim var. Bu hedefler gerçekleşmese bile yüzmeyi seviyorum. Antrenman yapmayı, kendimi zorlamayı seviyorum. Ülkemi temsil etmek büyük bir gurur.
- İş yerinde spor kariyerinizi sürdürmeniz için verilen destekten bahseder misiniz?
- Şefim bu konuda en büyük destekçim. Yaptığım sporun ne kadar zor olduğunun, harcadığım emeğin büyüklüğünün ve zorluğunun bilincinde. Her fırsatta bunu dile getirip beni motive ediyor. Ekip arkadaşlarımın da desteği büyük. TUSAŞ (Türk Havacılık Uzay Sanayii) içerisinde çeşitli noktalarda "Marmara Denizi'ni yüzerek geçen ilk Türk kadın sporcu" yazılı görseller dönüyor. Bu gurur verici.
DOĞRU ANTRENÖR TERCİHLERİ ÖNEMLİ
- Kaç yaşınıza kadar yüzme kariyerinizi sürdürmek istiyorsunuz?
- Profesyonel sporcu olarak 30'lu yaşlarımı
görmek istiyorum. Ama bu çok zor. Yüzmede
yüksek performansı ancak genç yaşlarda koruyabilirsiniz.
15-16 yaş yüzme
anlamında kadınlar için
verimli bir yaş. Sonrasında
işler hızla zorlaşmaya başlıyor.
Üstelik ben uzun mesafede
yarışıyorum. Uzun
mesafenin performans yaşı
kısa mesafeye göre daha da
genç. 25 yaşımda olduğuma
bakmayın, uzun mesafeci
bir kadın yüzücü için ileri
bir yaş. Zaten Türkiye'de
yaşı en büyük de benim. Şu
an rakiplerim benden 10
yaş genç. Bu yaşıma kadar
dayandığım için mutluyum.
Bunu daha da ileriye götürmek
genç nesiller için güzel
bir örnek olacaktır.
- Son dönemde Merve Tuncel, Deniz Ertan gibi yüzücülerimiz uluslararası başarılarıyla ön plana çıkıyor. Türk yüzmesindeki bu başarının sırrı ne?
- Yüzme sporunda ülkemiz her geçen gün
başarısını ileri taşıyor. Ben kendi gözlemlediğim
ve içinde bulunduğum noktadan bahsetmek
isterim. 2015'ten bu yana Ankara'da
bulunan Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi'nde
Arnavut asıllı İtalyan antrenör Gjon
Shyti ile çalışıyorum. Gjon aynı zamanda
Merve Tuncel'in de antrenörü. Gjon, olimpiyatlara
altı Türk sporcu gönderdi. Büyük
uluslararası organizasyonlarda madalya alınmasını
sağladı. Gjon'un Türk
yüzmesine katkısı çok
büyük.
DÜNYADA MARMARA DENİZİ'NİN ŞÖHRETİ DAHA DA ARTMALI
- İstanbul Boğazı'nda her yıl düzenlenen, tüm dünyada büyük ilgi gören kıtalararası yüzme yarışında rekorlarınız var. Marmara Denizi'ni yüzerek geçen ilk Türk kadını da oldunuz. Buralarda yüzmek nasıl bir duygu, zorlukları nelerdir?
- İstanbul Boğazı'nın yeri bende ayrı. Coğrafi konum olarak İstanbul Boğazı'nın dünyada eşi yok. Haliyle akıntı profili de eşsiz. Kıtalararası dünyadaki tek yarış olması dikkatleri iyice üzerine çekiyor. Dünya Açık Su Yüzme Birliği tarafından "En iyi açık su organizasyonu" seçilmiş olan bu yarış, her sene 50'den fazla ülkeden başvuru alıyor. Ancak elemeleri geçerseniz Boğaz'da yarışmaya hak kazanıyorsunuz. Ben ilk kez 2018 yılında bu yarışmaya katıldım. Kadınlar genel klasman şampiyonu oldum. 2019 yılında erkekler genel klasman şampiyonundan hızlı yüzerek Boğaz tarihinde bir ilki gerçekleştirdim. Bu benim Boğaz'da ilk rekorumdu. 2020 ve 2021 yıllarında yine genel klasman kürsüsündeydim. 2021'de dördüncü kez genel klasman madalyası kazandım. Boğaz tarihinde kadınlar genel klasmanında en çok sayıda madalya kazanan kadın olarak ikinci rekorumu kırdım. Açık suda üst üste podyuma çıkmak çok nadir görülüyor.
Yeni hedefim İstanbul Boğazı'nda üçüncü şampiyonluk. Tarihte bunu başarmış kadın yüzücü yok. Marmara Denizi ise daha önce yüzerek hiç geçilmemişti. Çok değerli bir parkur çünkü kıta değiştiriliyor. Uluslararası platformda tanınırlığının artması gerek. Biz bir takım geçişi yaptık. Altı erkek iki kadından oluşuyordu. Diğer kadın sporcu ise Rus yüzücü Viktoria idi. Bu parkurda solo ve takım geçişlerinin yapılmasını, uluslararası popülerliğe erişmesi, dünyanın her yerinden yüzücülerin Marmara Denizi'ne gelmesini isterim.